"Ne huzuru?huzurun başkenti falan değiliz"


"Bir dakika! O ifade çok yanlış. O ifade çok yanlış. O ifade bizi kötüye götürür. O ifade bizi yanlışa götürür. İşte yaşadık, gördük. Neyin huzurunun başkenti yani, biz başkent falan değiliz. Ne başkenti? "

post

 17    2016-02-24  


    BAZI STK BAŞKANLARINDA PROTOKOL KOMPLEKSİ VARDIR !

Geçmişten bir kesit;1976’dan beri Adıyaman esnaf kefalet kredi kooperatifinde hizmet veriyorum. İyisiyle kötüsüyle birçok anımız oldu. Talat abiyle, Emin dayıyla ve birçok arkadaşla. İlk büyük icraatımız fen edebiyat fakültesi oldu. İlk kongremizi 1996 yılında Yücel Özbilgin vali iken yaptık. Bir okul yaptırma derneği kurulmuştu, onlar geldi dedi ki “ biz size arsa verelim okulu buraya yapın” diye. Yaklaşık 12 bin metrekare. Arsayı beğendik, kireçle çizdik. Her şey hazırdı. O sırada İsa Tekin hoca geldi.Bize; “Abuzer abi madem okul yapacaksınız, o zaman gelin yüksekokula bir yer yaptırın” dedi. Malatya’ya gittik. Hemen eğitim hesabına 25 milyon lira borç verdik. O paranın geliriyle o binayı yaptık. Bayındırlık birim fiyatıyla 112 milyon liraya çıkacak binayı biz 35 milyon 800 bin liraya o binayı bitirdik. Büyük başarıydı, özveriydi, hırstı. Mühendislere, mimarlara para vermedik. Hep gönül işiydi. Eğitim bakanı Mehmet Sağlam Adıyaman’a gelmişti, ben, valimiz ve rektör hoca bakanın yanına gittik. Fen edebiyat fakültesi için söz aldık. “YÖK ”ten daha onayımız çıkmadığı halde Başbakan mesut yılmaz Adıyaman’a geldiğinde binanın açılışını yaptırdık olmadığı halde binanın üzerine “Fen Edebiyat Fakültesi” diye de yazdırdık.. Bir ülke ’de iki tane fen edebiyat fakültesi olan tek üniversite İnönü üniversitesi oldu. Eğer o gün bizim o girişimlerimiz olmasaydı belki de Adıyaman üniversitesi halen olmayabilirdi anlatmak istediğim bu.

 Sayin Başkanım,Adıyaman’ı en iyi bilen kanaat önderlerinden birisiniz,çeyrek asra yakındır sivil toplum kuruluşunun başkanlığını yapıyorsunuz.İnsanlarımız geçmişten ziyade hep bugünü merak ederler.Nedir bugün esnafımızın hali pür melali ?

_Şimdi, biraz gerçekçi olmak lazım. Esnafın durumu çok da iç açıcı değil. Biz esnafa moral vermek için zaman,zaman iyi tarafını görmeye çalışıyoruz. İlla moralini bozmak için çıkıp televizyonda yaygara etmeye gerek yok. Her zaman umut veriyorum. Esnafın durumu ortada her gün gelip faizli kredi istiyorlar ama ben sabredin faizsiz kredi çıkacak ondan faydalanın diye bekleyin diyorum ama esnaf beklemiyor. Haklılarda çünkü borçlular, ödeme yapamıyorlar, kredi alıp borçlarını ödemek istiyorlar ama daha fazla borca giriyorlar. Biz 20 yılın üzerinde kira geliri alıyoruz ama o paranın daha bir kuruşu kasamıza girmedi. Kime verdik peki bu gelirleri? Anlatayım. Onlarca yıl öğrencilere burs verdik, 5 yıl boyunca 100 öğrenciye yemek verdik. 8’er ay boyunca üstelik. Diyelim bu yıl kira geliri ne oldu? Ne kadar olduysa yarısını yüksekokula, diğer yarısını ise eğitim fakültesine verdik. Onlar kime verdi yeminle bilmiyoruz. 20 yıldır neden burada oturuyorsunuz diye sorarsanız işte bu nedenlerle biz halen buradayız, başarılıyız. Kimse bize engel olmadı, hep destek oldular. Yönetim kurulumuzda öyle hep bize destek oldular, ne yaptıysak onay verdiler ve birlikte başardık.

