Dördüncü Yıla Girerken


 R. Ferhat VURAL    30-12-2018  


Merhaba sevgili dostlar

Bugün sizlerle biraz hasbıhal etmek istiyoruz. Geride bıraktığımız üç buçuk yıla neler sığdırdık sizinle paylaşıp, dertleşmek istiyoruz.

Üç buçuk yılı geride bıraktık. Bu gazeteyi çıkarırken kesinlikle bir maddi menfaat/bireysel çıkar peşinde değildik. Amacımız, bu iletişim çağında insanlarımızı doğru bilgilendirmek ve okumayan toplumumuza bilgi anlamında katkıda bulunmaktı. Dikkat ettiyseniz Gazetemizde iki sloganımız vardır, bunlardan biri “Doğru bilgi gerçek haber size BU HAFTA yeter. Diğeri ise  BİLGİ HİKMETTİR.

Kendimize rehber ettiğimiz bu sloganlarla, doğruluğundan emin olmadığımız hiçbir haberi yayınlamadık. Rövanşit duygularla haber yapmadık. İşini adam gibi yapan kamu kurum, kuruluşlara daha çok yer verdik. İşi gücü reklam olan bazı medyatik zatlara da hiç yer vermedik vermeyiz de. Her ne kadar şişirilmiş balonlar gibi bazılarının çay içmesi bile bazı medya organlarında manşet olurken, bizim gazetede bir zayi ilanı kadar yer almadı, almazda.

Mümkün mertebe bilgiye eğitime fazla yer verdik. Çünkü biz inanıyoruz ki toplumumuzun en önemli sorunu eğitimdir. Cehalette savaş açtık, çünkü biz ilk emri “OKU” olan bir dinin mensuplarıyız.

 Bizim gibi inanmayan/düşünmeyen kesimlerin haberlerine de yer verdik. Çünkü biz adil olmak zorundayız “Ey inananlar, Allah için daima doğru hükmedin, adalete tam uygun tanıklıkta bulunun ve bir kavme olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalette bulunun ki bu, takvaya daha yakındır ve çekinin Allah'tan. Şüphe yok ki Allah, ne yaparsanız hepsinden de haberdardır.”(Maide 8)

Gazetemizi sadece protokol haberleriyle doldurmadık. Elimizden geldiğince halkımızın gerçek gündemini yansıtmaya çalıştık. Bunun kolay olmadığını da burada belirtmek istiyorum.

Çıktığımız bu kutsal yolda hep şu sorulara muhatap olduk “Para kazanıyor musunuz? Para kazanmıyorsanız niye bu gazeteyi çıkarıyorsunuz enayi misiniz? Vs. çünkü günümüzde para kazanmayan her uğraş bazı insanların nezdinde enayiliktir!

Ne insanlar tanıdık. Toplumun karşısında farklı, sosyal medya hesaplarında ahlak abidesi olarak kendini pazarlayan ama gerçek anlamda aşağılık kompleksli, bencil bireysel çıkar peşinde koşan riyakârları tanıdık. Bazı etiketlerin arkasına sığınıp bu kente ihanet eden patolojik vakıaların gerçek yüzlerini gördük. Gazetecilik kimliğinin arkasına sığınarak şantaj, dilencilik, hırsızlık yapanları tanıdık, müfterileri, yalancıları, sahtekârları tanıdık.

Koca şehri Adıyaman da bir elin parmaklarını geçmese de duyarlı yüreklerden maddi ve manevi destek aldık. Bizi yıldırmak için hakkımızda açılan tamamı iftira olan davalarda hiçbir ücret talep etmeden hukuki destek veren, davalarımızı takip eden erdemli insanlar tanıdık. Burada o yürekli yiğitlere şükranlarımı sunuyorum.

Neler kazandık derseniz, mazlumun duasını. Yaptığımız birçok haber adaletin tecelli edilmesine sebep oldu. Birçok olumsuzluk düzeltildi. Bazı haramzadelerin maskeleri düştü.

Velhasılı kelam, her ne kadar bazıları “bu halk için bir şey yapmaya değmez “ dese de, halk için olmasa bile HAK için değer diyoruz. Vallahi değer, Billahi değer Tallahi değer, Narı için de, Nuru için de değer...

Kalın sağlıcakla