İHD: İnsan Haklarıyla İnsandır


İnsan Hakları Derneği (İHD) Adıyaman şubesi, 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle Demokrasi parkında basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına Adıyaman Barosu, bazı siyasi partiler ve STK’larda destek verdi.

post

 Güncel    10.12.2022 17:03:25  


10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle İHD Adıyaman şubesi, Adıyaman Barosu, KESK ve bazı siyasi parti temsilcileri Demokrasi parkında bir araya geldi. Burada  basın açıklaması yapan İHD Adıyaman şubesi başkanı Av. Bülent Çınar şunları dile getirdi.

“Kabul edilişinin 74. Yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hala kutup yıldızı gibi insanlığın yolunu aydınlatmaya devam ediyor. 

Bildirge’nin hazırlanması, Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde, 29 Nisan 1946 tarihinde, İnsan Hakları Komisyonu’nun kurulmasıyla başlamıştır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 10 Aralık 1948 günü Fransa’nın başkenti Paris’te toplanan BM Genel Kurulu’nda kabul ve ilan edilmiştir. Türkiye, Evrensel Bildirge’yi 27 Mayıs 1949 tarihinde yürürlüğe koymuştur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, “10 Aralık” gününü, “İnsan Hakları Günü” olarak ilan etmiştir.

BM, İkinci Dünya Savaşı’nın yol açtığı ağır insani yıkımın bir daha asla yaşanmaması için, barış, insan hakları ve demokrasi ideallerine dayalı uluslararası bir sistem oluşturma hedefiyle inşa edilmiştir. Bugün gelinen noktada maalesef bu ideallerin çok gerisinde kalınmıştır. Evrensel Bildirge’de yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hâlâ kurulamamıştır. BM, varoluş gerekçesiyle çelişir biçimde, hak ihlallerinin başlıca sebebi olan savaşları ve iç savaşları önlemede/sonlandırmada, mülteci krizlerine müdahalede, küresel çapta doğal ve kültürel mirasın korunmasında, yoksullukla ve adaletsizlikle mücadelede, başta kadınlara yönelik olmak üzere her türlü ayrımcılığı sonlandırmada yeterince etkin olamamaktadır. Maalesef güçlü devletlerin bir araya gelerek oluşturduğu çıkar ilişkileri, askeri ve ekonomik birliktelikler, insanların hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önünde birer engele dönüşmüştür. Özellikle devletlerin demokrasi ve hukuk taahhüdünden giderek uzaklaşmaları insanlığın en önemli kazanımlarından birisi olan insan haklarının hem bir referans sistemi hem de bir denetim mekanizması olarak zayıflamasına yol açmıştır.

Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın, dünyanın her yerinde halklar özgürlük, adalet, eşitlik ve insan hakları talepleriyle itirazlarını yükseltmektedirler. Devletlerin ve hükümetlerin bu itirazlara yanıtı ise şiddetin her türünü sistematikleştirip yaygınlaştırmak ve hayatın tek gerçeği olarak toplumlara dayatmak şeklinde olmaktadır. Bugün tüm dünyanın içinde olduğu ağır kriz karşısında insan haklarını savunmak ve kurucu rolünü yeniden etkin kılmak en asli görevimizdir.

Bu çoklu kriz hali Türkiye’de de tüm yoğunluğu ve ağırlığı ile yaşanmaktadır. 2016 yılından bu yana önce doğrudan, 19 Temmuz 2018 tarihinden itibaren de resmen kaldırıldığı söylense de yapılan pek çok düzenleme ile süreklilik kazandırılan bir OHAL rejimi ile yönetilmektedir. Bu süreç, siyasal iktidarın gücünü sınırlandıran anayasacılık ilkesinin terkedilmesine, böylece hem hukukun hem de kurumların baskıcı rejimin birer “aracı” haline getirilerek, keyfiyetin ve bilhassa da belirsizliğin kamusal alana hakim kılınmasına yol açmıştır.

Siyasal iktidarın ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getiren, toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa da Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem haline getiren politikaları sonucunda 2022 yılında ülkede yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır. Çok faklı toplumsal kesimlerden insanlar ya doğrudan kolluk güçlerinin şiddeti ya da devletin “önleme ve koruma” yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu ve üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen şiddet neticesinde yaşamlarını yitirmişlerdir.

Anayasa’nın ve Türkiye’nin de bir parçası olduğu evrensel hukukun mutlak olarak yasaklamasına ve insanlığa karşı bir suç olma vasfına rağmen işkence olgusu, 2022 yılında da Türkiye’nin en başat insan hakları sorunu olmuştur. Yaşanan işkence ve diğer kötü muamele uygulamaları, yeni bir boyut ve yoğunluk kazanmıştır.

Yakın tarihimizin en utanç verici insan hakları ihlallerinden biri olan insanlığa karşı suç niteliğindeki zorla kaçırma/kaybetme vakalarının OHAL’in ilan edildiği 2016 yılından bu yana yeniden yaşanmaya başlaması son derece endişe vericidir.

Devletlerin insan haklarına yönelik saygısının göstergesi olan hapishaneler, bugün Türkiye’de siyasal iktidarın hukuku bir baskı ve sindirme aracı olarak kullanmasının sonucunda tıka basa dolu durumdadır. Yaşam hakkı ihlalinden işkenceye, sağlık hakkına erişime kadar ağır ve ciddi ihlallerinin yaşandığı yerlerdir.

 İfade özgürlüğünün korunması ve etkin kullanımı, demokratik bir toplumun can damarlarından birini oluşturur. Farklı fikir ve görüşlerin kamusal alanda özgürce dolaşıma girmesi; siyasal çoğulculuğun esası olan özgür tartışma ortamının, bağımsız medya ve canlı bir sivil toplumun varlığı, kamu gücünü kullanan makamların yurttaşlar tarafından denetlenebilmesi ancak ifade özgürlüğünün korunduğu ve etkin biçimde kullanıldığı koşullarda mümkün olabilir. İktidarın düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları, özellikle de basın ve insan hakları savunucuları üzerindeki kaygı verici boyutta artan baskı ve kontrolü 2022 yılında da sürmüştür.

Son söz olarak; var oluş nedenleri hak ihlallerinin son bulduğu, adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan bizler, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm zorluklara karşın ihlalleri belgeleyip, raporlayarak görünür kılmaya, böylelikle önlemeye, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarına saygıyı yükseltmeye devam edeceğiz.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Kabul Edilişinin 74. Yılında, Tüm İnsanların Sahip Oldukları Onur ve Haklarda Eşit Olduğu Bilinciyle;

Ekonomik Kriz ve Yoksulluğa Karşı Ekonomik ve Sosyal Haklarımızı,

Savaşa Karşı Barış Hakkımızı,

Baskılara Karşı İnsan Hakları Değerlerini ve Demokrasiyi Savunuyoruz!

İnsan Haklarıyla İnsandır” ifadelerini kullandı.

Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı basın açıklaması, bildirinin okunmasından sonar olaysız sona erdi. ŞEHİRDE BU HAFTA

#ihd,basın açıklaması,adıyaman