Her (aşk) Filmi Bağlamında;İnsan Sonrası Geleceğimiz


 Şuayip BÜTÜN    05.01.2020 12:08:10  


Gelişen teknolojiyle birlikte çağımızın yalnızlaşan insanlarına,değişen ilişkilerine sahici bir bakış atarak inceleyen sarsıcı bir bilim- kurgu başyapıt diyebiliriz Her (aşk) filmine.Bir şirkette romantik mektuplar yazarak hayatını kazanan,evliliğini sürdürememiş ,yalnızlığa mahkum olan Theodor üzerinden gelecekteki insan ve olası insana bol bol atıf yapmış yönetmen Spike Jonze.

         Aslında cevaplanması gereken sorular var özellikle Teologların ama o soruları en sona saklıyorum.Yapay zekanın geliştiğini ve kendini modifiye ettiğini bununda insan türünü tehdit etiğini söylemek mümkün.Gelecekte ışıksız fabrikaların,şoförsüz arabaların,üremenin olmadığı yada minimum seviyeye indirildiği ,sokakta karşılaştığımız kişilerin kanlı canlı insan mı yoksa yapay zekalı insan elinden çıkan robot insan mı olduğuyla ilişkili önce filmlerle bizi alıştırıyorlar sonra da maruz bırakacaklar.Eskiden gelecekle ilgili tasavvur eden söz söyleyen Filozoflardı şimdilerde ise onların yerini sinemacılar/yönetmenler,yapımcılar alıyor bile.Onlar filozoflar gibi geleneksel kodlarla düşünerek hala birşeyleri korumaya çalışmıyorlar,sinema sektörü sanki yeni bir  “Varlık” alanı yaratıyor.Şimdiye kadar,canlı varlıklar,cansız varlıklar (insanlar,hayvanlar,bitkiler vs.) diye kategorize edilirdi.Şimdilerde yeni bir Varlık türü sinema aracılığıyla bize dayatılıyor “Dijital Varlık”.

         Filmde eşinden ayrılmış ayrı yaşayan Theodor bir gün bir işletim sisteminden haberdar oluyor ve sipariş veriyor.İşletim sisteminde nasıl bir insana ihtiyacınız olduğunu siz kendiniz belirliyorsunuz .Theodor da seçenekler arasında Semanta bir kadını sipariş veriyor. Aralarında ilişki başlıyor Semanta Theodor’un hem tele sekreteri görevini üstleniyor hem de aralarındaki ilişki aşk’a dönüşüyor.Sementa insandan çok daha hızlı ve kendi kendini yenileyebiliyor,hissediyor hissettiriyor.

         Sementa  soruyor; Neden ayrı yaşadığın halde eşinden boşanmıyorsun?

          Theodor ;Evli olmayı sevdiğini ,ayrılmanın sevdiğini kaybetmek anlamına geldiğini,kaybetmenin de ne kadar zor olduğunu ve bir makinenin da (Semanta) bunu anlamayacağını ima ediyor.Semanta daha ölçülü bir tavır takınarak “insanların dünyasından hiç anlamıyorum” diyor. Oysa,Theodor,hiçte sevdiklerini kaybetmeme duygusuyla hareket etmediğini anlıyoruz.Theodor’un asıl korkusu elinin altındakini kaybetme korkusu. Bu bir sevgi değil ,İnsan Theodor Makine Semantaya etik dersi verirken,aslında boşanmak istememesinin altında yatan asıl sebep; herhangi biriyle ilişkisinde sıkıntı yaşarsa tekrar ona geri dönecek yani Theodor garantici. İnsanın temel özelliklerinden birisi,sahip olduklarına ihtiyacı olmasa bile elinde tutma arzusu.

              Günümüz  geçiş mekanları,hareket eden nesneler,imgeler ve insanlarla doludur,ancak ortada yaşam adına hiçbir belirti yoktur.Herşey birbirinden kopuk görüntülerden ibarettir.Anlıyoruz ki bedene evrilmiş insanın yaşama ayırdığı zaman tükenmiştir.Bu baş döndürücü icatlar çağında herkes duyguların yerini almış araçlarla oyalanıp durmaktadır.Ortada bir sevgi olup olmadığını bilmiyoruz,ama herkesin yakınında birilerinin olduğundan haberdar oluyoruz.Tarih İnsanın elinden geçmiş zamandır.Ve tarihin güncel halinden görünen şey,insanın zaman içinde yarattığı yaşamın onun idealinden çok uzaklara düştüğüdür.Bundan da anlıyoruz ki insan kendini gerçekleştirmek uğruna yaşamamıştır,kurguladığı yaşama ayak uydurmak için bir araca dönüşmüştür.Filminde bize gösterdiği gibi insan aşılacaktır yani gölgede kalacaktır.(Devam edecek)