Hanefi Avcı,"terörü bitirmenin de,gelişmenin yolu da hukuk devletinden geçer"
Adıyaman Kitap fuarında okuyucularla sohbet edip kitaplarını imzalayan Eski vali, Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkan Yardımcısı,bir ara "devletin kara kutusu" diye adlandırılan Hanefi Avcı ile bugünkü Türkiye'yi,siyaseti,basın özgürlüğünü konuştuk.
17 2018-05-03
Bugünkü Türkiye'yi bir kaç cümleyle anlatın desek neler söylemek istersiniz?
Türkiye de çok şey çok hızlı değişiyor,bir yanda güvenlik sorunlarımız güneydoğu sorunu, diğer yandan FETÖ ile mücadele, birde Suriye savaşı başladı.Suriye savaşı başlangıçta bir Suriye olayı olarak başladı sonra bölgesel boyuta ulaştı ve artık dünya meselesi durumuna geldi.inşallah bişey olmaz ama Ortadoğu'daki bu gerginlik ve karşılıklı kutuplaşmalar önümüzdeki süreçte ciddi bir buhranın işareti.Güneydoğu olayımız iyi bir mecrada seyrediyordu ama bugün bir güvenlik sorunu olmaktan çıkıp uluslararası bir sorun durumuna geldi.
Madem süreç iyi bir mecrada gidiyordu kim rahatsız oldu? Ya da süreci kim bozdu?
iki tarafından kabahati var gibi gözüküyor.Sadece bir tarafın değil her iki tarafında belli ki bu süreci iyi götürmemişler.Tabi biz şöyle bakarız.Taraf diye bişey olmaz,tarafı devlet kabul eder.Tüm bunların hepsine baktığımızda yürütülen süreçte sıkıntı var.Bunların hepsi çok ciddi bilgi ve hesapla yapılması lazımdı.Olaya baktığımızda kurumlar arası ciddi bir işbirliği ve koordinasyonla götürmediği kanaatindeyiz. Tabi bunların üzerine birde 15 temmuzla birlikte bir FETÖ darbesine şahit olduk.Hepsine baktığımızda yürütülüş süreçlerinde sıkıntı var.Politikalar daha dar kapsamlı bir alana dönüşüyor onun yerine sorunlar küçüleceğine daha da büyüyor,bakış aççısında sorun var.
Peki ,dün ve bugünü kıyasladığımızda demokrasi açısından ileriye mi yoksa geriye gidiyoruz?
Çok güzel söylediniz.AB'nin yeni hazırladığı bir rapor var.Bu rapora baktığımız zaman geçmiş yıllardaki raporlarda hep iyiye giden atıflar vardı,özgürlükler genişliyordu,demokrasi alanında genişlemeler vardı, hukukta reformlar yapılıyordu. Son çıkan raporda ise büyük oranda geriye gidişten bahsediliyor.Şimdi bu onların bakışı değil,objektif bakıldığında Türkiye de çok temel değerler var bu sahada çok ciddi geriye gidiş var.zaman zaman bazı olaylar Türkiye'ye sıkıntı yaratabilir ama bu dönemseli aştı devam ediyor. Hukuk sahasından inanılmaz geriye gidişlerimiz var.Demokratik sahada ve bir bütün olarak baktığımızda çoğunlukla geriye gidiş var..
O zaman şunu soralım,şu güvenlik sorunlarından ne zaman kurtulup,hukuk devletini,refah toplumunu konuşacağız?
İşte benim "erken uyarı devlet bilgisi " kitabımın temel felsefesi buna dayanıyor.Bunu şöyle anlatabilirim.Dünya da terörle yaşayan ülkeleri sınıflandırıyoruz.Terörle mücadele başarılı onlar ve başarısız olanlar ve terörle yaşayanlar.Bunun temelinde ciddi bir iklim ortam yaratmanız lazım.Kurumsal bir yapı oluşturmanız lazım,fikir ve düşünce özgürlüğü,basın özgürlüğü iklimi demokrasinin olduğu hukukun,üstün olduğu,insan haklarının üstün olduğu bir iklim oluşturursanız terörü bitirirsiniz.Bu iklim şu an Türkiye de yok..Bu iklim oluşmadığı için buhran derinleşiyor.Yukarıdaki anlattığım çözümler benim çözümüm değil dünyanın çözümü.
Medyanın geldiği noktayı nasıl yorumluyorsunuz?Tek sesliliğe doğru mu gidiyoruz?
Medya tek sesliği de aştı.Artık yönlendirilen tamamen siyasiler tarafından servis edilen haberleri yazan/yayınlayan muhalif olan herkese hakaret eden medyaya dönüştü.Bu çok vahim ve çok tehlikelidir.Gelecek için tehlike, özgür basın için tehlike.Çünkü özgür basın, eleştiren basın,bu ülkedeki herkes için, bu hükümet için, iktidar için, muhalefet için herkese lazımdır.Eleştirel medyayı herkes bir gün arar.
