EKİNCİ:2018 YILI ÇOK DAHA İYİ BİR YIL OLACAKTIR


Adıyaman Turizmini, işin başında bulunan deneyimli ve 6 lisan bilen Kültür ve Turizm İl müdürümüz Mustafa Ekinci beyle konuştuk.İşte A'dan Z'ye turizm ile ilgili sorduğumuz sorular ve cevaplar..

post

 17    2018-01-16  


1-      Ne olacak bu turizmin hali?

İlimiz açısından değerlendirildiğinde, turizm olgusu hakikaten çok önemli bir değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarım ve turizme dayalı olarak gelişmesini tamamlayacak olan Adıyaman’ın bu çerçevede büyük kazanımlarının olacağı kesindir. Ancak bu güne kadar bu çerçevede gerekli gelişmeleri sağlayamadığı acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bulunduğumuz coğrafi bölgenin dezavantajlarından ve konjonktürel bazı gelişmelerden dolayı bu gelişmeler gerçekleştirilememiştir. Turizmin önündeki engelleri, yerel ve yerel olamayan sebepler olarak iki kategoride değerlendirmek gerekmedir. Yerel sebepleri şu şekilde özetlememiz mümkün: Altyapı eksiklikleri, bilinçsiz turizm yaklaşımları, kalifiye eleman eksiklikleri ve kısmen tanıtım eksiklikleri. Yerel olamayan sebepler ise, bizim dışımızda gerçekleşen savaş ve terör olayları ve bu olaylara bağlı olarak gelişen dış politikalar. Açıkça söylemek gerekirse, şu anda Amerika ve Avrupa’da yer alan ülkelerin tamamı bu bölgeyi “Savaş Bölgesi” ilan etmiş ve vatandaşlarına “Gitmeyin” çağrısında bulunmuştur. Yine bu ülkelerdeki bütün sigorta şirketleri bu bölgeye gelmeyi düşünen vatandaşların seyahat sigortalarını yapmamaktadır. Bu sebepler bu bölgede turizmin bitme noktasına gelmesine sebep olmaktadır. Bu konuda İl Müdürlüğümüzün boyutlarını aşan politikalar gerekmektedir ve biz bu konuda fazla bir şey yapamıyoruz.

2-      Adıyaman, sahip olduğu turistik hazineleri yeterince değerlendirebiliyor mu? Faydalanabiliyor mu?

Adıyaman bir çok ülkenin dahi sahip olmadığı çok büyük değerlere sahip bir İl’dir. Tarihi değerleri, doğal ve ekolojik zenginlikleri, fauna ve florası ile kadim Anadolu’nun kadim bir kentidir. Kültürü, müziği, geleneği ve gastronomisi ile birleştiğinde eşsiz bir güzellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylesine büyük değerlere sahip olan bir ilin turizm konusunda çok daha iyi yerlerde olması gerekmektedir. Bir önceki soruda da belirttiğim gibi, bu hazineleri değerlendirememesinin sebeplerinin kahir çoğunluğu Adıyaman’dan kaynaklanmayan sorunlardır. Çünkü Yakın illerimizde de turizmin bizden çok da farklı olmadığını görüyoruz.

3-      Adıyaman'a yerli/yabancı turisti çekmek için ne yapmak lazım?

Yerli ve yabancı turistin burayı tercih etmesi için başta bölgenin terörden arınması ve Suriye’deki savaşın durması gerekmektedir. Allah’a hamdolsun bu açıdan devletimiz çok büyük mesafeler kat etti. Ancak bu konuda biraz daha yol almak gerekmektedir. Çünkü son kırk yıldır turizm hareketliliği “Paket Turlar” la gerçekleşmektedir. Yani bir turist yola çıktığında sadece Adıyaman’a gelmiyor. Adıyaman’ın içerisinde bulunduğu bölgedeki diğer illeri de ziyaret ediyor. Yani bu coğrafyada meydana gelen her hangi bir olumsuzluk bu bölgede yer alan bütün illeri olumsuz etkiliyor kısacası.

