KESK'TEN 2020 Yılı Bütçe Değerlendirmesi


KESK Adıyaman şubeler platformu adına, KESK Adıyaman şube başkanı Mehmet Dağdeviren,2020 yılı bütçesi üzerine değerlendirmeler de bulundu.

post

 Güncel    02.12.2019 12:14:09  


İğneden ipliğe zam yağmurunun hız kesmeden sürdüğüne değinen Dağdeviren," TÜİK resmi enflasyonu ile bizim yaşadığımız gerçek enflasyon arasındaki uçurum büyümektedir" dedi.

Yazılı açıklamanın devamında "  Ekonomik krizin ücretli kesimleri,  dar gelirlileri adeta cendereye aldığı bir süreçten geçiyoruz. Yaşam ve çalışma koşullarımızın her geçen gün daha da zorlaştığı bu yakıcı süreçte başta emekçi sınıflar ve dar gelirliler olmak üzere 81 Milyonun geleceğini yakından ilgilendiren bütçe yasa teklifinin TBMM’deki görüşmeleri sürüyor.

Veriler büyüme masallarının sona erdiğini göstermektedir. 

Ekonomi üst üste üç çeyrek dönemdir küçülmektedir. Buna göre 2018 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 2,8 azalan Gayrisafi Yurt İçi Hasıla 2019 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2,4, ikinci çeyreğinde yüzde 1,5 azalmıştır.

Resmi işsizlik %14,2 ile son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Devletin resmi rakamları mevsimsel etiklerle artması beklenilen bir dönem olmasına rağmen Ağustos ayında da istihdamın azaldığını, işsiz sayısının 4 Milyon 650 bine ulaştığını göstermektedir. Her 100 Gençten 28’i, her 100 Genç Kadından 43’ü işsizdir.

Sadece işsizlik değil, hayat pahalılığı da artmaya devam etmektedir. TÜİK’e göre Ekim ayı itibari ile tek haneye inen enflasyon emekçilerin, halkın hanesine uğramamıştır.

Yıllık resmi enflasyon baz etkisinin yanı sıra arkası gelmeyen Ali Cengiz oyunları ile yüzde 8,55 ile tek haneye inmiş gözükse de on iki aylık ortalamalara göre resmi enflasyon yüzde 16,81 ile yıllık enflasyonun yaklaşık iki katına ulaşmıştır.

Yine TÜİK verilerine göre on iki aylık ortalama Gıda Enflasyonu yüzde 22,5, Ev Eşyası Enflasyonu yüzde 22,77, Çeşitli Mal ve Hizmetlerde yaşanan enflasyon ise yüzde 24,55’tir.

İğneden ipliğe zam yağmurunun hız kesmeden sürdüğü koşullarda TÜİK resmi enflasyonu ile bizim yaşadığımız gerçek enflasyon arasındaki uçurum büyümektedir. Özelikle elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yapılan fahiş zamlar kış aylarına girdiğimiz bugünlerde kabusumuz olmaktadır.

Hayat Pahalılığı

Artmaya devam eden hayat pahalılığı sonucunda halk tüketimini alabildiğine kısmıştır.  Hane halklarının toplam nihai tüketim harcamaları da tıpkı büyüme oranları gibi son üççeyrek dönemdir düşmeye devam etmektedir.

Diğer taraftan resmi veriler gelir dağılımında yaşanan adaletsizliğin de artmaya devam ettiğini ortaya koymaktadır.

Öte yandan söz konusu TÜİK araştırması %26,5 oranı ile Türkiye’nin Avrupa’da ciddi maddi yoksunluk oranın en yüksek olduğu ülkesi olduğunu göstermektedir

Yani Türkiye’de her bin kişiden 265’i; çamaşır makinesi-renkli televizyon- telefon-otomobil-beklenmedik harcamalar-evden uzakta bir haftalık tatil -kira, konut kredisi, borç ödemeleri- evin ısınma ihtiyacı- iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemekten oluşan dokuz maddeden en az dördünü ekonomik olarak karşılayamamaktadır. 

