Yücekaya:Kenardan seyreden değil,değişimi yöneten dinamikler olmalıyız


Bu kentin en önemli sorunlarından olan işsizlik sorununu ve mevcut yatırımları İŞKUR müdürü Sayın Emin Yücekaya ile konuştuk.İş beğenmeme mı var yoksa iş mi yok? İşsizlik nasıl asgariye inecek?Mevcut yatırımlar ne durumda?İş-Kur olarak yatırımcıya ne gibi katkı sunuyorlar bu ve daha bir çok sorunun cevabı bu röportajda.

post

 Güncel    2017-12-19  


1-Ne olacak bu Adıyaman'daki işsizlik sorunu?

En son sorudan başlıyoruz öyleyse. İşsizlik sonuçtur çünkü. Onu doğuran sebepleri ortadan kaldırdıkça bu alanda iyileşmeler görebiliriz. Adıyaman iş piyasası neden beklenen performansı gösteremiyor sorusu daha temel bir sorudur. Veya güçlü beşeri sermaye oluşturamayışımızın sebepleri nelerdir, sorusu. Toplam sanayi yatırımlarımızın %54’ü tekstil-konfeksiyon sektöründe. Yatırım çeşitliliği yok maalesef. Eş zamanlı olarak ulusal ve uluslararası piyasalarla da güçlü bağlantılarımız yok ve bunu sağlayacak insan kaynağı konusunda eksikliklerimiz var. Tüm bu sebeplerde makul iyileştirmeler yapabilirsek ancak; istihdamda artış, işsizlikte azalma görebiliriz.

2- Bir taraftan" iş beğenmeme diğer taraftan iş yok" diyenler var. Kim haklı bu konuda?

İki taraf da kısmen haklı. İş arayanlar homojen bir kitle değil. Tornadan çıkma aynı ürün gibi değerlendirmek sağlıklı bir yaklaşım değil. Çok fazla toplumsal gruptan söz ediyoruz. Yaşları farklı, cinsiyetleri farklı, eğitim düzeyleri farklı, becerileri farklı, hatta kültürleri farklı. Her insan farklı bir parmak izi taşıyor. Bunların ne kadarı beklentilerine uygun iş bulabiliyor, temel soru bu. Veya hangi gruplar için iş üretebilmişiz. Örneğin 35 yaş üstü vasıfsız grup için salık vereceğimiz hangi sürdürülebilir işimiz var. Sağlığın çeşitli alanlarında akademik eğitim almış çok sayıda iş arayanımız var. Bu yöndeki beklentilere cevap verebiliyor muyuz? “Gidersen tekstil var, gitmezsen iş beğenmiyorsun” diyebilir miyim. Burada iş beğenmemenin çok ötesinde, temel rehberlik ve yönlendirme sisteminde hatayı aramak gerekir.

Evet, buraya kadar işsizin talihsizliği. Bir de madalyonun öbür tarafı var. Hiçbir becerisi olmayıp her işe burun kıvıran ciddi bir kitle var. Bu grup hayatta bir tek amaca kilitlenmiş; kamuda taşeron olmak. Aynı ücret ve sosyal haklarla herhangi bir meslek öğrenip kariyer yapabilme şansı olan gençlerin bu eğilimi göstermeleri son derece trajik. Devletin garantörlüğünü daha dinamik ve güçlü fırsatları olan işlere tercih etmek gibi bir sorunsalımız var. Bu gün OSB’de faaliyet gösteren 100 kadar işletmemizin %80’i sıfırdan hayata başlamış ve bir meslek edinerek kendi işini kurmuş girişimcilerden oluşuyor. Bu tablo bile iyi bir motivasyon kaynağı iken gençlerimizin kolaycılığı seçmeleri özgüven eksikliğinden başka bir şeyle tanımlanamaz. Masa başında çalışma isteği anlaşılabilir bir taleptir. Peki ya, gerçek dünyada bunun karşılığı yoksa ne yapmalı? İş piyasalarındaki hızlı dönüşüm ortada. Kenardan seyretmek yerine bu değişimi yöneten dinamiklerden biri olmalıyız.