4-      Konaklama tesislerimiz yeterli mi (lokanta,turistik alışveriş vb)? Turist gelmezse bu tesisler nasıl ayakta kalacak? Bununla bağlantılı olarak Adıyaman'ın en güzel konaklama tesislerinden Zeus otelin yıkılıp yerine konut/işyeri yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mevcut altyapı incelendiğinde, tesislerimizin bazı eksikliklerinin olduğu bir vakıadır ancak bu diğer illerden geri olduğumuz anlamına gelmez. Hatta bazı tesislerimizin, kendi kategorisinde çok iyi durumda olduğunu rahtlıkla söyleyebiliriz. Geçen yıl doluluk oranımız çok zayıftı. Bu yıl geçen seneyi rakamsal manada ikiye katladık. 2018 yılında çok daha iyi olacağımızı hatta yeni yatırımlara ihtiyaç duyulacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kahta İlçemizde bulunan ve maalesef yıkılan Zeus Oteli, turizm sektörümüzün ve Kahta İlçe’mizin büyük bir yatırım kaybıdır. Üzülerek ifade etmeliyim ki bu otel, sayıları çok az da olsa iyi niyetli olamayan bazılarının bu ilçede yaptığı tahribatın bir sonucu, önemli bir örneği ve kaybıdır. Turizm çok kırılgan ve çabuk küsebilen bir sektördür. Turizmde günübirlik politikalar değil uzun vadeli politikalar uygulanmalıdır. Yani misafirlerimizi iyi ağırlamak gibi bir sorumluluğumuz var. Bu manada Zeus Oteli uzun yıllar dayanmaya çalıştı ama sonunda maalesef kaybetti. Aslında bu durum Zeus Oteli’nin dışındaki kötü mihrakların bir sonucudur. Kaybeden Zeus Oteli değil, biz olduk, dolayısıyla Kahta’mızın turizmi oldu.

5-      Sizce tanıtımlar,festivaller faydalı olur mu?

Turizmde marka olmak veya bu sektörde iddialı olmak her türlü reklam aracını kullanmak ile mümkündür. Festivaller, Tanıtım Günleri, Turizm Fuarları, yazılı ve görsel medya, sanal dünya, sosyal medya ve internet gibi tanıtım araçları etkin kullanılması gereken tanıtım araçlarıdır. Bu sorunuza cevap olarak “Evet”  demek zorundayım.

6-      Son zamanlarda iç turizme yönelik Gap turu vb iç turlar düzenleniliyor. Bunlardan yeterince faydalanabiliyor muyuz?

Adıyaman zengin kültürel değerleriyle Gap Turu, Doğu Turu veya Güney Tur’unun önemli bir detinasyon merkezi olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Bu manada kesinlikle çevre illerden geri değildir. Bazen yakın çevrede yer alan illerimizden abartılı rakamlar duyabiliyoruz. Fakat bu rakamlar reklam amaçlıdır. GAP İdaresi Markalaşma Ofisi turistik istatistiklerle ilgili çok ciddi bir çalışma yaptı ve sonuçta turist rakamlarının aşağı yukarı bölge illerinin hepsinde aynı olduğunu tespit etti. Zaten ifade edilen rakamlar ve yatak kapasitesi karşılaştırıldığında verilen rakamlarda bir yanlışlık olduğu hemen görülmektedir zira bu ziyaretçilerin nerede konakladığını izah etmek mümkün olmaz.

7-      Turizm, bir kurumun bir kişinin tek başına üstesinden geleceği bir iş değildir.Seçilmişler, atanmışlar, kurumlar, yerel yönetimler ve halk olarak bir  eksiklik var mı?  Neler yapılabilir?

Turizm sektörü, her kesin ve kesimin aktif rol üstlendiği, pozitif ya da negatif gelişmelerde her kesin az ya da çok sorumluluğunun olduğu, dağdaki çobandan en üst düzey yetkiliye kadar, her kesin bir şekilde bu sektörün bir yerinde yerinin olduğunu görürüz.

