Başkan Kılınç: Hiçbir zaman halkımızı yalnız bırakmadık


Adıyaman Belediye Başkanı Dr. Süleyman Kılınç, seçildiği 31 Mart 2019’dan bu yana 4 buçuk yıllık başkanlık dönemini gazetemize değerlendirdi. Neler vadetti neler yaptı? Yapamadıkları? Projeleri, deprem süreci…Biz sorduk Başkan Kılınç cevapladı.

post

 Röportaj    21.08.2023 12:09:25  


Soru: Sayın başkan seçilmenizin üzerinden 4 yıldan fazla zaman geçti. Sizden önceki Adıyaman ve Başkanlığınız dönemindeki Adıyaman’ı kıyasladığınızda neler söyleyeceksiniz, daha doğrusu şehirde neler değişti?

Cevap: Evet, öncelikle teşekkür ediyorum bu fırsatı verdiğiniz için. Daha seçim arifesinde daha doğrusu adayken daha seçilmeden, Adıyaman'ın temel sorunları noktasında ciddi bir şekilde ekip çalışması yaptık. Orada vaat ettiğimiz projeler vardı. 2 battı çıktı vardı, hastane ve Altınşehir kavşağı, hakeza Eğriçayı’nda bir millet bahçesi düşüncemiz vardı. Bunlarla birlikte Gürlevikten, Kocatürkten beri konuşulan kuşaklama kanalı. Adıyaman malumunuz sel baskınlarında en ufak bir yağmurda çok ciddi sel baskınları oluyordu. Kuşaklama kanalı sözümüz vardı, Kültür Merkezi sözümüz vardı, ulaşımla ilgili biraz önce bahsettiğim gibi hem doğuda hem batıda iki tane battı çıktı. Bunlar biliyorsunuz uzun süre konuşulan fakat bir türlü faaliyete geçmeyen projelerdi. Biz altyapısını yaptık üst yapısını karayollarına yaptırdık hem Altınşehir’de hem hastane kavşağındakini. Millet bahçesinin 30 yıllık bir geçmişi var, orası da defalarca dile getirildi ama yapılmadı. Oranında alt yapısını biz yaptık, kanallarını döşedik kamulaştırılması bizden önce de yapılmıştı kısmen biz de destek verdik. Dolayısıyla orada da Türkiye'nin en büyük belki 3. bahçesinden bir tanesidir. Birtakım eksikler olmasına rağmen faaliyete girdi. Sadece seçim öncesi vaat ettiğimiz Kültür Merkezi ile ilgili şu an eksiklerimiz var, o da Kültür Merkezinin ihalesini biz yaptık, başladık yüzde 5’e kadar da geldi fakat, depremle birlikte maliyetler çok artınca biz Kültür Bakanlığına, Kültür Merkezi'ni kendi imkanlarımızla devam ettiremeyeceğimizi, dolayısıyla kendilerine aktarmak istediğimizi kendilerinin bu işi sürdürmeleri noktasında taleplerimiz oldu, onlar da bakanlık onayını verdi şu an cumhurbaşkanı stratejik başkanlığına gitti. Kültür Merkezini seçim öncesi vadettiğimiz ve yapamadığımız Kültür Merkezini inşallah Kültür Bakanlığı eliyle yaptırmak istiyoruz.

Soru: Belediye Başkanı seçildikten sonra, Dr. Süleyman Kılınç imzasını taşıyan birkaç eser sayabilir misiniz?

“HEM YATIRIM YAPTIK HEM BORÇ ÖDEDİK”

Cevap: Kent Meydanı, katı atık düzenleme, depolama, Asfalt plenti, Yaklaşık 500 milyonluk araç, Tarihi Konakların satın alınması, Oturakçı pazarındaki çalışmalar, Gençlik Merkezi, Ayrıca Şire pazarındaki Gençlik Merkezi, onun yanında Cami, mescit, taziye evi, Kur’an kursu (Kur’an kursunu bir hayırsevere yaptırdık.) Bununla birlikte Millet bahçesi, biraz önce bahsettiğim gibi Bakanlığa yaptırdık düşünce bizimdi, kuşaklama kanalı, 30 -40 yıldır konuşuluyor ama bizim zorlamamızla imar düzenlememizle iki tane battı çıktı yaptırdık ve daha nice eser.

