BİR GARİPTİR İNSANOĞLU…
R. Ferhat VURAL 30.01.2022 12:09:04
Belki de dünyada anlaşılması en zor canlı türüdür insanoğlu.
Her biri farklı farklıdır. Her ne kadar ortak yönleri varsa da tıpkı parmak izlerindeki farklılık gibi her birinin ayrı özellikleri vardır.
Kimi cömert kimi cimri,kimi beyaz kimi siyah,kimi melek kimi şeytan…
Bazı tercihler elimizde olmakla birlikte (iyilik ile kötülük arasındaki tercih gibi) bazıları elimizde değildir. (Ana babamızı,etnisetimizi, doğduğumuz yeri tercih etme şansımızın olmadığı gibi..)
“Andolsun ki biz insanı hakîkaten en güzel biçimde yarattık.” (Tîn, 4) “Sonra onu (isyanı, vahiy yolundan sapması, hep kötü şeyleri düşünüp yapması yüzünden) aşağıların aşağısına çevir(ip indir)dik.” (Tîn, 5)
Kanımca çoğu insanın ortak yanı kişisel menfaatini ön planda tutmasıdır.
Bakıyorsunuz size işi düşünce gayet mülayim dost canlısı görünen bir insan, işi bitince bambaşka biri oluveriyor.
Kendisine iyilik yaptığınızda farklı, menfaatine dokununca farklıdır çünkü;
“İnsan Menfaatine Pek Düşkündür”
Yeri gelmişken bizzat yaşadığımız birkaç olayı sizinle paylaşmak istiyorum.
Bundan 4.5 sene önceydi. KPSS’de en yüksek puanı almalarına rağmen mülakatta elenen birkaç kişi yaşadıkları mağduriyeti haber yapmamızı istediler. Bizzat o arkadaşlarla ben görüştüm, uğradıkları haksızlığı kamuoyunun gündemine taşıdık. Tabi haberin yayınlanmasıyla birlikte bize karşı tehditler, hakaretler etik dışı ithamlar da havada uçuştu. Sonuçta o haber ses getirdi ve o hakkı yenilen vatandaş memur oldu. Sonucu merak ediyorsunuz değil mi? O günden sonra o arkadaştan bir daha haber alamadık. Kazara bir yerde karşılaşsak bile bizimle görünmemek için yönünü değiştirdi. Nede olsa muhalif damgasını yemişiz ya. Maazallah bizimle görünse işinden olabilir falan…
İkinci olay, bir imar mevzusuydu. Çeşitli yollarla adamın arsasına ve evine resmen el konulmuştu. O olayı da haber yaptık. Ayrıntılara girmeden söyleyeyim, haberden sonra o olayda çözüldü adam yeniden evine kavuştu. Ve o günden sonra adamdan bir daha haber alamadık…
Üçüncü olay çevre ile ilgiliydi. Pis koku ve haşerelerden şikayetçi olan sakinlerin haberini yapmış ve olay çözülmüştü. Onlardan da tıpkı diğerleri gibi bir daha haber alamamıştık…
Elbet yaptığımız haberler sadece bu yazdıklarımdan ibaret değildir. Yüzlerce sorunu/haberi kamuoyunun gündemine taşıdık ve bu haberlerin yarısından fazlası olumlu sonuç getirdi. Alt üst yapı, yol imar,çevre,haksızlık,hukuksuzluk vs..
Emin olun bu haberlerin hiçbirini menfaat karşılığı yapmadık. Sadece Allah rızası için ve haber değeri taşıdığı için yaptık, sadece vicdani ve ahlaki saiklerle yaptık. Yaptığımız bu haberlerin hepsinin sonucu bize negatif, haberi yapılan insanlara da pozitif yansıdı. Aynı haberleri bugünde yarın da yaparız.
Tabi bazı haberlerin bize yansıması da aşağıdaki hikâye gibi oldu. Mağduriyetlerini haber yaptığımız halde bizi sokmaya çalıştılar. Tıpkı bu hikâyede olduğu gibi.
Derviş ve Akrep
Derviş suya düşen akrebi kurtarmak ister. Elini uzatınca akrep sokar; Derviş tekrar dener, akrep yine sokar. Bunu görenler dayanamaz dervişe, “İyilik yapmak istediğin halde sana zarar verene daha ne diye yardım edersin?” der.
Dervişin cevabı manidardır:
“Akrebin fıtratında sokmak var, benim fıtratımda ise yaratılanı sevmek, merhamet etmek; o fıtratının gereğini yapıyor diye, ben niye fıtratımı değiştireyim? Akrep akrepliğini yapıyor diye, ben dervişliğimi yapmayayım mı?” der.
Sağlıcakla kalın