2020 Yılına Girerken Türkiye-2


 Celal TOPKAN    12.01.2020 11:12:12  


10 Ağustos 2014 tarihinde Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. AK Parti Genel Başkanı Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği ile rejimi değiştirmeyi, ülkenin tek kişinin aldığı kararlarla yönetildiği Partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesini öngören anayasa değişikliği taslağı hazırlandı. 16 Nisan 2017 tarihinde anayasa referandumu yapıldı. Referandumda Anayasa değişikliği kabul edildi. Ülkenin tek kişinin aldığı kararlarla yönetildiği partili cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi.

24 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partili Cumhurbaşkanı seçildi. Ülkenin yönetiminde tek adam ve tek karar verici oldu.

Ülkenin yönetiminde tek adam ve tek karar verici olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28.11.2019 tarihinde 6. Din Şûrası'nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada “Din, kişinin hayatına nüfuz etmezse, kişi zamanla yapıp ettiklerini dinleştirme yanlışına düşler. Bunun için İslam bize göre, değil biz İslam'a göre hareket edeceğiz. Nefsimize ağır gelse de hayatımızın merkezine dönemin koşullarını değil dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz" dedi.

Erdoğan’ın “İslam bize göre, değil biz İslam'a göre hareket edeceğiz” dediği yönetim şekli, egemenliğin kaynağının dine dayandığı, devlet yönetiminde ruhban sınıfının karar verici olduğu teokratik bir yönetimdi.  

27 Mayıs 2008 tarihinde Diyarbakır’da yaptığı konuşmada; “toplumun gelişmesinin ve kalkınmasının ancak demokrasinin, hak ve özgürlüklerin gelişmesi ile mümkün olduğunu” söylen, demokratik ve özgürlükçü sistemi savunan, “Her fırsatta vurguladığım bir hususu burada, Diyarbakır'da bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir” diyen, Türkiye Cumhuriyeti’nin, laik demokratik sosyal hukuk devleti kuruluş ilkelerini benimseyen ve savunan Erdoğan gitmişti.”

Laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni, Egemenliğin kaynağının dine dayandığı teokratik bir yönetime dönüştürmek isteyen, bu yönde uygulamalar yapan Erdoğan gelmişti. 

17 yıldır iktidar tek başına iktidar olan AK Parti’nin Genel Başkanı Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Türkiye Cumhuriyeti’ni, bir gün söylediğinin ertesi gün tersini söyleyerek, bir gün yaptığını ertesi gün tersini yaparak, söyledikleriyle yaptıkları aynı olmadan yönetti.  Yönetmeye devam ediyor.

Tarihte, bir gün söylediğinin ertesi gün tersi söyleyerek, bir gün yaptığının ertesi gün tersini yaparak, halk aldatılarak yönetilen ülkeler, süreç içinde, içeride ve dışarıda sorunlar yaşamışlardır. Gerilemiş, yoksullaşmış ve çökmüşlerdir. 

Nitekim sayın  Erdoğan’ın bir gün söylediğinin ertesi gün tersini söyleyerek, bir gün yaptığının ertesi gün tersini yaparak yönettiği Türkiye Cumhuriyeti, içeride ve dışarıda sorunlar yaşamaya başladı. Ülkede barış ve huzur bozuldu. Türkiye geriledi ve yoksullaştı.