Arap Milliyetciligi ve Islam


 Doç. Dr. M. Sadık BEKTAŞ    04-01-2016  


Osmanlı imparatorluğu Ortadoğuda ki topraklarını kaybetmeye başladığında, Araplar, 2 ideolojide birleştiler, bunların birincisi Arap Milliyetçiliği, ikinci ise İslamizm'di.

Daha sonraları Milliyetçilik akımı Islam ile karıştırılıp din savaşı adı altında halka lanse edildi. Örnek vermek gerekirse, 1916 ile 1918 yılları arasında, Mekke Valisi, Hüseyin Şerif, İngilizlerin de desteğiyle Osmanlı'ya karşı bağımsızlık arayışına girdi, aslında bu olay Arap Milliyetçiliği'nin ilk önemli olaylarındandı. Fakat bu ayaklanma, halkında desteğini almak için topluma, din çatısı altında gösterilmeye başlandı.Hatta O kadar ileriye gidilmişti ki, Hüseyin Şerif'in peygamber efendimizin soyundan geldiği halka yayılmıştı Yani, Osmanlı'nın İslam değerlerini ayaklar altına aldığını bunun içinse savaşılması gerektiğini söylüyordu, fakat asıl amacın, Halep'ten Aden'e kadar bir Arap Birliği kurulmasıydı.

Yine 20.yüzyılın başlarında ise, Emperyalizm ve Kolonyalizm'e karşı savaşmak için yine İslam kullanılmış ve toplum bununla ateşlendirilmişti.Örneğin, El Kaide adlı örgüt Afganistan'daki asıl amacın Afgan topraklarını korumaktı bir nevi milliyetçi kesimin Ruslar'a karşı olan nefretiydi ama bu, halka din çatısı altında verilen bir mücadeleymiş gibi gösterilmeye başlandı. Mısırda kurulan, Müslüman Kardeşler, Filistin'deki Hamas, Irak'taki Baas Rejimi tarzı yapılanmalar ve partiler birer milliyetçi idolojisi taşıyan, batıya karşı nefret güden islamist hareketlenmelerdir.

Asıl amacın batı nefreti, vatan savunması olan bu örgütler, toplumu yanına çekmek için İslam'ı kullanıp taraftar toplama derdindeler. İslam Dini'nin Arabistan coğrafyasından olması, Muhammed(sav)in Arap olması, Kur'an dilinin Arapça olması, Arap Milleti'nin kutsal ırk olduğuna inandırıldı.Dolayısıyla Arap Devletleri'ne, Arap halkına, Arap Kültürüne gelebilecek bir zarar Islam'a değen bir zarardır anlayışı hakim oldu..