PROF.SAİD: HER ŞEY OSMANLININ YIKILIŞIYLA BAŞLADI..


POLONYA OPOLE, İTALYA NAPOLYON ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ FAS ASILLI MÜSLÜMAN HUKUK ÇU PROF DR.SAİD: Ortadoğuda ki sorunları sadece bir faktöre bağlamak doğru olmaz. Bunu anlamak için Ortadoğu'nun tarihine bakmak lazım. Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra Ortadoğu’da bir sahipsizlik ve bir yıkım dönemi başladı. Yani Osmanlıyla beraber Ortadoğu da, yıkılmaya başladı. BEN MÜSLÜMANIM DİYECEKSİN İslam da ırkçılık yoktur.Ben Müslüman'ım veya biz Müslüman'ız demek yerine herkes ben Türküm, ben Iraklıyım, İranlıyım, Kürdüm, Suriyeliyim, Arap'ım demeye başladı. -DEAŞ: İslam adı altında Müslümanlara karşı yapılan bir savaştır. EMPERYALİSTLER PETROLE HAKİM OLMAK İSTİYOR Dünya petrol ihtiyaçlarının yüzde 60’ lık gibi bir kısmı, bu coğrafyadan karşılanıyor. Böylesi büyük bir coğrafyayı elde etmek isteyen güçler, her şeyi, o toplumu ilgilendiren her kültürü kullanacaklar ki kullanıyorlar da.Asıl amaç o zenginliği ele geçirmek..

post

 17    2016-04-19  


 

   "DEAŞ;İSLAM ADI ALTINDA MÜSLÜMANLARA KARŞI YAPILAN BİR SAVAŞTIR."

 

Sadik : Hocam,bu yoğunluk arasında bize zaman ayırıp mülakat verdiğiniz için teşekkür ederim.Sizin o engin bilgilerinizden faydalanmak isteriz.

Prof. Said : Ben teşekkür ederim, Sorduğun sorulara bağlı, bilirsem cevap veririm bilemezsem bir şey diyemem. ( gülüyoruz )

Sadik : Olur mu hocam İslam dünyasının sizin engin bilginize ihtiyacı var, hele ki böylesi bir zamanda. Sizce İslam Dünyasında neler oluyor? Nedir bu bitmek bilmez olayların sebebi, bu kanın nedeni?

Prof. Said : Kolay bir soru değil beklediğim gibi ( gülüyoruz ) Tabi bu sorunların nedeni sadece bir faktöre bağlamak doğru olmaz. Bunu anlamak için Ortadoğu'nun tarihine bakmak lazım. Benim kanaatimce, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra Ortadoğu’da bir sahipsizlik ve bir yıkım dönemi başladı. Yani Osmanlıyla beraber Ortadoğu da, yıkılmaya başladı. Bu en önemli faktörlerden biriydi. Ama sadece Osmanlıları suçlu bulmak doğru bir yaklaşım olmaz. Batı’nın ilgileri ve çıkarları Ortadoğu üzerinde gittikçe arttı. Örneğin, Lübnan, Ürdün, Filistin..vb ülkelerin emperyalizme uğraması bu sorunların doğmasına neden oldu. Çünkü karanlık güçlerin bu ülkeleri dizayn etmek istemesi, kendi politikalarına yarayacak bir şekilde düzenlemesi toplum tarafından kabul edilmedi.

Sadik : Hocam karanlık güçler diyorsunuz, evet mesela en önemli örneği, Arap Baharı, bu proje hakkında ne diyorsunuz?

Prof. Said : Arap Baharıymış veya Arap Barışı, adını her ne koyarsan, ben bu projeye hiç bir zaman inanmadım, inanmayacağımda. O sadece bir bahaneydi, bir efsane veya masaldı. Bak Sadik, Arap kültürünü sende bilirsin, bir proje veya toplumu ilgilendiren bu tür projeler yapılınca, her şeyden önce o kültür, o kültürün içinde yaşayan insanların göz ardı edilmemesi lazım.  Mesela, Mısırda, Libya da Tunus da olanlar benim için bir barış harekatı değil de, yeni bir dünya düzeninin veya sisteminin kurulması adına yapılmış bir çabaydı. Mesela, Arap insanlarının yani toplumun, liderlerin değil, bu konu hakkında bu projeler hakkında bir fikri yoktu. Liderler böylesi büyük bir projeyi kısa bir zamanda bütün topluma uygulamaya kalktılar, normal olarak buda toplumda tepki çekti.

