MHP’li Yıldız’dan mahkemeye ‘keyfilik’ uyarısı: Tahliyeden başka seçenek yok

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin hukukçu kurmayı Feti Yıldız, AİHM’in tutuklama nedeniyle oluşan ihlallerde yalnızca tahliyenin çözüm olduğunu belirterek “Bu durumda başka bir seçenek yoktur” dedi. 8 Temmuz’da AİHM, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun siyasî saiklerle sürdüğüne hükmetmiş; Türkiye’nin itirazı 3 Kasım’da reddedilmişti. Yıldız, kararların “keyfîliğe yer vermeden” ve gecikmeden uygulanması gerektiğini vurguladı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Selahattin Demirtaş hakkında verdiği tahliye kararına yönelik Türkiye’nin yaptığı itirazı 3 Kasım 2025’te reddetmesiyle birlikte, 8 Temmuz 2025 tarihli karar kesinleşti. Kararın ardından başlayan “uygulanacak mı?” tartışmaları sürerken, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’dan dikkat çeken bir açıklama geldi.

Yıldız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hak ihlali kararlarının uygulanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sosyal medya platformu X’te yaptığı açıklamada, AİHM’in verdiği ihlal kararlarında devletlerin hangi çözüm yolunu tercih edeceği konusunda bir takdir hakkına sahip olduğunu ancak bazı durumlarda bu hakkın sınırlarının çok açık şekilde çizildiğini ifade etti.

Yıldız, “AİHM, ihlal kararlarının hangi seçenek benimsenerek yerine getirileceği konusunda devletlerin takdir yetkisine müdahale etmediği, ancak seçenek yoksa ihlalin giderilmesi için alınması gereken tedbiri doğrudan gösterdiği bilinen bir husustur” ifadelerini kullandı.

TUTUKLULUK NEDENİYLE OLUŞAN HAK İHLALİNDE ZORUNLU ADIM

Açıklamasında tutuklama nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerine özel olarak değinen Yıldız, böyle bir durumda yalnızca tahliye kararının ihlali ortadan kaldırabileceğini belirtti. “Hak ihlali tutuklama sebebiyle oluşmuş ise, ancak tutuklu kişi tahliye edilerek ihlale son verilebilir. Bu durumda başka bir seçenek yoktur” sözleriyle mahkeme kararlarının bağlayıcılığına dikkat çekti.

Yıldız, tutukluların AİHM kararları doğrultusunda yaptığı başvuruların yargı organları tarafından “makul süre” içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. “Buradaki makul süre keyfi süre değildir” diyen Yıldız, bu başvuruların geciktirilmeden, hukuk devleti ilkelerine uygun şekilde ele alınmasının zorunluluk olduğunu kaydetti.

“HAKİM VE PERSONEL SIKINTIMIZ YOK”

"Yargı süreçlerinin etkin işlemesi için personel yeterliliğine de değinen Yıldız, Türkiye’de 25 bin 459 hâkim ve cumhuriyet savcısının görev yaptığını, ayrıca bu yargı mensuplarına yardımcı 179 bin 591 personelin bulunduğunu belirtti. “Yani hâkim ve personel sıkıntımız da yoktur” ifadelerini kullanan Yıldız, AİHM kararlarının gereklerinin yerine getirilmesinin önünde yapısal bir engel olmadığını ima etti.

Yıldız'ın paylaşımı şu şekilde:

AİHM,ihlal kararlarının hangi seçenek benimsenerek yerine getirileceği konusunda devletlerin takdir yetkisine müdahale etmediği, ancak seçenek yoksa ihlalin giderilmesi için alınması gereken tedbiri doğrudan gösterdiği bilinen bir husustur. Hak ihlali tutuklama sebebiyle oluşmuş ise,ancak tutuklu kişi tahliye edilerek ihlale son verilebilir. Bu durumda başka bir seçenek yoktur.

Tutuklunun AİHM kararı doğrultusunda ihlalin kaldırılmasına yönelik verdiği dilekçelerin makul süre içerisinde incelenerek karar kurulması gerekir. Buradaki makul süre keyfi süre değildir.

Adaletin hizmetinde 25 bin 459’ Hakim ve C.Savcısı bulunmaktadır. Hâkim ve C.Savcılarına yardımcı personel sayısı 179 bin 591 kişidir. Yani hakim ve personel sıkıntımız da yoktur."

Kaynak: KARAR