Peki  başkanım, Adıyaman’da size kayıtlı esnaftan  borcu olmayan var mı?

_ Borçsuz esnafın olduğunu sanmıyorum. Sadece Adıyaman değil Türkiye için aynı durum söz konusu.Ama istisnalar olabilir belki bir iki tane çıkabilir ama genelde durum böyle. Kredilerde geriye dönüş konusunda Adıyaman esnafı borcuna sadık. Yaklaşık yüzde 97’si geri dönüyor. Takip oranı yüzde 3 civarında. Bu aslında bizi sıkıntıya da sokuyor. Bakarsanız yüzde 3’de çok. Türkiye’de bankaların ortalamaları yüzde 5 ama bizde yüzde 3. Ama bir olmalı, biri geçmemeli.

Piyasalarda genelde bir memnuniyetsizlik var. Yani işi iyi olanda ağlıyor, işi iyi olmayan da. Şimdi bu memnuniyetsizliğin kaynağı size göre nedir?

_ şimdi bu konu aslında böyle, yani benim naçizane fikrim, kendi esnaflığımdan da çıkardığım kadarıyla. Dün 100 liraya karşılık 30 lira kazanıyorduk, bugün 100 liraya karşılık 3 lira kazanıyoruz. Yani eskiden gelirde fazlaydı, kar da fazlaydı. Şimdi kazanç küçüldü.

Peki, şurada da bir sıkıntı yok mu? Dün, bu kadar tüketim çılgınlığı yoktu. Giderler bu kadar değildi. Dolayısıyla gelir çok, gider azdı, ama bugün gelir az gider çok.

_ Babana rahmet. En doğru şey bu. Bunun en iyi açıklaması bu.

Şöyle bir geriye gidersek son 30 yılda,sizce hangi iktidar döneminde Adıyaman beklentilerini aldı?

Hiçbir iktidar döneminde Adıyaman beklentilerini karşılayamadı. Yani şimdiye kadar hak ettiğini hiç alamadı. 5 milletvekili çıkarttık alamadık, 4 oldu 4’dünü çıkarttık alamadık, ak parti döneminde de yine alamadık. Ha hiç olmadı mı? Elbette oldu. Devletin imkanları büyüdü hizmetler oldu. Ama hak ettiğimizi almadık.

Çevre illerle kıyaslama yaptığımızda,Adıyaman gerçekten de hak ettiği yerde değil. Bunun kökeninde ne var? Yani halk olarak bizde mi bir sorun var? Yoksa seçtiğimiz insanlarda mı bir sorun var?

_ Bunun seçtiklerimizle alakası yok. O kusuru, o sorumluluğu kendimizde aramamız lazım. Seçilenlerin bize bir eksikliğini söylemek yanlış olur. Kendimizi sorgulamamamız gerekir.

Bu Soruyla bağlantılı Adıyaman her dönemde iktidara oynamış bir kent.

_ Ama hiçbir zaman iktidarı bulamadık. Çünkü kurulduğumuzdan beri bir bakan göremedik. Bizim talebimiz de o. Adıyaman yaptığının karşılığını alamayışının altında yatan yüzde 99,9 anlayışın bir bakan olmayışı. Belki de bir bakanımız olsaydı sorunumuz azalırdı.

