Siyasetin Dili...


 R. Ferhat VURAL    24-03-2019  


Siyasette üslup meselesinin bugünlerde geldiği acıklı hal hakikaten siyaset kurumunun bütün çirkinliğini ve bayağılığını gözler önüne seriyor. Bu yanı ile de siyaset kurumunun toplum nezdindeki olumsuz algısını şekillendiriyor. Bu hali gören, bu dili duyan aklı başında adam siyasete girer mi?

Ziya Paşa "üslub-u beyan aynıyla insan " demişti.Bunun anlamı şudur;  Bir insanın insanlığı (kişiliği, karakteri, değeri) konuşmasına ve konuşmasında tercih ettiği üslûba (ifade tarzına) yansır, onu orada görebilirsiniz.

Siyasetin dili hiç bu kadar çirkinleşmemişti.Yukarıdan aşağıya bu çirkinlik tezahür ediyor.Hayatımda siyaset dilinin bu kadar bayağılaştığına seviyenin bu kadar düştüğüne şahit olmadım.Hele sosyal medya denilen sanal/maskeler  dünyasındaki fake hesaplarla yazılanlar,yapılan yorumlar, hakaretler,küfürler,iftiralar almış başını gidiyor..

Makam için, mevki için, insanların düştüğü acıklı hali bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarıyor. Sınır tanımayan hırs ve ihtirasın ağızlardan nelerin çıkmasına vesile olduğunu çarpıcı bir şekilde gösteriyor.

Bakıyorusunuz sırf kendi partilerinde değil diye insanları küçümseyenler,hakaret edenler,it köpek diyenler,tehdit edenlerden tutunda hain olarak yaftalamaya ne kadar, ne kadar aşağılayıcı cümle varsa kullanmada beis görmüyorlar.Ne için? Koltuk için mevki/makam için,egosunu tatmin için.Bakmayın vatan-millet Sakarya edebiyatına,herşey benlik için,bir türlü kurtulamadıkları o aşağılık kompleksi için.Peki değer mi bu kadar kırıcı olmaya,siyasetin dili bu mu olmalıydı?

Asıl üzerinde düşünülmesi gereken şudur. Bu kutuplaştırıcı,ötekileştirici,aşağılayıcı üslupla toplumsal barış sağlanacak? Yani sendense senin partine mensupsa  makbul insan,değilse senin partiye rey vermiyorsa haindir,çakaldır, ittir,köpektir öyle mi? Bu nasıl bir ruh hali?

Unutmayalım ki,  “Keskin sirke küpüne zarar verir”

Seçimler demokrasinin yapı taşlarıdır.4-5 yılda sandıklar insanların önüne gelir, İnsanlarda hür iradesiyle vekillerini,belediye başkanlarını,muhtarlarını seçer.Ve milli irade dediğimiz şey böylece tecelli etmiş olur.Eğer baskı ile, korku ile, yalanla dolanla bu irade ipotek altına alınacaksa seçimlere ne gerek var?

Büyüklerimiz "birisiyle ne kadar düşmanlık yaparsanız da ,dostluk kapısını,ne kadar dostta olsanız düşmanlık kapısını açık bırakın " demişlerdi.Bugünkü siyasi üslupla değil kapıyı açık bırakmak,kaleden duvarlar örülüyor adeta..

Siyasetteki bu öfke dilinin,yerini kardeşlik ve sevgi diline bırakması dileğiyle, Alexander Hamilton 'un 200 yıl önce söylediği bir özlü sözle bitirelim yazımızı.

 " Haklı bir siyasi davaya en büyük zararı, muhalefetin acımasızca saldırması değil yandaşlarının aptalca savunması verir. "

Sağlıcakla kalın