Vergi Süreleri, Gelir Tespiti ve Borçlanmalar


 Prof.Dr.Nüket GÜZ    21-12-2015  


 

 

“Vergi mükellefi olduğum sürelerin 4/b (Bağ-Kur) kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilmemesini anlamıyorum” diyor, fiilen görüşmeye gelen dertli sigortalılarımız.

Valla bende anlam veremiyorum, dedim. Anlam verene de rastlamadım bu zamana kadar.İnsanların temel hakkı olan bir şeyi alamamalarının getirdiği travmayı da anlayabiliyorum. Asıl anlamadığım bu hakkın teslim edilmesinin kime ne zararının olduğu.

Zaten cari olan yasaya göre, eskiden beri tescili olup vergi mükellefiyeti devam eden bir sigortalının son iki yıldan daha önceki primlerini ödemek istemesi halinde, cari prim çarpı ayların toplamı değil mi? Burada bir yanlışlık var mı? Hayır yok. Olması gereken de buydu. Faiz uygulamaları faiz affı sonucunu getirir. Eski primler üzerinden cüz’i paralarla on yıllar hizmet olarak kazanılıyordu. Dolayısıyla da sosyal güvenlik dengelerini çok olumsuz etkiliyordu.Eski borçların ödenmesi halinde, ödeme tarihindeki cari prim üzerinden ödenmesi, aktüeryal dengeye olumsuzluk getirmiyorsa, eski vergi mükellefiyet sürelerinin cari prim üzerinden borçlandırılmasının hiçbir sakıncası yok. Maalesef bugün itibariyle, hala bu borçlanma imkânı yok.

Bu sorun o kadar büyük bir sorun ki, mahkemelerin de iş yükünü hayli arttırdığı bilinmektedir. Aldığımız bilgilere göre 2000 ve 2008 yıllarında çıkan kanunların verdiği 6 aylık sürede başvurularını yapmamış olmaları gerekçesiyle bu tür davalar iş mahkemelerince reddedilmektedir. Kanaatim odur ki bu sorun mutlaka çözülecek. Mağduriyetlerin daha fazla büyümeden çözülmesi de temennimdir.Kaldı ki, askerlik sürelerini borçlandırıyoruz. Doğum sürelerini borçlandırıyoruz. Dahası yurtdışında geçen ev hanımı sürelerini de borçlandırıyoruz.Neresinden bakarsanız çelişkili bir durum var ortada.

            Yoğun bir şekilde gelen diğer soru/sorun ise; Genel Sağlık Sigortası kapsamındaki 18 yaş üstü çocukların gelir tespitlerinde, hane gelirinin esas alınması.

            5510 sayılı kanun, medeni kanunu esas alarak 18 yaşın üstündeki çocuğu babasından / annesinden bağımsız kabul ediyor. Dolaysıyla babasının veya annesinin sağlığından yararlandırmıyor. İyi de gelir tespitinde niye anne - babanın geliri esas alınıyor.

            Gerçekten burada ciddi bir çelişki var. 18 yaşın üstündeki çocuk işsiz olduğu için anne-babasına sığınmışsa, sorun bunun neresinde de adeta cezalandırılıyor.

            Gerçi hatırladığım kadarıyla 1 Kasım seçimleri öncesinde Sn. Başbakan’ın vaatleri içinde yer alıyordu bu sorun.

 

            Henüz bir ilerlemenin olmadığını belirtmek zorundayım. Birçok olayda olduğu gibi bu konuda da insanlar hülle yoluna başvuruyor. Bu tür yollara başvurulmasını da uygun bulmuyoruz.

            Üçüncü husus, hatırlatma mahiyetinde olsun;

            Askerlik borçlanması, Doğum borçlanması özellikle yurtdışında geçen ev hanımlılığı sürelerini borçlandırmak isteyenlerin yılsonuna kadar başvuru evraklarını Sosyal Güvenlik İl veya İlçe Müdürlüklerine vermeleri ya da iadeli-taahhütlü postaya vermelerini öneriyoruz. Özellikle bu dönemde daha da gerekli bir durum.

            Çünkü yeni yıl itibariyle asgari ücret net 1300tl olacak. Buna göre günlük kazanç ortalama 13tl’den 19tl’ye yükselecek. Borçlanma süreleri çoğaldıkça oluşacak farkta hayli bir yekûn tutabilir.