Vekillerimizden biri şimdi TBMM başkanvekili,eski vekillerden biri Başbakan başdanışmanı. Şimdi Adıyaman’ın hak ettiğini alması için milletvekillerinden birisinin Cumhurbaşkanı, birinin de Başbakan olması mı gerekiyor?

_ Bana göre mevcut görevlerle Adıyaman’a birçok şeyin yapılacağına inanıyorum. İnşallah ikisi yan yana gelir, ikisi aynı anlayışı paylaşır, ikisi omuz omuza verirse Adıyaman fayda görür. Yoksa ikisi ayrı,ayrı hareket ederse Adıyaman fayda görmez. Dün de öyleydi, bugün de öyle.

Yani sıkıntı bakan çıkmamasından mı size göre?

_ O da bir unsurdur. Yani, bugün bakan olmuşsa Şanlıurfa’ya hem de Artvinli bir bakan oldu, ama Şanlıurfa’yı ihya etti. Bizim de bir bakanımız olsaydı, kabineyle uyumlu olurdu ve şimdikinin 10 katı fazla hizmet Adıyaman’a gelirdi yani.

Peki her dönemde,(13 yıllık ak parti iktidarı baz alınarak) her zaman Türkiye ortalamasının üzerinde iktidara rey çıkartıyorsa bu bakanlığa eşdeğer değil midir size göre? Çıkmaması da hizmet için bir engel midir?

_Elbette eşdeğer ama vermiyorlar, veremiyorlar. Sahibimiz yok yani. Hizmet çıkmaması bir engel değil ama demin arz ettiğim gibi Artvinli bir milletvekili Şanlıurfa’dan bakan oluyor ve orayı ihya etmişe, bakanlığı sayesinde etmiştir. Herhalde bakan olmasa bir katkısının olacağını zannetmiyorum. 20 yıl öncesini düşünün, Adıyaman ile Şanlıurfa’yı kıyasladığın zaman Adıyaman Şanlıurfa’nın önündeydi. Bugün Adıyaman, Şanlıurfa’nın yanında bir mahallesi bile değil. Her yönüyle öyle.

Adıyaman için ayakları yere basan projelerinizin olduğunu biliyoruz. Bunların birisi de hukuk fakültesi. Şuan projeniz ne durumda? bir engel var mı? Varsa bu engeli kim çıkartıyor?

_ Hukuk fakültesi ile ilgili biz 14 Şubat 2012’de kooperatif olarak bir karar aldık. Kararımızı Adıyaman üniversitesine bildirdik. Üniversite senatosu da bu kararı onayladı. “YÖK”e gönderdi. Şu anda tıkanıklık “YÖK”te. YÖK  karar alacak, hükümet onaylayacak. Allah nasip eder bu dönem içerisinde inşallah hukuk fakültesiyle ilgili devlet bu imkânı sağlarsa, bitirmesem bile dönem içersinde ayrılırım. Ama bu hukuk fakültesini vermezlerse cenazem buradan çıkar. Ölümüm burada olur. Hiç dönüş yok, ölene kadar bunun mücadelesini yaparım. 

Sadece merkezi idare değil, yerel yönetimlerin de eksikleri yok mu?Yeterli hizmetler yapılıyor mu?

_ yok ama yine kıyaslama imkanımız olursa, ak parti döneminde daha iyi hizmetler alabildi diyebiliriz. Ak parti yerel yönetimleri destekledi. Yerel yönetimi güçlendirdi. Geçmişle kıyas yapılmayacak derecede yerel yönetimlerimiz güçlü. Eski başkanlarımızdan Mustafa Kocatürk zamanını hatırlıyorum ben. Köylerden traktör getirirlerdi, Eğriçay’dan, ziyaret çayından kum getirir yollarımızı kumla kapatırlardı.

Atatürk bulvarını bir tarafa bırakırsak.-ki ANAP döneminde yapıldı- Onun benzeri bir örnek daha gösterebilir misiniz?

