Dini metinleri (nassları) nasıl okumalı ?-2


 Mustafa ÇATLI    13-01-2019  


Nassların yorumlarının değişebileceğini kabul edenlere göre kitap ve sünnette meydana gelen “nesh” nassın nassla değiştirilmesinden ibaret olup aynı zamanda yorumun değişebileceğine örnektir. Hükümlerin değişmesi konusunda Suphi Mahmasan’i usul kaidesi olarak: “bir illete dayanan şeri hüküm, varlık ve yokluk açısından illeti ile beraberdir” derken Molla Ala-i: “şeri hüküm illetin sona ermesiyle sona erer” görüşündedir.

     Nassları yalnızca lafızlarıyla değil, illet ve amaçlarıyla okuma-anlama tarzına örnek olarak Hz. Ömer (r.a) in hilafeti döneminde yaptığı uygulamaları verebiliriz:

1.)    Müellefe-i Kulub: Kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlar; Resulullah a.s döneminde bazı insanları İslam’a kazandırmak amacıyla kendilerine ganimet mallarından verilirdi. Bu uygulama Tevbe suresi 60.ayete dayanmaktaydı. Hz. Ömer hilafeti döneminde Muellefe-i Kulub uygulamasını kaldırdı. Uygulamanın gerekçesi olarak da o zamanlar İslam ve Müslümanlar zayıftı şimdi ise Allah İslam’ı üstün kıldı ve bunlara ihtiyaç bırakmadığını ifade etti.

2.)    Boşanma (Talak): Eşini bir mecliste (oturumda) üç defa boşayan Hz. Peygamber ve Hz. Ebubekir zamanında bir boşama hakkını kullanmış sayılırdı. Hz. Ömer nikâh konusunda sorumsuzca davrananları cezalandırmak amacıyla bir mecliste yapılan üç defa boşamayı kişinin boşama hakkını kullanmış olacağına saydı.

3.)    Ümmü Veled statüsündeki cariyelerin satılmasını yasaklaması: Çocuk doğuran cariyelere Ümmü Veled denir. Daha önceleri satılırken Hz. Ömer: “nasıl olur, kanlarımız kanlarıyla karıştı” diyerek satılmalarını yasaklamıştır.

4.)    Hırsızlık: Maide suresi 38.ayetle el kesme cezası verilen hırsızlık için kıtlık yılında ihtiyaçları dikkate alarak bu cezayı uygulamadı.

5.)    Zina cezası: Evli olmayanlara ayete dayanarak uygulanan yüz sopa ve bir yıl sürgün cezasından sürgün cezası yine Hz. Ömer tarafından kaldırıldı. İktidarı döneminde zina eden Rebia b. Ümeyye b. Halef sürgünde Bizans’a sığınınca Hz. Ömer bu olaydan sonra “kimseyi sürmeyeceğim” dedi.

6.)    Ta’zir: Şeriatın belirli bir ceza tayin etmediği suç ve kabahatler için hâkimin takdir ettiği uslandırıcı cezaya ta’zir denir. Peygamberimiz bir hadisinde “had cezaları dışında on değnekten fazla vurulmaz “ buyurmuştur. Hz. Ömer ise devlet mührünün taklidini yapan birine yüz değnek vurulmasını emrederek ta’zir cezasını genişletmiştir.

7.)    Akile’nin diyet ödemesi: Katilin ödeyeceği tazminata diyet denir. Diyet bedeli ise yüz devedir. Akile ise diyeti ödeyemeyecek olan katilin ailesidir. Peygamberimiz döneminde akile suçlunun ailesinin erkeklerinden oluşurken Hz. Ömer döneminde Akile’nin sorumluluğu divana devredildi. Böylece Akile’nin yerine devlet diyeti öder oldu.

8.)    Ganimet olarak ele geçirilen düşman toprakları peygamberimiz döneminde Enfal suresi 41.ayeti gereğince beşte biri devlet hazinesine ayrıldıktan sonra diğeri fatihler arasında dağıtılırdı. Hz. Ömer döneminde fethedilen Şam, Irak, Mısır ve Horasan toprakları dağıtılmayıp eski sahiplerinde bırakıldı. Bu uygulamayı “şayet bunların topraklarını aramızda paylaşırsak bunların çocukları kölelerimiz olur “ şeklinde gerekçelendiren Hz. Ömer bu araziler için haraç vergisi sahipleri için ise cizye belirledi. Böylece elde edilen vergilerde devlet hazinesi ve Müslümanlara dağıtıldı.

 

Yukarıda saydığımız maddelerde de anlaşılacağı gibi nassların amaç ve illetini dikkate alarak uygulamada bulunan Hz. Ömer’in bu içtihatları sahabeler tarafından genel kabul görüp icmaya dönüşmüştür.