Ahmet Davutoğlu,"Partimiz dar ve çıkarcı bir gruba terk edilemez"
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte yeni parti kuracağı iddia edilen eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, 31 Mart Pazar günü yapılan yerel seçimlerin ardından bugün Facebook hesabından bir açıklama yaptı.

Siyaset 2019-04-22
Davutoğlu'nun açıklamasından bazı başlıklar...
"Bu satırları yazarken dahi bu borçluluk duygusundan kaynaklanan ağır sorumluluğun yükünü omuzlarımda hissediyorum. Bu bağlamda partimizin ve ülkemizin geleceği ile ilgili tespitlerimi milletimizin derin vicdanına arz ediyorum." diyen Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“Partimiz dar ve çıkarcı bir gruba terk edilemez.
Cumhurbaşkanı’nın çoğu zaman da sert siyasi polemiklere girmek durumunda kalması, devlet geleneğimiz içinde toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede durması gereken Cumhurbaşkanlığı kurumunun toplumun en az yarısı ile psikolojik bir kopuş yaşamasına yol açmaktadır.
Ben-merkezci kibirli bir dil ile tevazudan kopuş, mahviyet vurgusu yaparken..
kullanılan dil ile sergilenen tavır arasındaki uçurumun alabildiğine açılması,
kutsal değerlerimizin siyasi çıkarlar uğruna hoyratça kullanılması,
alınan görevlerin kişiye has olduğu unutularak bütün bir aile ve çevrenin etki kurma çabaları, siyasi rakip görülen kişilerin yıpratılması için sosyal medya operasyonları dahil her türlü iftiranın yaygınlık kazanması,
geçmişte en önemli değerimiz olarak gördüğümüz vefa duygusunun ciddi şekilde zedelenmesi…
İttifak siyaseti partimizi dar bir siyasi dile ve kimliğe hapsederek, ülkenin her bölgesini ve toplumun her kesimini kucaklayan özgün duruşumuza zarar vermiştir.
Rakip partileri düşmanlaştırmanın,
siyasi rekabeti aşan kutuplaşmaların nelere sebep olabileceğini ne yazık ki Ankara’da aslında hepimizi birleştirmesi gereken bir şehit cenazesinde gerçekleşen çirkin saldırıda yaşadık.
Ana muhalefet liderine dönük bu saldırıyı bir kez daha kınıyor, herkesi demokratik düzen içinde hareket etmeye ve kutuplaştırıcı siyasi söylemlerden uzak durmaya davet ediyorum.
Son yıllarda yaşadığımız güçlü meydan okumalar karşısında şimdi yapmamız gereken,
zihinlerimizi özgürleştirmek,
psikolojilerimizi yenilemek, toplumsal bağlarımızı güçlendirmek ve ortak geleceğimiz konusunda atılması gereken adımları atmaktır.
kanaat önderlerimizi, aydınlarımızı ve her siyasi kesimden vatandaşlarımızı ortak vicdanımız, ortak aklımız ve ortak irademiz temelinde ortak geleceğimizi belirlemek için omuz omuza vermeye davet ediyorum.
Gün devlet aklını, insan onuru ve millet vicdanı ile buluşturma günüdür.”
Temel değerler ve ilkeler düzeyinde yaşanan savrulma siyasi söylemimizi doğrudan etkilemiştir. Son yıllarda partimizin insan-odaklı, insan haklarına dayalı, özgürlükçü, reformcu, kuşatıcı, kendinden ve geleceğinden emin siyasi söyleminin yerini devletçi, güvenlikçi, statükocu ve salt beka endişelerine dayalı bir söylem almıştır.
Partimiz gerçeklerle yüzleşmeli
31 Mart seçimleri basiret ve sağduyuyla incelememiz gereken önemli sonuçlar doğurmuş, dikkate almamız gereken önemli mesajlar vermiştir. Partimizin ve ülkemizin geleceği için bu mesajların doğru anlaşılması ve gereğinin yapılması büyük bir önem arz etmektedir. Milletimizin tercihlerindeki değişikliklerden gerekli mesajlar çıkarılmaz, atılması gereken adımlar kararlılıkla atılmaz ise hem AK Parti olarak bizleri hem de ülkemizi zor bir dönem beklemektedir. Bu çerçevede, başta hareketimizin kitleselleşerek iktidara yürümesinin önemli sembolleri olan ve çeyrek asırdır kadrolarımızın yönetiminde bulunan İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlıklarında alınan sonuç olmak üzere, partimizin toplumsal desteğinde görülen azalma gerçeğiyle yüzleşmek ve bunu sağduyulu bir şekilde değerlendirmek durumundayız.
Partiyi yönetmeye çalışan paralel bir yapı
Kendisini partimizin kurullarının üstünde gören ve adeta paralel bir yapı gibi partiyi yönetmeye çalışan bir odağın ortaya çıkması ve partinin seçilmiş yetkililerini ve kurullarını devre dışı bırakmaya kalkışması, teşkilat kurumsallaşmasının özünü sakatlamıştır.
İttifak siyaseti partimize zarar verdi
İttifak siyaseti partimizi dar bir siyasi dile ve kimliğe hapsederek, ülkenin her bölgesini ve toplumun her kesimini kucaklayan özgün duruşumuza zarar vermiştir.
Özetle bugün partimiz, her açıdan bir yenilenme ihtiyacı içindedir.
FETÖ ile mücadele konusunda soru işaretleri var
Bazı durumlarda, örgüt okullarında okumuş, kardeş ya da akrabaları örgütün ve darbe sürecinin önemli elemanları arasında olan kişilerin en üst düzey devlet görevlerine atanmasında sakınca görülmezken alt düzey bir memurun yakınlarından birinin yine alt düzey bir ilişkisi sebebiyle işten çıkarılması kamu vicdanında FETÖ ile mücadele konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır.
Kaygı ve önerilerimi Cumhurbaşkanımıza da arz etmiştim
Türkiye’nin sivil, demokratik ve bütüncül bir anayasa ihtiyacı, her zamankinden daha fazladır. Sistem değişikliğini içeren son anayasa değişikliği paketinin TBMM'ye sunulmasından hemen sonra kaygı ve önerilerimi, sözlü ve yazılı olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza da arz etmiştim. Ne yazık ki, geçen sürede yaşadıklarımız bu endişelerimi haklı çıkarmıştır.
Üzülerek belirtmeliyim ki yeni sistem, hem yapılanması hem de uygulama tarzı itibarıyla milletimizin beklentilerini de karşılamamaktadır. Bu çerçevede, sistem değişikliğine ilişkin ciddi ve samimi bir muhasebe yapmamız gerekmektedir ”dedi.ŞEHİRDE BU HAFTA