Şehir hastaneleri hastanemi? Ticarethanemi?


 Celal TOPKAN    24.11.2019 11:23:48  


İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi

Türkiye’nin de arasında yer aldığı insan hakları evrensel bildirgesi, 10 aralık 1948 tarihinde, BM genel kurulunun Paris'te yapılan 183. oturumunda kabul edildi.

Türkiye, insan hakları evrensel bildirgesini 6 nisan 1949 tarihinde onayladı.

İnsan hakları evrensel bildirgesi

madde 1- bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.

madde 25- sağlık herkes için doğuştan kazanılmış temel bir insan hakkıdır.

 

Dünya sağlık örgütün anayasası

19-22 temmuz 1946 tarihlerinde New York’ta düzenlenen uluslararası sağlık konferansında Türkiye’nin de arasında yer aldığı birleşmiş milletlere üye 51 ülkenin temsilcisi ile fao, ılo, Unesco, oıhp (merkezi Paris’te bulunan uluslararası halk sağlığı bürosu), paho, kızılhaç, dünya işçi sendikaları federasyonu ve rockefeller vakfı temsilcileri bir araya geldiler, dünya sağlık örgütü (DSÖ) anayasasını hazırladılar.

Türkiye Cumhuriyeti, dünya sağlık Örgütü’nün Anayasası’nın hazırlanması çalışmasında dönemin sağlık bakanı dr. Behçet uz ile temsil edildi.

Dünya sağlık örgütü anayasası 22 temmuz 1946 tarihinde türkiye cumhuriyeti’nin de aralarında bulunduğu 61 ülkenin temsilcisi tarafından imzalandı.

 

Dünya sağlık örgütü anayasası 

- Erişilebilecek en yüksek düzeyde, sağlıktan yararlanmak, ırk, din, politik inanç, ekonomik ve sosyal koşullar gözetmeksizin her insanın temel haklarından biridir.

- Hükümetler, kendi halklarının sağlığı yönünden sorumludurlar, bunu ancak yeterli sağlık ve sosyal önlemler almak koşuluyla gerçekleştirirler.

- Erişebilecek en üst düzeyde sağlıklı bulunma; her insanın en başta gelen haklarındandır.

- Herkesin -ırk, dil, din, cinsiyet, cinsel yönelim, sınıf farkı gözetilmeksizin-, sağlıklı olup sağlıklı kalabilmesi, sağlığını koruyup geliştirebilme, sağlık hizmetlerine ulaşma hakkı vardır. bu hakkın kamusal güvence altında, zamanında, eksiksiz, öncelikli, nitelikli, yeterli ve onurlu biçimde ulaşabilmesinde temel sorumluluk devlete aittir. bunun için devlet, sağlığın önündeki tüm engelleri ortadan kaldırmak için kamusal güçleri seferber etmek zorundadır.

Türkiye Cumhuriyeti anayasası

Madde 90- usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile anayasa mahkemesine başvurulamaz.

 

Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler

Yürürlükte olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na,

Türkiye’nin altına imza attığı insan hakları evrensel bildirgesine,

dünya sağlık örgütün anayasasına göre,

Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler (iktidar),

ırk, din, dil, mezhep, cinsiyet, politik inanç, ekonomik ve sosyal koşullar gözetmeksizin yurttaşlarını erişilebilecek en yüksek düzeyde sağlıktan yararlandırmakla,

ücretsiz sağlık hizmeti sunmakla,

yurttaşlarını sağlıklı yaşatmakla yükümlü ve sorumludur. 

 

Şehir hastaneleri

Şehir hastaneleri AKP genel başkanı cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan’ın bir projesidir.  

yap işlet devret anlayışına dayalı olarak yapılan, mimari olarak hastane değil de alışveriş merkezi mantığıyla yapılan ve işletilen,

planlama, yönetim, örgütlenme ve finansmanı ile nitelikli tıp eğitimi ve nitelikli sağlık hizmeti verilmesini hedeflemeyen,

hastaneleri yapanlara ve işletenlere günlük, aylık ve yıllık hasta garantisi verilen, şehir hastaneleri, aslında birer ticarethanedirler.   

 

Diğer taraftan şehir hastaneleri planlama, yönetim, örgütlenme ve finansmanı ile:

Türkiye’nin altına imza attığı insan hakları evrensel bildirgesi,

dünya sağlık örgütün Anayasası’na,

yürürlükte olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na, aykırı olarak planlanmış ve yapılmış olan hastanelerdir.

 

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16.11.2019 tarihinde sağlık sosyal güvenlik merkezleri toplu açılış tören’inde yaptığı konuşmada “şehir hastanelerimize bakın. zarar ettiğini söylüyorlar. halkımıza hizmet etmek için zarar ediyorsak varsın zarar edelim” demiştir.  (akp.org.tr -16.11.2019)

 

Ticaret yapılan kurum ve kuruluşlar kar ya da zarar ederler. devletin halka ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti vermek yükümlü olduğu hastaneler, ticarethane değildir ki zarar etsinler.

 

cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; şehir hastanelerinin planlama, yönetim, örgütlenme, finansman ve işletme anlayışına yönelik yapılan eleştirilere verdiği cevapta “şehir hastanelerimize bakın. zarar ettiğini söylüyorlar. halkımıza hizmet etmek için zarar ediyorsak varsın zarar edelim” sözleri, cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehir hastanelerini bir ticaret hane gibi gördüğünün açık ve somut göstergesidir.