Sadik :Peki hocam Müslümanların hiç mi suçu yok?

Prof. Said :  Tabi ki, hem de büyük bir kısmı.Toplum, kendi iç sorunları ile dış sorunları karıştırdı. Mesela bencil olunması kendinden başkasını düşünmemesi. Kendi ülke çıkarlarını her zaman üstün tutması… Osmanlı da bu yoktu. Osmanlının dağılmasından sonra bir başıboşluk oluştu bu ülkelerde. Biraz daha açmak gerekirse,İslam Dünya’sı kendi içinde bölüştü. Kendi çıkarlarını düşünür hale geldi. Örnek mi istiyorsun bak, Iran, Irak, Suudi, Türkiye, Suriye, Tunus, Libya… vs hepsi İslam ülkeleri hepsi Müslüman. Ama tek sorunları ne biliyor musun? Ben Müslüman'ım veya biz Müslüman'ız  demek yerine herkes ben Türküm, ben Iraklıyım, İranlıyım, Kürdüm, Suriyeliyim, Arap'ım demeye başladı. Yani Irkçılık Müslümanları kendi içinde böldü. Bu insanlar hepsi aynı tarihi, ayni kültürü, ayni dini paylaşıyorlar, eee o zaman bu ayrım niye? Anlatabildim mi? Mesela ‘’ o, bu, şu’’ anlayış Müslümanları bu hale soktu.

Sadik : Hocam benim en fazla hassas olduğum konudur, şu mezhepçilik, sizce mezhepçilik de etkili olmadı mı bizleri bölmeye?

Prof. Said : Sadik ben asla ‘’Şii veya Sünnilik’’ bir dinsel olgu olduğuna veya dinin bir parçası olduğuna inanmadım. Mezheplere bakarsan çıkış amaçlarına, hepsi dinden çok bir öğreti bir bilim amacıyla ortaya çıkmıştır. Tabi bu sonradan politikaya bulaştı orası da ayrı bir konu.

Sadik : O zaman bu mezheplerden dolayı kılınan namazın değişikliğine, tutulan orucun farklılığına, yani Şiilerin din anlayışı ile Sünnilerin din anlayışının farklı olması? Bu duruma ne diyorsunuz?

Prof. Said : Her toplum bir sosyal sisteme sahiptir. O sistem senin düşünmeni, hareket etmeni etkiler. Bu sistemin değiştiremeyeceği tek bir şey var oda İslam’ın Kur'an'ın kendi kurallarıdır. Yani toplumun, imamların, dini veya Kur'an'ı yanlış yorumlaması dinde bu tür farklılıkları doğurur ne yazık ki. Benim bir din yorumcusuna ihtiyacım yok, ben okuma yazma bilen bir Müslüman'ım bu yüzden Kuran’ı okuduğumda anlayabileceğim bir kapasiteye sahibim. Sünnilik veya Şiilik kuralları beni ilgilendirmiyor.

Sadik : Yanlış yorumlamalar sadece Müslümanları  bölmüyor, aynı zamanda bölgede sorunların,savaşların çıkmasında  da etkili bir rol oynuyor.

