Müfterilere Hodri Meydan
R. Ferhat VURAL 31.07.2023 10:36:21
Konuyu bilmeyenler için özetleyim. Perşembe günü Belediye Başkanı Sn. Dr. Süleyman Kılınç, basınla bir araya geldi. Toplantıda deprem, Adıyaman’ın sorunları vs konular konuşuldu. Gazeteci bir arkadaş, şu an basının bulunduğu konteyner sitesinin geçici olduğunu belediyenin bir basın sitesi kurmasını istedi. Bende söz alarak hem deprem süresince yaşadığımız bazı olayları dile getirdim hem de belediyenin veya merkezi idarenin böyle bir mecburiyeti olmadığını, böyle yaptıklarında da bunun basın değil besleme basın olacağını ve gazetecilerinde tetikçi olacağını söyledim. Kaldı ki; gazeteciliğin vekillerin etrafında fır dönmek olmadığını, bunu yapmanın ilkesizlik ve omurgasızlık olduğunu paylaştım. Sözlerimin arkasındayım.
Orada bana cevap veremeyen “gazeteciyim” diye geçinen nevi şahsına münhasır tipler, hangi ağa babalarından talimat aldılarsa artık, iki günden beri beni ima ederek akla hayale gelmedik iftira ve ithamlarda bulunuyorlar. Bu koruya yalaya yalaya ancak çöpçülüğe terfi eden ve soğanın cücüğü gibi kendini nimetten sayanlarda katıldı.
İftira ve ithamları şöyle;
Ben “Milletvekilinden para istemişim, oda başkanından para istemişim, vasıfsız yakınımı kurumlara yerleştirmişim, birileriyle sabah kahvesi içmişim” falan. (Kahve içmek nasıl bir suç ise artık) keşke bu iddialarını destekler birer belge de paylaşsalardı-ki yargı önünde hesaplaşsaydık-ama yok.
1- Yerelde gazeteciliğe başladığım 8 yıldan bu yana, hiçbir vekil, hiçbir siyasi Parti başkanı, hiçbir bürokrattan, hiçbir oda başkanından hayatım boyunca maddi manevi parasal destekte bulunmadım, istemedim, istemem. (Yaptığım haberlerden dolayı, bir oda başkanı ve siyasi zat, sıkışınca hakkımda bu tip iftiralarda bulundular, yalancı şahit bile tutular ama hukuk önünde mahkûm oldular. Kesinleşmiş mahkeme kararları bende)
2-Vasıfsız yakınımı kuruma yerleştirmeye gelince. Benim bine yakın birinci derecede akrabam var, sadece aynı ana babadan 73 yeğenim var. Bunların içinde Dr. Hukukçu, mühendis, öğretim üyesi, eczacı, diş hekimi, polis, asker, öğretmen, imam hatip ve sayısız memur vardır. Bunların hepsi kendi alın terleriyle bir yerlere gelmiştir. Bu konuda zerre dahlim olmamıştır. Halep oradaysa vekiller ve parti başkanları burada, buyurun sorun. Defalarca yazdım gazetecilikte, akçeli işlerle işim olmaz, ihtiyacım da yok. Olsa 40’ın üzerinde dava dosyam olmazdı.
Ben, bazıları gibi ortaokul diplomasını halk eğitim merkezinin açtığı kurslardan almadım. Türkiye’nin en iyi Üniversitelerinden, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik, aynı Üniversitenin Eğitim Fakültesi Sosyoloji ve AÖF Adalet/Hukuk bölümlerinden mezun olmuşum. Kala kala 1-2 kuruş gazete parasına mı kaldım? Bu şehirde, kimin ilkeli gazetecilik, kimin de yalaklık yaptığını milletvekilleri, parti başkanları ve halk çok iyi biliyor.
Şimdi bu iddiaları ortaya atanlara sesleniyorum.
Siz, bu iftiralarınızı ispatlayın ben gazeteciliği bırakmasam namerdim.
Eğer siz bu iftiralarınızı ispatlamazsanız namertsiniz, alçaksınız, müfterisiniz…
Hodri meydan