Ah O Eski Bayramlar..


 R. Ferhat VURAL    04.05.2022 10:22:13  


Kime sorsanız bu cümle ağızdan dökülür, “Nerdeee o eski bayramlar” diye bir ah çekilir..

Yaşlılıktan olsa gerek, insanoğlu yaşlandıkça eskiye daha çok özlem duyar. Eski günlerini, çocukluğunu, gençliğini, arkadaşlarını yad eder ve özlemle anar. Bazıları buna nostalji diyor.

Her şey değişiyor, hiçbir şey eskisi gibi kalmıyor. Bu değişimle birlikte gelenek-görenek, örf ve adetlerde değişiyor.

Her ne kadar bire bir bayram ziyaretleri gerçekleşiyorsa da, çoğunlukla dostlarımızın bayramını bir SMS ile kutlamayı yeğliyoruz.

Ama değişmeyen tek gerçek var, o da çocukların yaşadığı bayram sevinci. Giyilen cicili biçili elbiseler, çat kapı komşuların kapısını çalarak bayram kutlamaları vs..

Asıl bayram çocukların yaşadığı bayramlardır.

Yeri gelmişken çocukluğumda yaşadığım bayramlardan bir anekdot aktarayım.

70’li yıllardı, o zaman köyde ikamet ediyoruz, Kâhta’nın Mülk köyünde.

Bayram sabahını sabırsızlıkla bekliyorduk. Bayramlıklarımızın ütüsü bozulmasın diye akşamdan yattığımız yatağın altına seriyorduk. Sabah erkenden kalkar rahmetli babamızla birlikte bayram namazına camiye giderdik. Namaz çıkışı cemaatten herkes misafir kapma yarışına girerdi. Çünkü; hemen hemen  her evde bayram yemeği yapılırdı. Yemekten sonra büyüklerimizi ellerini öper bayram harçlığımızı aldıktan sonra arkadaşlarla birlikte doğruca Kâhta’nın yolunu tutardık.

O zaman araba falan yok gibi, güle oynaya 5 km yürüyerek Kâhta’ya ulaşırdık. Şehre sirk geldiyse onu izlerdik, en çok da kiralık bisiklete binerdik. Bisiklet deyince üzerinde biraz durmak istiyorum. Bisikletleri kiraya veren “Ketüngil” lakaplı bir aile idi. Bisikletleri genelde eskiydi. Bizde acemi olduğumuz için doğru düzgün süremiyorduk. Ve kaza kaçınılmaz oluyordu. Bisikletle birlikte düştüğümüzde bisikletten mutlaka bir parça da kopardı. Bisikleti kiraya veren zat yanağımızda tokatı patlatır kiranın iki katını bizden alırdı. Atılan tokat bizi fazla incitmezdi, ne de olsa bisiklet sürmüştük ballandıra ballandıra arkadaşlarımıza anlatacaktık. Kalan harçlığımızla da pat pat, şeker lokum vs alıp gün ağarmadan tekrar köye dönerdik. Sevinçler tavan, yorulmak nedir bilmezdik..

Kısacası bayramı bayram tadında yaşıyorduk.

Peki köyde bayram nasıl geçiyordu diye merak ediyorsunuz, genç kızlar hava güzelse bayramlıklarını giyer köyün yakınlarında bulunan ağaçlara salıncaklar kurar o salıncaklarda sallanırlar ve çeşitli oyunlar oynarlardı. Yetişkinlerse genelde köyün illeri gelen ailelerinde toplanır bayramlaşır ve sohbet ederlerdi. Bişey daha dikkatimi çekerdi, birçok genç kız ve erkek bayramlarda ya sözlenir veya nişanlanırdı. Bu gelenek hala sürüyor mu, bilmiyorum…    

Sonuç olarak, bayramlar her zaman güzeldir. İnsanların bir araya gelmesine, hal hatır sorulmasına ve sosyalleşmeye vesile olan önemli günlerdir. Bu vesileyle siz değerli dostların bayramını kutlar, her gününüzün bayram tadında geçmesi dileğiyle, mutlu bayramlar diliyorum.

Sağlıcakla kalınız.