İHD: Kadına yönelik şiddete ve ayrımcılığa hayır
İHD Adıyaman şubesi, ‘ 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nedeniyle basın açıklaması yaptı.

Güncel 08.03.2022 18:55:16
Basın açıklamasından satır başları:
“Bir 8 Mart’ta daha Türkiye’nin Kadınlara yönelik ihlaller listesini sıralamaya kalemimiz yetmiyor! Şiddeti, yoksulluğu, savaşı, ekonomik krizi en yoğun şekilde hayatlarımızda hissediyoruz. Çözüm üretmesi gerekenler failleşiyor, yasalar uygulanmıyor, kadın kazanımları yok ediliyor, yoksulluğun ve krizin ortasında savaşlar yükseliyor.
06.03.2022 tarihinde, Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde temizlik görevlisi olduğu öğrenilen 4 çocuk annesi Remziye Yücel sabah işe gitmek için evden çıktığı esnada, boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürüldü.
Daha önce, Canan IŞIK 17.01.2022 tarihinde boşanma davasından bir gün önce Adıyaman’da kocası tarafından sokak ortasında öldürüldü. Aynı şekilde Hemşire Ömür Erez çalıştığı iş yerinde katledildi
İHD olarak; kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin sebep ve sonuçlarını her gün her an her platformda defalarca dile getirdik. Kadınlarla erkekler arasında fiili eşitsizlik ve her türlü ayrımcılığın bir sonucu olan erkek şiddetine karşı acil olarak önlem alınması gerektiğini belirttik.
Giderek yoksullaşan haneler, kadınlar için daha fazla sömürünün, şiddetin adresleri haline geliyor. Savaşa, ranta ayrılan kaynaklar sosyal politikaya ayrılmıyor. Kadın yoksulluğu giderek derinleşiyor.
Bahsi geçen her bir haksız gerekçe kadının temel insan haklarından ne denli mahrum kılındığını, sadece kadın olduğu için ayrımcılığa uğradığını, şiddete maruz kaldığını dahası öldürüldüğünü gözler önüne seriyor. Ölüm biz kadınlar için bu denli sıradan olmuş…
Özgecan Aslan, Şule Çet, Ceren Özdemir, Gülistan Doku.. ve daha binlerce kadının hikayesi aynı.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, HUKUKİ GÜVENCEMİZDİR”
Biz kadınların uzun yıllar mücadelesi sonucu bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasa iken bunun uygulanması gerektiği yerde kaldırılmaya çalışılması kabul edilemez. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdir. Sözleşmenin hazırlanmasında Türkiye’den çok sayıda kadın hukukçu katkıda bulundu. İstanbul Sözleşmesini hedef alıp Sözleşmeden çekileceğini söylemek kadına yönelik şiddete teşviktir.
Aynı zamanda failler için haksız tahrik adı altında cezai indirimler uygulanıyor. Cezasızlık yaygın bir politika haline gelerek failleri cesaretlendiriyor. Şiddet, dinsel-geleneksel önyargılarla, cinsiyet ayrımcı politikalarla ve yasalar eliyle gün geçtikçe daha da meşrulaştırılıyor..
Kadına yönelik şiddetin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için, öncelikle devletin ve siyasal iktidarların tüm kurumlarıyla sorumluluk üstlenmesi, ilgili tüm sivil ve resmi kuruluşlarla iş birliği yaparak, yaşamsal öneme sahip bu sorunun ortadan kaldırılması için gerekli hukuki ve sosyal politikaların bir an önce yaşama geçirilmesini talep ediyoruz.
Ne Türkiye’de ne Suriye’de ne Ukrayna’da ne dünyanın başka bir yerinde savaşı da savaş politikalarının desteklenmesini de kabul etmiyoruz!
Ekonomik kriz yoksulluğu açlığa çevirirken, coğrafyamızda mülteci kadınlar ayrımcılığı, şiddeti, yoksulluğu yaşarken yanı başımızdaki savaş için kabul edeceğimiz tek söz BARIŞ’tır.” ŞEHİRDE BU HAFTA

