Dünyanın bazı ülkelerinde anayasalarında ve kanunlarında şöyle bir hüküm vardır."Basına yazdıklarından dolayı dava açılamaz,kamu davası". Kimler dava açabilir?bireyler açabilir, hakarette maruz kalanlar,iftiraya uğrayanlar açabilir ve derki benim itibarımı rencide etti, ekonomik kayba uğrattı vs. Ama,kamu ve kurumlar,devlet dava açamaz.şimdi öyle bir hale geldik ki yazdığınız her konu dava açılır hale geldi.Ayrıca eleştiri hakkı bitti.düşünün bundan tam 8 yıl önce benim ilk kitabım çıktığında "haliçte yaşayan simonlar" bu kitap hakkında çok davalar açıldı.Bir tanesi devletin güvenlik kuvvetlerini, büyüklerini aşağılıyor diye bir dava açtılar. Burada TCK'nin 301.maddeye göre dava açılması gerekiyor bunun için adalet bakanlığından izin alınması gerekiyor.Adalet bakanı tetkik hakimi bir rapor yazdı. O raporda diyor ki "insan hakları evrensel beyannamesi ve anayasamızda güvence altına alınan düşünce ve ifade özgürlüğünde, sadece beğenilen, hoş görülen ifadeler değil,rahatsız edici,şok edici,devlet yönetimi ile ilgili konularda sınır tanımaksızın herşey söylenip yazılabilir".Bu sağlıklı bir toplum için elzem şartlarından biridir.Bizim böyle bakmamız gerekirken "yok ima etti,eleştirdi şunu söyledi,bunu yazdı diye dava açılamaz.Açılırsa toplum bilgilenemez bilgilenemeyen toplum ileriye gidemez..
Kendimizi bir anda erken seçimin için de bulduk.Seçimleri nasıl görüyorsunuz?
Çok daha yeni başladı,gönül isterdi ki bu seçimle ilgili, anayasa değişikliğiyle ilgili, uyum yasaları çıkarılsaydı.Bu seçimin böyle aniden bir gece karar vermeyle değil,herkesle konuşulup muhalefet partileriyle ilgili kurumlarla görüşüp bir konsensüsle karar verilseydi.Yasalar aceleyle oldu bittiyle çıkarılamaz..ittifak protokolleri yeni oluşturuldu nasıl olacağı belli değil.Seçim yasaları uzun tartışmalar sonucunda çıkarılır..Bir yasa çıkartısınız çıkardığınız gün problemler başlar,bugün olduğu gibi..
son olarak iyimser misiniz?
İyimser olmaya mecburuz.Ama çevremizde çok ciddi sorunlar cereyan ediyor,ülke çok kötü bir istikamete doğru yol alıyor ama bununda bir yerde duracağına inanıyoruz,bu seçiminde bu konularda büyük anahtar rol oynayacağının İnancıdayız.İnşallah iyi olur diyelim..
Çok teşekkür ederim
Ben teşekkür ederim,iyi çalışmalar
Röportaj:Ferhat Vural
Hanefi Avcı kimdir: 1956 da Кahɾamanmaɾaş doğumlu. Ankara Polis Koleji, Polis Enstitüsü ve lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1980 yılında mezun oldu.
Hanefi Avcı daha sonɾa İςişleɾi Bakanlığı'na giɾdi ve bu dönemde sıɾasıyla Mersin merkez ve Gülnar ilçeleɾinde göɾev yaρtı. Daha sonɾa Diyaɾbakıɾ, İstanbul illeɾinde şube müdüɾlükleɾinde çalıştı.
1996 yılında Emniyet İstihbaɾat Daiɾe Başkan Yaɾdımcısı oldu. Bu göɾevi süɾdüɾüɾken 4 Şubat 1997'de Susuɾluk skandalını aɾaştıɾan TBMM komisyonuna ifade veɾdi. İfadesinde teɾöɾle mücadele adı altında devlet iςinde çete kurulduğunu ileɾi süɾdü ve Mehmet Ağaɾ, Koɾkut Eken, Veli Küçük gibi isimleɾ hakkında suçlamalaɾda bulundu.
28 Şubat sürecinde, bu görevdeyken köstebek olayı olarak da bilinen Deniz Kuvvetlerindeki Batı Çalışma Grubu belgelerinin Emniyet İstihbarat Dairesi'ne sızdırılması olayı meydana geldi. Avcı, olay patlak verdikten sonra darbe hazırlığı varsa, bunu izlemenin polisin görevi olduğunu savundu. Кatıldığı bir televizyon programında Millî İstihbarat Teşkilatı hakkında yaρtığı açıklamalar nedeniyle "devletin gizli kalması gereken sırlarını ifşa etmek" ile suçlandı ve 10 Şubat 1998'de açığa alındı. Daha sonra Ankara 1 No'lu DGM tarafından tutuklanarak Beypazarı Cezaevine kondu. 2 Mart 1998'de tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Avcı, hakkında açılan davadan da beraat etti.
Beraat ettikten sonra idare mahkemesi kararıyla görevine geri döndü. 2003'e kadar geri hizmetlerde çalıştı. 2003 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü Кaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'na getirildi.Avcı; 2005 yılında geςici olarak, 2006 yılında ise asaleten Edirne İl Emniyet Müdürü oldu. 2006 yılında TASAM'ın Stratejik Vizyon Sahibi Bürokrat Ödülü'nü kazandı.
Hanefi Avcı Edirne İl Emniyet Müdürlüğü yaρtığı sırada, 18 Haziran 2009 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan ortak kararname ile Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü'ne atandı. Ağustos 2010 tarihinde "Haliç’te Yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat" adlı kitabı Angora Yayıncılık tarafından basıldı. Kitabında, cemaatlerin devleti ele geçirdiğini belirten Avcı, İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma açması üzerine “Beni merkeze alın” diye dilekçe verdi, talebi kabul edilerek merkeze alındı.kaynak: wikipedia