Soru: Yapmak isteyip de yapamadığınız Bir proje oldu mu?

Cevap: Hep düşünmüşümdür, uzun vadede Atatürk barajını tamamen en azından şehre yakın kısımlarda bir Mesire Alanı yapma düşüncem var. Etrafını tamamen ağaçlandırmak, yeşillendirmek.

Soru: Depremin üzerinden 6,5 ay geçti, başta enkaz kaldırma çalışmaları olmak üzere sorunların çoğu yerli yerinde duruyor, %70’i ağır hasarlı binalar yıkılacak. Kısacası ne olacak bu şehrin hali?

Cevap: Toplamda ilk başta 1250 bina yıkılmıştı 500 acil yıkılacak bina vardı, onların enkazı tamamen kaldırıldı. Geriye kalan ağır hasarlı binaların da Yüzde 41’i yıkıldı. Valiliğimizin bildirdiği %41 civarında. Oradaki sıkıntı şu, baştan itibaren yapılan ihalelerin problemli olması, yerinde ayrıştırma şeklinde ihale yapılmış. Dolayısıyla o firmalar bu yükümlülüğü yerine getirmek istemiyorlar. Burada biraz problemler var ama inşallah beraberce bu işi hızlandırmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Diğer taraftan tabii o özellikle molozların, enkazların kaldırılması ile ilgili biz de kepçeler ve çok sayıda damperli kamyon temin ettik. Bunları en azından molozlardan kalan enkazlardan kalan, yoldaki molozları temizlemek için, şu an çok güzel geri dönüşümler de alıyoruz. Mahalle mahalle girip ama tabi burada şu var dramatik tabloyu görmek lazım, çok ciddi ağır hasarlı bina var 4 bin 400 tane ağır hasarlı bina. Burada bir taraftan da az hasarlı binalar var bunların tamiratları devam ediyor ister istemez molozlar birikiyor.

Soru: Depremden bu yana şebeke suyunun içilebilirliği ile ilgili net bir açıklama yok. Neden? Birde bu su sorunu neden yaşanıyor? Özellikle de bu Vartana başta olmak üzere prefabrik evlerde kalan depremzedelerin çok şikayetleri var.

Cevap: Burada şu var. Bir kere şunu söyleyeyim, içme suyu ile ilgili yaklaşık 3 aydır 4 aydır ben içiyorum bunu söylüyorum, her yerde de söylüyorum.

Peki ya resmi açıklama?

Bakanlık resmî açıklama istemiyor. Muhtemelen bodrumların, daha doğrusu depolarının veya kendi ev içindeki problemler veya depremden kaynaklanan birtakım problemlerin, birtakım hastalıklara yol açabileceği noktası soru işareti ve tedirginlikleri oluşturduğu için.