İl Müdürlüğü olarak kendi kendimizi değerlendirdiğimizde, daha doğrusu bizim dışımızdaki faktörler çerçevesinde konuyu ele aldığımızda birçok yararlı iş yaptığımız söylenebilir. Kamu kurum ve kuruluşlarının iki kaynağı vardır. Bunlardan birincisi kamu yatırımları çerçevesinde bulunan kaynaklardır; Olay bu açıdan değerlendirildiğinde, Müdürlüğümüz çalışmaları son sekiz yılda cumhuriyet tarihi boyunca Adıyaman’a gelmiş olan kaynakları en az 10’a katlayacak kadar büyük yatırımlar almıştır. Kendimi bildiğimden bu yana, Nemrut Dağı’nın yolu büyük bir sorundu ve şu anda böyle bir sorun kalmadı. Sadece Nemrut Dağı ve çevresi için yaklaşık 25 milyon TL para harcandı. Eski Kahta’da bulunan muhteşem kalenin her gün bir tarafı göçüyordu. Ama şu anda restorasyon çalışmaları çoğunlukla bitirilerek kale kurtarılmış oldu. İl Merkezindeki Perre Antik Kenti tam anlamıyla bir mezbelelikti ama şimdi çok güzel bir ören yerine dönüştürüldü .  Bu işlerin büyük bir çoğunluğu, kamu kaynakları kullanılarak yapıldı.

Kurumların ikinci kaynağı ise, kurumların kendileri tarafından üretilen projeler sonucunda, başta AB olmak üzere çeşitli finans kaynaklarından elde ettiği hibelerdir. Kendimizi bu açıdan değerlendirdiğimizde hiç de mütevazı olmayan büyük kaynakları elde ettiğimiz görülecektir. Bu açıdan diğer illerle kendimizi ve kentimizi mukayese ettiğimizde, Türkiye’de en çok hibe kaynağı elde eden il olduğumuz hemen anlaşılacaktır. Sadece “Adıyaman’da Turizm Sektörünün Canlandırılması” Projesi ile bu kente 40 milyon TL’nin üzerinde hibe kazandırılmıştır. Şunu rahatlıkla ifade etmeliyim ki Kendi Bakanlığımızın bu güne kadar İl’imize yatırım olarak verdiği toplam meblağın en az iki katı kadar bir finans kaynağını kendi projelerimizle elde ettik.

Olumlu eleştiriler, kendimizi toparlamak ve iyi hamleler yapmak için kesinlikle vazgeçilmezimizdir fakat eleştiriler olumsuz ve kasıtlı olunca da çalışma şevkimizi kırmaktadır. Bu güne kadar birçok kişi tarafından eleştirildik hatta zaman zaman iftiralara maruz kaldık. Belki bu eleştirilerin olumsuz ve doğru olmayanları bizleri bir nebze incittiyse bile biz yine de yolumuza devam ettik. İncinmemizin sebebi aslında çok basit. Bu eleştirileri yapan arkadaşlarımızın hiçbir tanesi eleştirdikleri konularda gelip de bizimle görüşüp, işin aslını öğrenmeden haberleştirdiler. Bu da kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye sebep oldu.

Bazı arkadaşlarımız sanki her şeyi yapmak bizim elimizdeymiş zehabına kapılıp, sanki biz yapmıyormuşuz gibi davranıyor. Oysa bizim eleştirilmemizin yetki ve sorumluluklarımız çerçevesinde olması gerekmektedir. Emin olun bu memleketin faydasına olup da yapamadığımız bir iş varsa, yapmadığımızdan değil, gücümüzün yetmemesinden kaynaklanmıştır. Bazen etkili ve yetkili kişiler olaylara bizim baktığımız pencereden bakmayabiliyorlar ve o zaman da eliniz kolunuz bağlanıyor ve bir şey yapamıyorsunuz. Fakat şunu söylemeden de geçersem bazı arkadaşların hakkına girmiş olacağım. Yanlış ve kasıtlı haberlerin tamamı, yine duyarlı ve sorumluluk sahibi ve ilkeli basın mensupları tarafından yalanlanmış veya işin doğrusu haberleştirilerek bizlere destek verilmiştir. Bunu da burada söylemeden geçersem onlara haksızlık etmiş olacağım. Aracılığınızla o arkadaşlara sonsuz teşekkür ve minnettarlığımı sunmak istiyorum.

Bu kadar kısa zamanda, bu kadar işi başarmamız seçilmiş ve atanmışların tam bir uyum içerisinde çalışmasının bir sonucudur. Bu güne kadar yetki makamında olan bütün arkadaşların desteğini hep yanımızda gördük.

8-      Bir de Malatya-Adıyaman tartışması var Nemrut Dağı ile ilgili. Bu konu tam olarak nedir?

