Dinde zorlama yoktur ayetini nasıl anlamalıyız


 Mustafa ÇATLI    02-12-2018  


“Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte Tanrıları reddeder de Allaha inanırsa kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir.”(Bakara/256)

                          Lehin de ve Aleyhinde konuşulan, farklı anlamlara çekilen konulardan biride dinde zorlama hususudur.  Konu edindiğimiz Ayeti Kerime Medine dönemimde inmiştir. İniş sebebi olarak Medine Yahudilerinin etkisi altında kalan ve çeşitli nedenlerden dolayı çocuklarını Yahudileştiren Araplar Müslüman olduktan sonra bu Yahudileşen çocuklarını İslam’a girmeleri için zorlamaları hususu rivayetlerde aktarılmaktadır. Ayet aslında Müslüman olsun veya olmasın bütün inanç mensuplarına tam bir inanç özgürlüğü tanımaktadır. Kuran-ı Kerim de pek çok Ayet de Peygamberlerin sadece uyarıcı ve müjdeci oldukları bildirilmekte ve onların zorba ve baskıcı olamayacakları anlatılmaktadır. Bilindiği gibi baskı ve zorlama insanları münafıklaştırır. Yani inanmadığı halde gördüğü baskı ve zorlamadan dolayı inanmış gibi gözükür, oysa iman içten benimsemeyi gerektiren kalp işidir. Tarihte uygulana gelen inanç özgürlüğünü ortadan kaldıran her türlü zorlamalar başarısızlığa mahkûmdur. Bunun somut örneği olarak ülkemizde uygulanan Kemalizm’i verebiliriz. Anadolu insanı inançları hususunda kendisine dayatılan her türlü baskı ve zorlamaya karşı direnmesini bilmiş ve inancını bütün engellemelere rağmen nesiller boyu devam ettirme başarısını gösterebilmiştir.

                            Yukarıdaki Ayet inançlar üzerindeki her türlü baskı ve zorlamayı gerek İslam dininin kendi bünyesi içinde gerekse diğer din mensuplarına karşı yasaklamıştır. Ayetle ilgili geçmişten bu güne birçok farklı yorumlar yapılmıştır.  Bu yorumları DİB Kuran Yolu adlı Tefsir den yararlanarak şu şekilde özetleyebiliriz:

1.       Hz. Peygamber Araplardan cizye kabul etmemiş, onları ya Müslüman olma ya da savaşı ve ölümü göze alma seçenekleriyle karşı karşıya bırakmıştır. Şu halde Ayetin hükmü kaldırılmıştır.

2.       Ayetin hükmü kaldırılmış değildir ancak Dinde zorlama yoktur hükmü bütün inkârcılar hakkında değil, yalnızca kitap ehli(Yahudi-Hristiyan) olanlar hakkındadır. Onlar cizye(vergi) vermeyi kabul ettiklerinde kendi inançlarında kalabilirler.

3.       Ayet sonradan Müslüman olan Medineliler ile ilgili bir meseleden dolayı gelmiştir, o konuyu çözmüştür ve o hadiseyle sınırlıdır. Yani Yahudi olan çocuklarını İslam’a girmeye zorlamalarını yasaklamıştır.

4.       Bu Ayet savaş esirleriyle ilgilidir. Ehli Kitap olan esirler din değiştirmeye zorlanamaz.

5.       Kimseyi Müslüman olsun diye zorlamayınız; çünkü İslam’ın gerçekliği apaçık ortadadır, zorlamaya ihtiyaç yoktur. Zorla İslam’a sokmanın bir faydası da yoktur.

6.       Ayet imanla ilgili ilahi bir kuraldır: yani Allah kulunu iradeden yoksun kılarak iman konusunda onu zorlama altında bırakmamış aksine inanıp inanmamayı onun serbest irade ve seçimine bağlamıştır.

İnsanların zorla din değiştirmeleri hem imkânsız hem de hükümsüzdür bu sebeple de yasaklanmıştır. Savaş insanları zorla İslam’a sokmak için değil, din yüzünden baskının ortadan kalkması, din ve vicdan hürriyetinin hayata geçirilmesi, güçlü olanların hukuku çiğnemlerinin engellenmesi içindir. Müslüman olmayanlar bu hak, hukuk ve hürriyet düzenine uydukları müddetçe kendi inançlarında kalma ve inançlarını yaşama hakkına sahiptirler. İslam’ın hakkıyla hakim olduğu yerlerde zorlama bulunmaz veya bulunmamalıdır çünkü rıza ve hüsnü niyetin bulunmadığı hiçbir amel ibadet olmaz zira “Ameller ancak niyete göredir” dolayısıyla ikrah(zorlama) ile gerçekleşen iman hakiki iman olmadığı gibi ibadetlerde hakiki ibadet sayılmaz yani zorlama ile kıldırılan namaz namaza değildir. Zorlama yoktur değince hiç kimseye teklif veya suç işlediğinde ceza yoktur demek anlaşılmasın. Yani fitne yoksa Dinde ikrah yoktur.