Diğer taraftan şebeke suyu ile ve Vartana ile ilgili şunu belirtmem lazım. Emlak Konut ve TOKİ Altyapıyı hızlı bir şekilde yapıyordu, bizimkilerin uyarılarına rağmen Su İşleri ekibimiz Emlak konutu ve TOKİ’yi uyarmasına rağmen, burada olmaz plastik boru çöker diye söylemelerine rağmen o boruları kullandı. Altyapı çok iyi değil açık açık söyleyeyim. Konteyner kentler için AFAD’a Israrla belirtmemize rağmen Buraya Sondaj vurmazsanız suyumuzu temin etmezseniz bizim suyumuz buraya yetmez, belediye sınırlarının dışında ama bu onların sorunlarına bigâne olalım diye değil, biz onların sorunlarına yine çözüm bulalım dolayısıyla Vartana'daki sıkıntı şu, şu an 3 tane sondaj vuruldu, DSİ Tekrar sondajlar vuruyor ama tekrar tekrar söylüyorum köy de olsa bizim dışımızda da olsa var gücümüze destek olmayı su vermeye çalışıyoruz. Aslında bizim kaynaklarımızda şu an zaman zaman birtakım sıkıntılar oluyor söylemem lazım. İki üç tane ciddi kaynağımız var yeni bir kaynak var, eski kaynaklar zaten depremde zarar görmüştü onları tamir ediyoruz. Yeni kaynak da etkilenmiş bu depremde zarar görmüş ama toparlanmaya başladık. Dolayısıyla bundan sonra daha da rahatlayacağız su noktasında. Vali Bey sondajların vurdurduğunu söylüyor 2- 3 gün içinde rahatlarsa konteyner kentlerin yükü üzerimizden kalkarsa şehirde su sıkıntısı kalmaz ve bir hafta içerisinde rahatlayacağımızı düşünüyoruz. Bizim bazı yerlerde sıkıntılarımız var su ile ilgili bazı mahallelerde o da basınçtan kaynaklanan. Dediğim gibi konteyner kentlerde korkunç bir su emiliyor, daha önce 600 km ağımız varken 1000 kilometreye çıktı su ağı. Dolayısıyla basıncı da komple emiyor ama dediğim gibi bu konteyner kentlerin yükü üstümüzden kalkarsa biz rahatlarız.

Soru: Kamuoyundan gelen eleştirilerden biri de bu şehirdeki çer, çöp kirlilik yeterince temizlik yapılmıyor mu?

Cevap: Biz bu yüzden kepçeler ve kamyonlar kiraladık ve ısrarla Çevre Şehirciliğin ve Valiliğin o enkazları temizleyip üzerine mucur dökün ki insanlar orasını çöp alanı görmesinler çünkü; Çöpünü oraya atıyor. Biz en fazla sokakları caddeleri temizleyebiliriz. Şimdi tek tek o enkaz yığınlarının üzerindeki çöplere girdiğimiz zaman, çok sayıda, binlerce var, yetiştirme şansımız yok, ama şu an dediğim gibi bir taraftan mevcut enkazlar kaldırılırken, bir taraftan da az hasarlı binaların molozları, daha sonra çer çöp olarak atılıyor. Bu tabii iş yükümüzü arttırıyor dolayısıyla personel sayımız, araç sayımız belli bir oranda. Burada vatandaş olarak biraz daha duyarlı olmamız lazım. Biz Japonya'ya yaptığımız ziyarette şehri gezerken çöp atacak yer bulamadık çöpü cebimize koyduk. Türkiye'de olsa caddeye atacağım yani anlatabildim mi? Böyle bir kültür farklılığı var ama yavaş yavaş toparlayacak inşallah.

Soru: Depremin getirdiği enkaz ve tabii enkazlar ile birlikte sorunlar var. Bu sorunlar nasıl çözülecek artı belediyenin tek başına bu sorunların üstesinden gelmesi mümkün mü?

Cevap: Tabii burada altyapı/üst yapı ile ilgili çok ciddi maliyetler biniyor. O yüzden mümkün mertebe bir paydaş olarak devlette sürekli desteklerini esirgememe noktasında yardımlarını istiyoruz. Bu altyapı özellikle su ile ilgili vatandaşlarımızın temiz suya ulaşması noktasında çok ciddi gayretlerimiz var. Yaklaşık 32 milyon Euro’luk  bir hibe aldık. İnşallah altyapıyı toparlar. Onunla ilgili başka da su kaynaklarımızı güçlendirmeye çalışıyoruz. Temizlik noktasında şunu söyleyeyim, sadece temizlik değil tabii daha önce de söyledim. Adıyaman belediye tarihinde alınan araç kadar, bu 4 yılda araç aldık 140 aracı 280 araca çıkardık. Hepsi iş makinesi, ağır araçlar öyle ıvır zıvır araçlarda değil. Tabii bunu söylemek ne kadar doğru bilmiyorum ama bu 4 yılda şunu söyleyeyim, bu pandemiye rağmen, ekonomiye rağmen, her türlü krize rağmen hem borç ödedik 200-250 milyonluk, hem de bu iş makinalarını aldık. Yine pandemi döneminde bütçemize göre esnafımıza en fazla yardım yapan belediyeyiz.