Tekrar sorunuza dönersek; iki tarafı da haklı çıkaran bir gerçek daha; “iş piyasamızın beklenen düzeyde gelişmemiş olmasıdır”. Halen %24’ler civarında kayıt dışılığın olduğu bir iş piyasası gerçekliğimiz var. Uzun çalışma saatleri ve diğer sosyal haklar cabası. Bu işletmelerde işveren de daha fazla kazanmıyor. Ucu ucuna geçinebiliyor o da.  Kısaca; tavuk yumurtadan, yumurta tavuktan çıkar, diyelim

3-Eğitim ve cinsiyet durumuna göre kayıtlı iş gücü istatistiklerimiz var mı?

Bugün itibariye 45.924 iş arayanımızın 27.525’i erkek, 18.399’u kadın. Eğitim düzeyi arttıkça iş arayan sayısında azalma görüyoruz. İlköğretim mezunu olup iş arayan sayısı 22.547 iken önlisans mezunu iş arayan 4.459, lisans mezunu iş arayanların sayısı 3.415’tir.  Yalnız üst öğrenim basamaklarına geçtikçe eğitim görenlerin oranındaki azalmayı da dikkate almak gerekiyor. Ama şu tespit önemli: lise ve üstü öğrenim kurumlarından mezun iş arayan sayımız yaklaşık 20 bin kişi. Bu da; aslında yabana atılmayacak bir beşeri sermaye demek.

4-İş kur olarak işsizliğe çözüm noktasın da ne gibi katkılarınız var?

Toplum Yararına Program dışında, doğrudan istihdam üreten aktörlerden biri değiliz. Ancak; hem işveren tarafına, hem iş arayan tarafa sağladığımız desteklerle istihdamın önemli bir dinamiğiyiz.  Yıl boyu düzenlediğimiz Girişimcilik eğitimleri, özel sektör işletmeleriyle yaptığımız istihdam garantili eğitimler, kamu kurumlarıyla yürüttüğümüz meslek kursları, özel politika gerektiren gruplara yönelik desteklerimiz, engelli ve eski hükümlüler için kendi işini kurma hibe programı, işbaşı eğitim programı, verdiğimiz önemli desteklerdir. Bunun yanı sıra; iş arayan danışmanlığı, işveren ziyaretleri, eğitim kurumlarına ziyaretler, işini kaybedenlere sağladığımız işsizlik ödeneği verdiğimiz diğer desteklerdir. Kafanızı karıştırmayayım; iş arayan da işçi arayan da bir biçimde bizden destek alabilir ve alıyor.

5-Adıyaman bir sanayi kenti değil. Mevcut işletmelerde birkaç firma hariç mali yapıları sağlam olmayan küçük işletmeler. Bunlar işsizliğe ne katkı sunabilir?

Temel sorun burada zaten. Birincisi sektörel çeşitlilik az, ikincisi işletmelerin büyüme kapasiteleri sınırlı. Ya çok güçlü ticaret ağları geliştirip büyüyecek veya uluslararasılaşmış firmaların ilimize yatırım yapmalarını sağlayacağız. Dicle grubu, Güçlü Grup gibi sınırlı sayıda yerel yatırımcımıza şükran borçluyuz. Ama bununla birlikte SANKO halen en yüksek istihdamı oluşturan firmamız. Assist Çağrı merkezi de İstanbul merkezli bir firma ve 800 kadar çalışanı bulunuyor.

Tabi burada işletmelere kabahat yüklemek anlamsız. Büyüyebilen kendisi için büyür zaten. Daha fazla istihdam için daha fazla yatırıma ihtiyaç var. Bunu kim sağlayacak? Toplam irade. Sivil toplum, özel sektör temsilcileri, kamu gücünü kullananlar, ben, sen, diğeri. Bu ortaklaşmayı sağlamak durumundayız. İnanın! Ne devleti, ne siyaseti suçlayarak bir adım ilerleyemeyiz. Gemisini kurtaran kaplanları bekleyen fırtına, o gemileri çok çabuk batırır.

 6-İşletmeler sizin sunduğunuz imkanların yeterince farkındalar mı? İŞKUR’un sunduğu hizmetlerden faydalanabiliyorlar mı?

Tereddütsüz evet. 26 iş ve meslek danışmanımızla sürekli alandayız. 2+ istihdamı olan işletmelerin önemli kısmı, 10+ çalışanı olan işletmelerin tamamına yakını ve 50+ istihdamı olan işletmelerin tamamı İŞKUR desteklerinden yararlanıyor.