_ yok, yok, öyle bir örnek daha yok. Ha olmalı mıydı? Olmalıydı. Niye olmalıydı? Bundan 20 sene evvel bu caddeyi 20 metre daha genişletebilirlerdi. Şimdi bu şansları da olmaz. Şimdi belediyenin bütçesi kadar oradan kamulaştırma parası talep edilir.

Başkanım biraz da zülfiyare dokunalım. Adıyaman’a bir bürokrat atandığında, bu vali olur, kaymakam olur veya kurum müdürü. Bu kente bir şeyler yapmak istediğinde hemen onu kendimize benzetmeye çalışıyoruz. Onun moral ve motivasyonunu bozarız. Neden böyle yapıyoruz?

_ Biz bu işleri seviyoruz.dedikoduyu seviyoruz. Şöyle diyeyim. Adam katkı da sunmamıştır ama “çok büyük katkılar sundunuz” diyoruz. Bir şey yapmamıştır “çok güzel şeyler yaptınız” diyoruz. “Allah sizden razı olsun, geçmişte yapılanların 100 katını yaptınız” diyoruz. Yapımızda bu var, karakterimizde bu var. Biz böyle büyütülmüşüz, böyle görmüşüz yani. Bu artık insanları sevmemizden mi kaynaklanıyor, insanları yermeden mi kaynaklanıyor? Onu bilmiyorum.ama kişisel bencilliğimizden dolayı iş yapan insanların moral ve motivasyonu da bozmamak lazım.

 Yine Adıyaman’ı çok bilen birisi olduğunuz için soruyorum.maskelerimiz vardır bizim. Dedikodu vs gibi. Bir insanı göğe çıkartırız ama arkasını dönünce çekiştiririz.Millet uzaya, mars’a çıkarken bizim dedikoduyla anılmamız yakışık alıyor mu?

_ Bizim kuşağımız Adıyaman’dan giderse 15 sene sonra, 20 sene sonra, inşallah gelen yeni genç nesilde bunlar olmaz. Bu kusur kabahat bizlerde. Bizden sonrakilerde değil yani. Yani bu dedikodu bizim yaşlılarla alakalı, inşallah bizim gençlerimizde bu olmayacak. Ben ona inanıyorum.

Birde dilimizden düşürmediğimiz bir sloganımız var “huzurun başkenti Adıyaman”

Bir dakika! O ifade çok yanlış. O ifade çok yanlış. O ifade bizi kötüye götürür. O ifade bizi yanlışa götürür. İşte yaşadık, gördük. Neyin huzurunun başkenti yani, biz başkent falan değiliz. Ne başkenti?

Şundan dolayı soruyorum.Tüik'in rakamları var. Kültür sanatta, sağlıkta, gelişmişlikte, yaşanabilirlilikte, hep son 10’ların içerisindeyiz.

_ Bak bununla ilgili güzel bir örnek vereyim size. iki sene evveldi. Bizde bir kütüphane var. 84 kişilikti. Çok talep oldu bunu 100’e çıkarttık. Bu sene 5 kişi daha ilave ettik Sabahları 105 kişi ders çalışmak için geliyor ama,Belki de 200 kişi geri dönüyor. Dedim ki buraya İşkur üzerinden bir temizlikçi alalım. Buranın temizliğine baksın diye. Bana bir eleman vermediler. Ha o elemanı biz de alırız, aciz değiliz. Ama bizimde kendimize göre bazı sıkıntılarımız var. " Buraya bir kişi alınsın herkes der benim adamım olsun. Bakın bende kooperatife ait bir ambulansımız vardı. 0 bir ambulans aldık. burada çalışan  iki arkadaş yönetim kurulu üyelerimizdi. Dedim ki gidip aranızda anlaşın hanginizin çocuğuna karar verirseniz onu ambulans şoförü olarak işe alalım diye ikisi de “benim çocuğumu işe alın” dediler..İkisini de alamadık ve belli bir süre sonra ambulansı da şoförler odasına hibe ettik, kurtulduk ambulanstan.