Prof. Said : İslam,  Asya’dan Afrika’ya kadar etkisini sürdürmüş bir dindi. Bunları yönetmenin tek bir yolu vardı. Ortak , doğru ve tek bir anlayış.  Bak sadece bir kaç sonucu söyleyeceğim sana özellikle Ortadoğu’dan. Ortadoğu, 3 büyük dinin ve devrimin olduğu bir coğrafya değil mi? Hristiyanlık, Musevilik, ve İslam. Dünyanın en zengin bölgelerinden biri. Bu zenginlik emperyalistler tarafından kullanıldı veya kullanılmak istendi.  Dünya petrol ihtiyaçlarının yüzde 60’ lık gibi bir kısmı, bu coğrafyadan karşılanıyor. Böylesi büyük  bir coğrafyayı elde etmek isteyen güçler, her şeyi, o toplumu ilgilendiren her kültürü kullanacaklar ki kullanıyorlar da. Gerek değişik İslam anlayışı, ile gerek siyasi düşmanlıklarla. Bariz örnekler apaçık.  Irak Savası, Afganistan Savası, simdi ise Suriye Savaşı.  Ortadoğuyu dizayn  gayreti içersindeler ki bu şekillendirme yıllar öncesinde verilmiş sözlerin çizilmiş planların sonucuna doğru evrimleşmekte. Mesela benim için bir sürpriz olmaz eğer ben Suriye’yi bölünmüş görsem. Orda Kürtlere verilmiş bir söz vardır, bunun da olması için her şeyi yapacaklardır. Kürt Sorunu artik Türkiye ile ilgili bir sorun olmaktan çıktı , Ortadoğu sorunu oldu. Daha önceden,Kürt Sorunu, bu kadar göze çarpan bir sorun değildi. Osmanlı’nın yıkılmasından sonra yavaş yavaş gün yüzüne çıkan bir sorun oldu. Mesela Suriye’de savaştan önce bir Kürt Sorunu olduğunu biliyor muyduk? Hadi varsa idiyse bu kadar dünyanın tepkisini çeken bir sorun muydu? Bu Müslümanlık sorunu gittikçe artmaya başladı özellikle batıdan, Bati Toplumu artik senin hangi ülkeden geldiğine bakmıyor, Müslüman mısın değil misin bunu soruyorlar. Ne yazık ki bizler benliğimizi kaybettik.

Sadik : Yani sizin tezinize göre, Irkçılık İslam’ı böldü mü ?

Prof. Said : Hayir, hayir, hayir… İslam’ı kimse bölemez. Daha çok Müslümanları böldü diyebiliriz, çünkü Müslüman ile İslam farklıdır. Biz İslam Çatısı altında, birliktik, Kürtlerden, Araplardan, Faslardan her kesimden komutanlar, liderler, filozoflarımız vardı. O dönemde kimse Araptır, İranlıdır, Türktür demiyordu bu kişilere, daha çok Müslüman diyorlardı. Bu yeterliydi İslam’ın gerçekliği için. Müslümanların birleşmesi İslam’ın temel gayesidir. Tıpkı ünlü Müslüman bilgini Ibn-Haldun’un dediği gibi; ‘’ Her ülkenin 3 gelişimi vardır bunlar, başlangıç, gelişme ve çöküş.

Sadik : Bu ülkeleri  kurtuluşu nerededir? Ne yapılmalıdır ?

Prof. Said : Problemi  anlamadan sorunu çözemeyiz ki görünen de odur ki daha problemleri anlayamamışız.!

Sadik : Evet hocamda batılı gözünde problemin çözümü teröre karşı savaş denildi. Bildiğiniz gibi George Bush. 11 Eylül Saldırılarından sonra dünyanın hemen hemen her yerindeki terör odaklarına savaş açtı. Bu muydu gerçekten çözüm?

Prof. Said : Onlar hiç bir zaman çözüm aramadılar ki Sadik. Nasıl çözsünler eğer bu savaşlar kendi islerine yarıyorsa. Adamların çıkarına geliyor. Düşman gördükleri,ülkelerin bölünmesi ve sonrada parçalanması kadar doğru bişey olabilir mi bu ülkeler için? Yani bu Ortadoğu ülkelerinin sorununun çözümü ne yazık ki bizim elimizde olan bisey değil artik. Tamamen başka ülkelerin stratejik politikasına bağlı ne yazık ki. Haaa eğer sorunu bizler çözmek istiyorsak her şeyden önce mantıklı hareket etmeliyiz, eğitime önem vermeliyiz. Artik küresel çapta düşünmeliyiz. Şunu bilmeliyiz ‘’ ben yalnızsam, ben güçsüzüm” bu cümleyi aklımızdan çıkarmamalıyız. Kendi toplumunun sorunlarını iyi analiz etmeli ona göre politikalar yapmalıyız. Eğer sizin politikanız veya doktrininiz toplum tarafından karşılık bulamazsa o teori çöker ve parçalanır ama eğer sizin g teoriniz toplum ve diğer partileriniz tarafından destekleniyorsa o zaman siz yalnız değilsiniz demektir. Örnek vermek gerekirse, özgürlüğe inancımız mesela, ( Gerçi özgürlük kavramının farklı tanımlamaları var ) Eğer sen Afrika’dan geliyorsan özgürlüğe susamış bir insansındır. Bu Afrika insanlarının veya Ortadoğu insanlarının özgür olmak istemesinin bir ispatidir, o zaman teori veya politikalarınızı özgürlük üzerine inşa edeceksiniz. Toplum ne istiyorsa ona göre politikalarınızı yönlendirmek zorundasınız. Aksi halde çökmeye mahkumsunuzdur. Ama bizim liderlerimiz asla toplumu ilgilendiren kararlar almadılar daha çok kendi egolarına göre, uluslararası dostlarının isteklerine göre kararlar alıp hatta toplumum özgürlüklerini kısıtlayan politikalar ürettiler. Ben Irak’ın nasıl model bir medeniyet olduğunu hayal edebiliyorum ya simdi? Ama sana bişey söyleyeceğim, göreceksin bak daha kötüsü olacak Ortadoğu ülkeleri için.