7-Verilen işsizlik maaşının insanları tembelliğe ittiği görüşüne katılıyor musunuz?

İşsizlik ödeneğini sosyal yardımlardan bağımsız değerlendirmek gerekiyor. Bir kere bizim desteğimiz sürekli değil ve belirli kıstaslara bağlı. İşini kaybeden birinin yeni iş arama sürecinde belirli bir süre desteklenmesi yadsınmamalı. Hele iş bulabilmenin çok kolay olmadığı bölgelerde bu desteği sağlamak ciddi bir gerekliliktir.

8-İş kur olarak Adıyaman'daki bu işsizliği çözme noktasında ne gibi projeleriniz var?

Birincisi; Hükümetimizce belirlenen makro hedefler doğrultusunda, bakanlığımızın öngördüğü politikaların başarısı için Genel müdürlüğümüzün bize yüklediği misyonu en iyi biçimde ifa etmek için çalışıyoruz. Tüm paydaşlarımıza etkili hizmet sunma çabası içindeyiz.

İkincisi ve galiba duymak istediğiniz şey; şartları zorlayarak yeni modeller oluşturma çabasındayız. Yeni girişimleri özendirmek için efor sarf ediyoruz. Lobi çalışmaları yürütüyoruz.  Üzerimize vazife olmayan işler konusunda da, acaba buradan bir iyilik üretebilir miyiz diye zorluyoruz.

Teknoloji odaklı işler konusunda bir ekip oluşturduk. Yazılım, donanım, tasarım, akıllı uygulamalar alanında çalışmalara başladık. İşletme otomasyonları konusunda ekibimiz kafa yormaya başladı. Eş zamanlı olarak gençlerimize bu konularda eğitim hizmeti vereceğiz.

Çağrı merkezi işi, iş arayan eğitimli grubumuz için cazip bir alan. Az maliyetle çok istihdam üretebiliriz diye, Belediye ile, Üniversite ile işbirliği yapıp bir merkez oluşturduk.

İnanıyorum ki; çabalarımızdan sonuç alırız.

9-Sizce ne yapılsa işsizlik ortadan kalkar? (Merkezi idare,yerel yönetim,stk ve kurumlar bazında )

İşsizlik hiçbir zaman ve hiçbir yerde sıfıra inmez. Türkiye’nin 2023 hedefi, işsizliği %5 düzeyine çekebilmek. Adıyaman için aciliyet taşıyan şey, yatırım çeşitliliği için güçlü bir lobi yürütülmesidir. İkinci ve sürdürülebilir yol ise nitelikli insan kaynağını çoğaltmak. Ama; sulama da lazım, raylı sistem de lazım, bilenlerin bilmeyenlere iş öğretmesi de (mentolük) lazım. Bu çok fazla bileşeni olan bir alan. Her şeyden öte herkeste güçlü bir duyarlılık lazım.  

10-İşletmelere tavsiyeleriniz nedir?

Haddim değil böyle bir şey. Şunu bilmelerini isterim; istihdamla ilgili süreçlerini bizimle birlikte yönetirlerse mutlaka bizden alabilecekleri bir destek olacaktır.

11-İşsizlere bir mesajınız var mı?

Uzun süreli işsizlik, kronik tembelliktir. Hayat her zaman bize istediklerimizi vermeyebilir. Bazen onun bize sundukları ile yetinmek durumundayız. Bunu kabul edelim ve kötü ise de çalışalım. Hiç başlamamaktansa, başlayıp yeni kapılar aralama şansı verelim kendimize. Steve jobs ömrünün yarısına kadar berbat bir hayat sürdürdü. Öldüğünde dünyanın en zengin adamlarından biriydi.

12-Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Çok teşekkür eder, kolaylıklar dilerim.

Sorularımıza içtenlikle cevap verdiğiniz için size çok teşekkür eder,başarılarınızın devamını dileriz.

Röportaj:R.Ferhat VURAL

ŞEHİRDE BU HAFTA

 

   M.Emin YÜCEKAYA:1972 Yılında Kahta’da doğdu.Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu.Sınıf öğretmenliğinin yanı sıra çeşitli basın kuruluşlarında farklı pozisyonlarda görev yaptı.Kamu, yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarında projeler yürüttü.5 yıldır Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü olarak görev yapmaktadır.

 

adıyaman,şehirde bu hafta,ferhat vural,iş kur