Bir kanaat önderi olarak Adıyaman’ı,halkını,bürokrasiyi ve  siyaseti bilen biri olarak soruyoruz. Bir insanın Adıyaman’da huzurlu olması için ne yapması lazım?

_ valla en başta büyüklerinden esinlenerek dedikoduculuğu bir kenara bırakması lazım. Birincisi o. İkincisi de halinden memnun olacak, kanaatkar olacak, inançlı olacak. Üçüncüsü, imkânları ölçüsünde de etrafına katkı sunacak. Mutluluğu ararsa bunlarda huzuru bulur. Ancak bunlarda ne yazık ki yoktur. Baba ile ana bile birbirini görmüyor. Affedersin 10 tane torun sahibisin ancak sen telefon edersen onları görebiliyorsun. Artık “gidip annemi, babamı ziyaret edim” yoktur artık. Modern bir kent olduk yani. Özür dilerim bunları söylemek belki hoş bir şey değil ama gerçek bu.

Halka soruyoruz. STK başkanlarıyla aranız nasıl, işleriniz nasıl? Diyorlar ki; başkanlarda protokol sevdası var. İşte valiyi ziyaret ediyor, belediye başkanını ziyaret ediyor falan. Ama onlarla iç içe olduğu kadar esnafla halkla iç içe değiller.Böylemidir?

_ Yani bu kompleks meselesi. Bu insanlardaki komplekslerin arzu edilen seviyede olmadığını işaret ediyor. Ben 20 yıl’ın üzerindedir burada STK başkanlığı yapıyorum. Benim için vali, belediye başkanı önemli makamlar olduğu kadar esnaf ve halk ta o kadar önemli,Nitekim onlarla da çok güzel ilişkilerimiz var. Onların bizden, bizim onlardan taleplerimiz olacak.Ben bir valiyi ziyaret edeceğime valinin Adıyaman için hizmet yapacağı süreyi elinden alıp, onu insanlara hizmet etmeden alıkoyacağıma gidip bir esnafımı ziyaret ederim. Sayın valim,belediye başkanım veya sayın emniyet müdürüm,  başsavcım falan sizi ziyarete geldim gibi hiç düşünmemişimdir.Bilmiyorum ama bazı adamlar bir valiyle oturmayı, bir emniyet müdürüyle oturmayı bir belediye başkanıyla oturmayı komplekslerini tatmin etmekten başka bir şey değil yani. Hem o makamları meşgul ediyorlar, hem o insanların iş yapmalarını engelliyorlar,kompleksleri daha da artıyor yani anlamıyorum. Yarın da belki iki kere üç kere fazla gitse kovarlar kim bilir! Değil mi yani.?(gülüşmeler)

Peki, Adıyaman’ın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

_ Adıyaman’ın geleceğini iyi görüyorum. İnşallah iyi olur. Bizim kuşağımız bu toplumdan elini eteğini çeker öbür dünyaya giderse yeni gelecek nesil de Adıyaman için çok güzel olur. Hiç umutsuz değilim yani.

Son olarak,yeni yayın hayatına başlayan gazetemizle ilgili görüşleriniz?

_ Sizi tebrik ediyorum. Cesur bir gazetecilik yapıyorsunuz. Tarafsız bir gazete. Yani ne şiş yansın ne kebap yansın hesabınız yok Allaha şükür. Onurlu bir biçimde bir gazete çıkartıyorsunuz yani. Sizleri canı gönülden tebrik ederim Allah yardımcınız olsun. Elinize yüreğinize sağlık.

Başkanım zaman ayırıp sorularımıza içtenlikle cevap verdiğiniz için biz teşekkür ediyor başarılarınızın devamını diliyoruz..RÖPORTAJ FERHAT VURAL

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

abuzer aslantürk,şehirde bu hafta,adıyaman