Sadik : Irak demişken,  yani  diyorsunuz ki Irak Savaşı büyük bir hataydı.

Prof. Said : Bir hata değil bir suçtu. Bu savası yapanların bence adalet önünde yargılanması lazım. Uluslararası ülkeler veya toplum Arap kültürü, Araplar veya Müslümanlar denildi mi, biraz uzak duruyorlar biraz ayrımcılık yapıyorlar özellikle Irak Savaşından sonra. Ama kimse adaletin teknolojinin bu insanlar içinde geçerli olduğunu görmüyor.

Sadik : Peki Hocam, belki de dünyanın en çok merak ettiği, herkesin şaşırdığı bir konu, DAIŞ.Sizce bu canavarlar, bu teröristler nasıl oldu da ortaya cıktı? Bu kadar silah nerden geldi onlara? Eğer bu kadar küçük bir guruplarsa, neden tüm dünya bunların karşısında olmasına rağmen hala ayakta durabiliyorlar?

Prof. Said :  Bana bugün çok zor sorular soruyorsun Sadik ( gülüyoruz ) Bu tür grupların nasıl oluştuğunu bilemiyorum ama bişeyler söyleyebilirim yine.   Ben şok içerisindeyim neden biliyon mu? Böylesi bir örgüt nasıl olurda bu kadar ayakta kalır Ortadoğu’nun 2 önemli ülkesinde Irak ve Suriye de toprak kazanır artı bir çok sempatizan toplar.  Medyanın da rolünü anlayamıyorum. Simdi bati medyasına baktığınızda, adamlar Islam Devleti diyorlar, yahu  arkadaş bu devletin ne bir başbakanı var, ne bir toprak bütünlüğü var, ne bir anayasası var,  ne bir milleti var o zaman niye medya durmadan Islam Devleti diyor? Böylesi canavarlara Islam Devleti temsilcileriymiş gibi gösterilmesi de ayrı bir travma. Yani teröristlerden devlet yaptılar. Tabi bunlar bir çok maddi  imkanlar elinde bulundurdular.

Sadik : O zaman  İslam terörizmle bağdaşamaz değil mi?

Prof. Said :Hayır kesinlikle, bu aslında Islam’a karsı bir savaştır her ne kadar bati gibi görünse de. Islam adi altında Müslümanlara yapılan bir savaştır. En kötü olanda budur.  Tabi  eğer din, ideoloji gibi toplumu ilgilendiren konularda n biraz dikkatli olunması lazım. Anlayamadığım konu şu, neden bu tür terörist organizasyonlar hep Müslümanlardan çıkıyor ?  Bence bu Liberalizm, Kapitalizm ile Islam arasında olan bir savaştır.  Liberalizm ve Kapitalizm kendine bir düşman arıyor, haliyle bu düşmanda Islam dır. Unutma lütfen, bizler yeni bir çağda yaşıyoruz ve yeni çağ demek yeni sistem demek yeni sistem demek yeni farklı düşüncede insanlar toplumlar demek. Bunun önüne geçmek isteyen her ideolojiyi, her insani bitirmeye çalışacaklardır. Yeni dünya düzeni, hayatimizi, toplumumuzu, anayasamızı değiştirmemizi istiyor.

Sadik : Müslüman,Müslümanı öldüremez bu kadar basitken bu vahşice ölümler neden?

Prof. Said : Islam Dini öldürmeyi kesinlikle haram ve yasak kılmış, tabi kendini savunmak dışında. Ama bunu sadece Müslümanlar indirgemekte hatadır. Bakin mesela Irak Savaşında,Afganistan Savaşında, Suriye Savaşında bir çok Müslüman da yabancı güçler tarafından öldürüldü. Yani ölümün öldürmenin ırkı, dini, ideolojisi olamaz.