Emeği ile geçim mücadelesi veren tüm kesimler gibi kamu emekçileri olarak bizlerin de sorunları artmaktadır.

Toplu sözleşmelerle sefalet oranında artırılan maaşlarımız yaşanan hayat pahalılığı karşısında erimeye devam etmektedir.

Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan çeyrek altın sayısı 15 yılda 13,35 adet azalmıştır. Çeyrek altın almak hayal olmuştur. Yine ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan gram altın sayısı 15 yılda 22 adet azalmıştır.

Bilindiği üzere son birkaç aydır hazineyi zarar uğratma pahasına kamu banakları üzerinden yapılan alımlarla döviz kuru artışı sınırlanmıştır. Buna rağmen ortalama kamu emekçisi maaşı son 12 yılda 322 dolar erimiştir. Yani ortalama maaşımız dolar karşısında %30 değer kaybetmiştir.

"Maaşlara yapılan zamlar yetersiz"

Maaşlarımıza yapılan sefalet oranlı artışlar yıllardır sürdürülen adaletsizlik sonucunda cebimize girmeden gelir vergisi olarak geri alınmaktadır.  Adaletsiz gelir vergisi dilimleri sonucunda yılın yarısından itibaren ikinci vergi dilimine girdiğimiz için yılın son aylarında aldığımız maaş yılın başında aldığımız maaşın altına inmektedir.

İşte bütçenin TBMM’de görüşüldüğü bir süreçte emekçilerin, halkın içinde bulunduğu tablo…

Elbette ki bu tabloya daha fazla veri daha fazla rakam eklemek mümkündür. Öte yandan artan işsizliğin, yoksulluğun insanlarımızı intihara sürüklediği, kapılarında “Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin" yazan, yoksulluğun sindiği evlerden cansız bedenlerin çıkarıldığı 2019’un Türkiye’si milyonların yaşadığı çaresizlik rakama, veriye ihtiyaç bırakamamaktadır.

İktidarın suni gündem yaratma çabaları ve çizilen pembe tablolar emekçi sınıfların, yoksullaştırılan halkın yaşadığı gerçeği perdelemeye yetmemektedir.

Milyonlarca işsiz iş, yoksulluğa sürüklenen emekçiler sınıflar insanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir gelir dağılımı,  başta maaşlarından-ücretlerinden kesilen gelir vergisi olmak üzere omuzlarına bindirilen vergi yükünün azaltılarak vergide adaletin sağlanmasını, ülkenin kaynaklarının %1’lik mutlu azınlık için değil, %99’un genel yararı için kullanılmasını beklemektedir.

Ancak emekçilerin, halkın bu taleplerine cevap vermesi gereken bütçe yıllardır olduğu gibi yine kapalı kapılar ardında görüşülmektedir. 25 gündür TBMM Plan ve Bütçe komisyonunda yapılan görüşmelere emek örgütlerinin, meslek örgütlerinin,  demokratik kitle örgütlerinin katılımı engellenmiştir.

Maaşlarımızdan kaynakta kesilen Gelir Vergisinden tüketimde ödediğimiz KDV ve ÖTV’ye kadar her adımda bizden alınan vergilerin nereye, kime harcanacağına ilişkin bize hiçbir söz hakkı tanınmaktadır. Kısacası halkın, emekçilerin bütçe hakkı bir kez daha yok sayılmaktadır.

Bütçeler kaynakların kimlerden toplandığını ve söz konusu kaynakların kimlerin ihtiyaçları için kullanıldığını gösteren belgelerdir. Dolayısıyla bir ülkede mevcut sitemin, iktidarın kimden hangi sosyal sınıf ve tabakadan yana olduğunu anlamanın en kolay yolu bütçesine bakmaktır.

Ne yazık ki Türkiye’de yıllardır bütçeler ülke kaynaklarının, emekçilerden, halktan alınan vergilerin sermayeye-patronlara, yandaşlara aktarılmasının bir aracı haline dönüşmüştür " dedi.ŞEHİRDE BU HAFTA

#kesk #mehmet dağdeviren #eğitimsen #adıyaman