“BEŞ KURUŞ BORCUMUZ YOK”

Biz geldiğimizde 210 milyona yakın borç vardı. 1 milyon da kasada para vardı  Şu an başa baş gidiyor anlatabildim mi? Dolayısıyla sıfırlanacak pozisyonda duruyor. Diğer taraftan da yatırımlarımız devam ediyor. Hepsi maliyet dolayısıyla bir taraftan yatırımı yapıyorsun, bir taraftan borç ödüyorsun. Şundan hiç çekinmedik; Elzem olan harcamalar noktasında hiçbir zaman çekinmedik ama Mümkün mertebe harcamalar noktasında da hassasiyetimiz hiçbir zaman azalmadı. Yani Burası 300.000 insanın parasıdır, malıdır, mülküdür hassasiyetle hareket ettik. Zaman zaman görmediğiniz ya da gözünüzden kaçan veya art niyetli olmayan harcamalar olmuş olabilir. Ama bu hassasiyet her zaman devam etmiştir devam da edecektir.

Soru: Büyük bir felaket yaşadık. Herkesin az ya da çok uzak ya da yakın kayıpları oldu, acıları oldu. Depremde neler yaşadınız? Kayıplarınız?

Cevap: Tabii hiçbir zaman özel işlere girmedim çünkü vefat edenlerin hepsi benimdi yani benim öz yakınlarım da olsa tüm Adıyaman halkını kendi yakınım gibi biliyordum. O yüzden kendi cenazelerime de yakınlarımın cenazesine de gidemedim. 9-10 gün sonra taziyesine gidebildim. Çünkü o süreçteki iş yükü çok daha fazlaydı. Tüm insanlar can derdindeydi, göçük altında kalan bir sürü insan var. Bir taraftan araç temin etmemiz lazım, bir taraftan AFAD ekipleri temin etmemiz lazım onlarla boğuşuyorsunuz. Yani tutup da ben bir taziyeye gideyim, cenazeye gideyim, bir defne gideyim olmazdı. Kendi öz yakınımız da olsa.

“DEPREMDE VEFAT EDENLERİN HEPSİ ÖZ YAKINIMDIR”

Soru: Kaç yakınınız vefat etti?

Cevap: Çok sayıda yeğenlerimiz vefat etti.

Soru: 60-70 kişiden bahsediliyor?

Cevap: Çok daha fazla da olabilir saymadım. Öz yakınlar o kadar, dolaylı olan çok daha fazla.

Dolayısıyla dediğim gibi. Depremde hayatını kaybeden herkes benim öz yakınımdır.

Soru: Başka bir iddia da “Başkan 3-5 gün ortalıkta yoktu “diyorlar. Gerçekten ortada yok muydunuz depremde?

Cevap: Tabi o süreçte enkazın üzerine çıkıp görüntü vererek” buradayız” diyecek halimiz yoktu. Yani orada korkunç bir iş yükü, korkunç bir vatandaşın canhıraş sorunlarıyla boğuşuyorsun bir yerde, çünkü sürekli insanlar orada senin kapında, Koordinasyon merkezinde, Valilikte, zaman zaman enkazın başına gidiyoruz ama gidiyoruz yapabileceğimiz bir şey yok, tekrar gelip araç temin ediyorsun. AFAD ekibini temin ediyorsun. Dolayısıyla yardım talep ediyorsun.  Zaten iki üç gün sürekli insanların birebir dertleriyle ilgilenip, araç temin etme, AFAD ekibi temin etme, hastaneyle uğraşma, cenaze ile uğraşma, ondan sonra mezarlıktaki problemle uğraşma, oradaki cenazeler ne olacak anlatabildim mi. Dediğim gibi orada binlerce insan kapınızda sizden beklentisi var, sizden umut ediyor. Cenazesinin çıkarılması veya altta kalanın çıkarılması noktasında canhıraş bir şekilde, o var bir taraftan da yaşayan insanların ilk günden itibaren bir takım temel ihtiyaçları var. Barınmadır, giyinmedir, ısınmadır-o karda kışta soğukta- Biz sosyal tesisimizi faaliyete koyduk. Gıda yardım noktasında hemen bizim yüzme havuzunun arka tarafındaki o depo daha çok spor salonu hem orada gençler faaliyete girdiler. Hemen oradan gıda yardımıdır, birtakım temel yardımlar noktasında hemen hızlı bir şekilde devreye girdiler. Dediğim gibi bir taraftan insanların derdiyle canıyla uğraşırken diğer taraftan da yaşayan insanların temel ihtiyaçlarını giderme noktasında sürekli bir uğraş içerisindeydik.