Sadik :Peki hocam İslam ne zaman o altın çağını yasayacak geri? Yani İslam veya Müslümanlar bilime karşı mi?

Prof. Said : hayır hayır, Sadik  bak Haçlı Savaşlarında batılılar bu bölgeye geldi, sadece insanları öldürmekle kalmadılar, ayni zamanda İslam felsefesini, bilgilerini alıp götürdüler ve bunu geliştirdiler. Yani batılı bilginler mucitlerin çoğu İslam felsefesinden etkilenmişlerdir. Bak mesela bir çok yazıtlar Amerika kütüphanelerinde, bunlar bizim olmamıza rağmen bizim elimizde değiller. O zaman nasıl geliştireceğiz. Eğer bizde olsaydı bizde su an bir çok gelişmişlik gösterirdik. Yani birde su vardı, Müslüman'ı  ilk önce kimliğinden ayırmak, sonra bilimi elinden almak. Daha önce de dediğim gibi, Osmanlı  zamanında olsun, veya İslam'ın ilk çağlarında olsun, herkes millet denince İslam Milleti veya Müslüman akla geliyordu, Iranli, Irakli, Türk, Arap…vs gelmiyordu. Bu Ortadoğuda gördüğümüz sonuçlar ortaya cıkmış ani sonuçlar değil, bunlar yıllarca sürmüş öne gelen sorunlar. Bununla beraber rasyonel, mantıklı düşünmemiz kaybettirildi. Eğer bir toplum rasyonel düşünme yeteneğini kaybedip, efsanelere göre düşünür yaşarsa o toplum su anda gördüğümüz gibi parçalanmaya mahkumdur.

Sadik : Bir hukuk profesörü olarak,  sizce Adalet herkes için eşit midir ?

Prof. Said : Dünya’da asla adalet olmadı ki. Adalete inanmadım. Sadece İslam’ın adaletinden bahsedebiliriz. Hz. Ömer’in adaletinden bahsedebilirim. Neden biliyon mu İslam Adaleti? Bak Islam dışında ki adalet veya bati adaleti sadece bir görüş. Altını çizerek soyluyorum bir görüş, bir konsept. Ama İslam Adaleti ise bir pratik. Yani uygulama, yani sözde veya düşüncede adalet değil, uygulamada adalettir. Hz. Muhammed S.a.v adaleti bir görüş değildi. O adaletini topluma uygulardı. Onun hayatında bir çok adaletli davranış görebilirsiniz. İslam adaleti sadece topluma değil kişiler için de geçerliydi.Toplumun etik, kültürüne dek uygulanabilen bir adaletti.  Yani temel konsept şuydu, önce Allah’tan kork sonra kendinden kork en sonunda da toplumdan kork. Temel felsefeyi görüyor musun? Yani kişinin kendisine bile adaletli olunması isteniyor. Yani sadece kendini düşünmen veya kendi çıkarlarına göre davranman veya buna göre suç islemen yasak. Ama pozitivist sistemlere bakıyorsunuz, mesela Kapitalizm de bireyin çıkarları önde. Yani kişi önce kendinin karına, çıkarına bakıyor. İslam’da bu böyle değildir. Belki de en güzel örnek, Muhammed S.a.v’in ‘’Komsusu aç, kendisi tok yatan bizden değildir’’ sözü.

Sadik : Hocam çok teşekkür ederim. Bize çok şey öğrettiniz, sizin sayenizde okumayı, araştırmayı unutan bir millet biseyler öğrenecektir insallah.

Prof. Said :  Ben teşekkür ederim. Bazı kesimlere az buçuk da olsa bişeyler öğretebiliyorsak ne mutlu bize. Sana da başarılar diliyorum hayatında. En güzel yerlere gelmen dileğimle.ŞEHİRDE BU HAFTA RÖPOTAJ:M.SADIK BEKTAŞ POLONYA

Prof. Said EDAİCH : Fas Asıllı Müslüman Hukukçu.Polonya Opole Üniversitesinde öğretim üyesi.Ayrıca İtalya'da Napolyon Üniversitesinde misafir profesör.

ESERLERİ:-İslam da tolerans- Avrupa ve Savaş " Irak savaşı"-İslami modelde ticaret.

şehirde bu hafta gazetesi,adıyaman,prod said EDAİCH,sadık bektaş