Bu konu politik bir konu olduğu için herhangi bir polemiğe sebep olmamak için, izin verirseniz bir açıklama yapmayayım. Ancak Nemrut Dağı Dünya mirasıdır, eşsizdir ve iki bin yıllık bir tarihin çok önemli bir kanıtıdır. İki bin yıllık geçmişimizde atalarımız bu değeri bizlere nasıl ulaştırdıysa bizim de bizden sonraki kuşaklara bu değeri aktarmak gibi bir sorumluluğumuz ve ödevimiz bulunmaktadır. Buraya kısa vadeli politikalarla bakıp zarar vermek, sadece Adıyaman’a veya Malatya’ya değil bütün insanlık alemine yapılmış olan bir kötülük olarak algılanmalıdır. Bu tür davranışlardan her kes kaçınmalıdır.

9-      Bir mozaik tartışması vardı. Ne oldu mozaik kimseden ses seda yok?

Bütün dünyada, insanlık tarihini adeta tahrip etmeyi kendine görev addeden bir güruh bulunmaktadır. Köstebek gibi tarihi değerlerin altından üstünden girerek, oraları tahrip ederek menfaat devşirmeye çalışan definecilerden bahsediyorum. Üzülerek ifade etmem gerekir ki bizim memleketimizde de bunlardan epeyce var. İşte bu kaçak kazılar neticesinde ortaya çıkan bazı mozaiklerle ilgili olarak nereden çıktığını bilemediğimiz bazı asparagas haberler çıktı. Güya biz bu mozaikleri başka illerin müzelerinde sergilenmek üzere diğer vilayetlere veriyormuşuz! Kesinlikle böyle bir durum söz konusu değildir. Buralarda bulunan bütün mozaikler uzmanlar aracılığıyla yerinden sökülür ve uygun koşullarda muhafaza edilir. Vatandaşlarımız, yetkili ağızlardan çıkmamış olan bu tür haberlere itibar etmesin.

10-   Gelen turistler memnun ayrılabiliyorlar mı?

Misafirperver olan memleketimin insanı, gelen turistleri adeta baş tacı ederek ağırlamaktadır. Kesinlikle memnun olarak ayrılmaktalar. Bundan dolayı da bütün hemşerilerime sonsuz teşekkürler ediyorum.

11-   Adıyaman Turizminin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Ve herhangi bir projeniz var mı?

Turizm sektörü bu memleketin gelişmesinin lokomotifidir. Bu konuda dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından biri olacağımıza olan inancım tamdır. ODTÜ tarafından yapılmış olan “Kommagene Alan Yönetim Planı” turizm stratejimizi açıkça ortaya koymaktadır. Kısa, orta ve uzun vadede 2 gün, 4 gün ve bir hafta olmak üzere “Kommagene Gezileri” adı altında bağımsız bir destinasyon olma çalışmalarımız devam etmektedir. Bu konuda geliştirdiğimiz alt projeler çok yakın bir gelecekte hayata geçirilecektir. Bu hedefin ütopik olduğunu ya da uzak olduğunu asla düşünmüyorum. İnşallah çok yakında hepimiz bu güzel günleri göreceğiz.

Mustafa bey Sorularımıza içtenlikle cevap verdiğiniz için çok teşekkür eder,başarılarınızın devamını dileriz.

Bu fırsatı bana verdiğiniz için ben teşekkür eder başarılar dilerim.

Mustafa Ekinci: 1961 yılında Adıyaman doğumlu. Bitlis İmam hatip Lisesini bitirdikten sonra, D.Ü Eğitim Fakültesi’nden 1987 yılında mezun oldu. İngiliz, Amerikan ve Fransız Petrol Şirketlerinde çeşitli pozisyonlarda yöneticiliğin yanı sıra,Öğrenciliği sırasında ve sonrasında çeşitli turizm işkollarında çalıştı.Antalya’da kısa bir süre Profesyonel Turist rehberliği yaptıktan sonra 1989 yılında öğretmenliğe başladı. 2003 yılından 2006 yılına kadar Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevinden sonra halen İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevini sürdürmektedir.İyi derece Türkçe,Kürtçe ve İngilizce bilen Ekinci temel düzeyde de Arapça,Almanca ve Fransızca bilmektedir.Evli ve 3 çocuk babasıdır.

ŞEHİRDE BU HAFTA

RÖPORTAJ:Ferhat VURAL

Fotoğraflar:Burhan Turgut

 

adıyaman,şehirde bu hafta,ferhat vural