Küçük Sorunlarla Boğuşan Kent..


 R. Ferhat VURAL    30-09-2018  


Rahmetli Babam bize, "oğlum küçük şeylerle uğraşıp zaman kaybetmeyin "derdi.Haklı olduğunu o öldükten,biz büyüdükten sonra anladık.

Bu şehirde,hemen hemen toplumun tüm kesimleriyle konuşuyoruz-İstisnalar hariç- genelinin ufacık şeyleri nasıl büyüttüğünü görünce hayret ediyorum.Bir sorunun özünü konuşan,kafa yoran "neden,niçin bu böyledir " diye soru soranı görmedim.Varsa yoksa dedikodudan öteye gitmeyen kendisine ait bir sözden ziyade başkasının söylemini papağan gibi taklit eden bir toplum!

Yolda yürürken biri yanaşır,

" Hoca şu vekil, şu başkan ile ilgili şunlar konuşuluyor sizde duydunuz mu? mutlaka doğrudur değil mi..?" Diyorum ki; sen zaten peşinen hükmünü vermişsin ve inanmışsın bana niye sorma gereği duyuyorsun ki?

Dediği," evet ben inanıyorum ama birde size teyit ettireyim "diyor.

Kısacası bir takım şehir efsanelerini veya kafasında uydurduğu dedikodulara kendisi inanıp birde  yalanına ortak arıyor.!   

Bugünlerde en çok merak edilen konuların başında,yaklaşan yerel seçimlerde kimin AK Partiden belediye başkan adayı olacağıyla ilgili.İl,ilçelerde acaba şimdi ki başkanlarla mı devam edilecek yoksa yeni birilerini mi aday gösterecekler? Malum zihinlerde şöyle bir algı var.AK Parti de kimi aday gösterirlerse kazanacak inancı.

Zatın derdi ise,bu şehre bişeyler katacak,namuslu, harama el sürmeyen,beytülmalı hunharca haramzadelere peşkeş çekmeyen biri değildir.O, daha çok ibre hangi adaydan yana ise şimdiden ona yanaşıp yerini almak.

Kentin gerçek sorunlarını düşünüp,aday olacak şahısta liyakat/ehliyet /dürüstlük/ bilgi- birikim arayan yok..

Hele sosyal medya da, bazı ilçeler için gönlünde adaylık geçen bilgi yoksunu/ilim fukarası zavallıların paylaşımlarını gördükçe insanın içi acıyor.Yahu bu şehir ne günah işledi?Kala kala bunlara mı kaldın diye ah çekiyorsun.

Dedim ya küçük sorunlarla boğuşan kent.Bunun en canlı örneği bi türlü bitmeyen ve kabak tadı veren ziyaret haberleridir. Birisi bi makama gelmeyi görsün,aylarca ne kadar siyasi ,sözde STK ve kurum müdürü varsa sıraya girerler "ağamızı/paşamızı ziyaret edip hayırlı olsun dedik".Aslında şöyle deseler daha iyi." Bak ben geldim seninle bir selfie de çekip paylaşıyorum işim düşerse sakın yok deme ha.."

Kentin büyük sorunlarını ise kimse tartışmak konuşmak istemez.Mesela son üç  ayda üç aile katliamı yaşandı ve 10 kişi katledildi.Bir çok genç bayan/erkek intihara teşebbüs etti,kimi maalesef hayatını kaybetti.Şu küçücük kentte neredeyse her gün bir fuhuş/hırsızlık haberini yayınlamaktan bıktık ve yüzümüz kızarıyor, malum "Dini bütün muhafazakar bir kentiz" ya! 

 İşte bu kentin insanları, küçücük şeylere kafa yorduğu için toplumsal menfaatten ziyade bireysel çıkarlarını düşündüğü için gelişmiyor/gelişemez.Daha doğrusu gelişmek istemiyor.Gelişmek isteyen insan önce kendini değiştirir.

Herkes, insanlığın kötüye gittiğini kabul eder de, hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez.  Lev Tolstoy

Dünyada büyük olan hiçbir şey, büyük olan insanlar olmadan elde edilemez ve insanlar yalnız öyle olmaya karar verdikleri zaman, büyük olurlar.   Charles DE Gaulle