Soru: Şehrin yeni imar planı nasıl olacak? Zemin +4 deniliyor, diyelim ki 8 katlı bir binada yerinde dönüşüm olacak 5 sakin hakkını aldı, geriye kalan 3 sakinin hakkı ne olacak?

Cevap: Şimdi şöyle bizim tabi Adıyaman'daki plan daha çok zemin artı 4 kattır, Bulvar ve bazı yerler hariç. Orada Bakanlığın bakış açısı zemin artı 4. Zemin +4'ü geçersen hibe veya kredi alamazsın deniliyor. Burada bizim esas Atatürk Bulvarı'nda sıkıntımız var. Orada da 50 dönümlük bir alanda bakanlık tamamen planlamasını kendisi yapıyor. Zemin +4 Bulvarda yani hükümet ve adliyenin oradan adliyenin doğusundan Emniyetin arka tarafına kadar İstiklal Caddesi'nde alınacak şekilde 50 dönümlük bir alanda kendi planlamasını kendisi yapacak, zemin +4 olacak şekilde. Diğer yerlerde de imara uygunsa Projesi uygunsa zemin +4 şeklinde vatandaş yapabilir. Şu anda da birkaç yerde hemen başlıyor. Yarın öbür gün temel de atılacak vatandaş kendisi geri dönüşüme başlıyor, bunu da söylemekte yarar var.

Soru: Kentsel dönüşüm çalışmaları ne durumda bir başlangıç yapıldı ama bir türlü sonuç gelmedi.

Cevap: Evet 164 tanesi yapılıyor bitmek üzere, bugün tekrar 400’ün temeli atıldı ve başlandı. Muhtemelen perşembe günü bir temel daha atılacak. Çalışmalarımız devam ediyor.

Soru: Peki Sizce bu şehir ne kadar sürede ayağa kalkacak?

“ÜMİTSİZ DEĞİLİZ”

Cevap: Şimdi tabii çok dinamik bir süreç, dinamik bir süreç olduğu için yol yürüyüşünü görmek lazım, iş tutuşunu görmek lazım, burada Japonya gibi bir yerde 20 yılda ancak kendine geldi. Küçük bir yerde düşünün artık planlamayı iki yılda ancak yapabilmişler. Ben çok fazla uzun süreceği noktasında değilim. Kısa sürede iyi bir organizasyonla, halka umut vererek, ticareti güçlendirerek, vatandaşın geçim noktasında, istihdam noktasında, üretim noktasında, organize sanayilerde, küçük sanayilerle aktif hale getirebilirsek istihdamı arttırabilirsek daha erken toparlanma olur. Ümitsiz olmamak lazım, erken sürede bitiririz diye düşünüyorum.

Soru: Son olarak, herkesin merak ettiği soru, tekrar aday olacak mısınız?

Cevap: Buna yorum yapmayayım

Çok teşekkürler sayın başkan

Ben teşekkür ederim, iyi çalışmalar diliyorum.

Röportaj: Ferhat Vural

#adıyaman belediyesi, dr süleyman kılınç, şehirde bu hafta,ferhat vural