SEVGİ DİLLERİ


 Nimet MUTLU    03-06-2018  


Vardır herkesin sevgisini hissettiği ya da hissettirdiği sevgi biçimleri. Bazen duyuyoruz annelerden: “Ne kadar sevsem de çocuğumu sevdiğime inandıramıyorum; öpüyorum, sarılıyorum ama gene de inkar ediyor sevmediğimi düşünüyor ne yapacağımı şaşırdım.” Bazen de aynı cümleyi eşlerden, çocuklardan, arkadaşlardan duyuyoruz. Sonuç olarak da madem anlamıyor bende sevgimi göstermem şeklinde bir sonuç çıkararak olayı daha da çıkılmaz bir hale getiriyoruz; iletişimi kesiyoruz.

Kendimizce böyle yanlış bir yöntem yaratmak yerine karşımızdakini mutlu edecek sevgi dilini anlarsak ne yaptıklarımızı inkar eden davranışlarla karşılaşırız ne yoruluruz ne de karşımızdakini üzmüş oluruz. Herkesin farklıdır sevgi dili.

Peki nedir sevgi dilleri?

Fiziksel temas( sarılmak, elini tutmak vs.)

Onaylayıcı sözler söylemek(aferin vs.)

Hediye almak

Öpmek

Yaptıklarını taktir etmek

Onu ilgilendiren bir konuda sohbet etmek( futbol, müzik vs.)

Birlikte kaliteli zaman geçirmek( yemek, seyahat, oyun vs.)

Ona yardım etmek.

Bu sevgi dilleri herkeste farklı olabilir, kimi hediye ile mutlu olurken kimi sohbet etmenin ya da birlikte zaman geçirmenin daha mutlu ettiğini belirtir. O halde yapmamız gereken karşımızdaki kişiyle konuşarak sevgi dilini öğrenmek ve ona göre davranmak. Bu konuda timsah ve fil hikayesi durumu çok güzel ifade etmektedir:

“Timsah ve fil bir gün dillere destan bir şekilde evlenmişler. İki sevgili evlendikten sonra, birbirlerine kendileri için “en değerli” olanı verme yarışına girerler. Timsah gölden en güzel balıkları çıkarıp sevgilisi file ikram eder. Fil de pek sevdiği yeşil yapraklarının en tazelerinden çırpıp sevgilisinin önüne atar. Fakat sonuç hüsrandır. Otçul olan fil için balıklar, etçil timsah için de tazecik yapraklar hiç de değerli değildir. Çift, sonunda anlar ki, herkesin kendisi için “en değerli” olanı vermesi iyi niyetli ancak teknik olarak yanlış bir davranıştır; hem iyi niyetli hem de teknik olarak doğru davranış eşi için “en değerli” olanı vermektir. Sonuç olarak, fil timsaha hortumuyla tuttuğu ve zaten yemeyeceği balıkları, timsah da gölün dibinden kopardığı ve zaten sevmediği tazecik yosunları vermeye başlar. Mutlu olurlar; çünkü birbirlerini anlamaya vakit ayırmışlardır. İkisi de “Ben elimden geleni yapıyorum ya!” savunmasına girmemiştir. “

Sevgimizi göstermenin en iyi yolu neleri sevdiğini bilmekten geçer, sevgiyle kalın