Siyaset, Bürokrasi ve Basının Susması Üzerine..
R. Ferhat VURAL 10.03.2024 10:57:48
Gazeteci ağırlıklı olarak siyaset ve bürokrasi ile iç içedir. Haber kaynağının çoğu da bu iki kesim oluşturur.
Siyasetçiler tanıtımlarını, icraatlarını basın vasıtasıyla kitlelere ulaştırır. Bürokrasi hakeza. Diyelim ki, bir ilin Valisi, Belediye Başkanı veya bir ilçesinin Kaymakamı o beldeyle ilgili bir icraata bulunacak ya da kamuoyuna bir mesaj verecek, aracı kurum basındır. Politikaya atılıp, milletvekili veya belediye başkan adayı olan siyasetçilerinde kendilerini halka tanıtacakları en iyi araç yine basındır. Kısacası gazeteci yönetenler ile yönetilenler arasında bir postacıdır. Yalınız burada ince bir çizgi vardır. Gazeteci bu haberleri servis ederken siyasilerin veya bürokrasinin reklam aracı olmamalı, servis ettiği haberlerde mutlaka kamuoyu menfaatini gözetmelidir. Yoksa o çarkın arasında ezilir biter.
Tabi buradan gazeteciden kastım, işini layıkıyla yapan, bilgili donanımlı, işin ehli, süreli bir yayın organı olan ve kimsenin tetikçiliğini, yalakalığını yapmayandır. Yoksa sosyal medyada bir iki paylaşım yaptı diye kendi kendini “gazeteci-yazar” diye pazarlayan nevi şahsına münhasır zatlar değildir.
Sizin de mutlaka kulağınıza gelmiştir. Özellikle bazı siyasiler veya STK başkanları, “gazeteciler parasız haber yapmıyor. Ne zaman bizim de haberlerimizi yapın dediğimiz de bizden para istiyorlar” diye şikâyet ederler. Hatta kamuoyunda bunlara “tırşıkçi, dürümcü” dediklerini de biliyoruz. Bu konuda kısmen haklılar mı? Evet. Şahsen bize de benzer şikayetler çok geliyor. Bu köşenin müdavimi değerli okurlarımız çok iyi bilirler ki, gazeteciliği dilenci noktasına getiren bu zerzevattan en çok biz mustaribiz. Bunlarla ilgili sert eleştirel yazılar yazdığımızı da bilirler.
Şimdi bu madalyonun bir tarafı, birde diğer tarafı var yani basın..
Televizyonları bir tarafa bırakırsak, yazılı basını da ikiye ayırmak lazım. Birincisi basın ilan kurumundan ilan alıp bu işten para kazananlar. İkincisi ise haftalık, 15 günlük veya aylık yayımlanan gazeteler.
Birinci kategoride yer alan medya, zülfüyâra dokunamaz kamuoyunun merak ettiği yolsuzluk, hırsızlık, suistimal, torpil vb. haberleri yapamazlar. Yaptıklarında işin şekli değişir.
İkinci kategori de yer alanlar ise sadece kendi bütçelerine, aldıkları ilanlara, varsa abonelerine güvenirler. Bu üç destek olmasa bunların yaşama şansı yoktur.
Basit bir hesap..
Bugünkü şartlarda, basit bir hesapla haftalık bir gazetenin maliyeti, baskı, dizgi, dağıtım, kira, tel, internet, ajans aboneliği vs. aylık gideri ortalama 30 bin liradır, eğer sadece asgari ücretli bir çalışanı varsa bu masraf 50 bin liranın üzerine çıkar. Bir gazete düşünün ilan alamıyor, abone sayısı sınırlı, şahsi bütçesi yeterli değil, bu gazete nasıl ayakta kalacak? Hele biraz da tabiri caizse muhalif kanatta yer alıyorsa işi daha da zordur. Tehditler, mahkemeler, dışlamalar alır başını gider. Sadece yazılı basın da değil, web ve sosyal medya mecralarında doğru düzgün haber servis etmek bile hatırı sayılır bir bütçe gerektirir. Dolayısıyla özgür ve tarafsız bir medyanın hayatta kalması için duyarlı bireylerin, bu memleket için sözü olanların ve halkın desteği şart.
Bu yazdıklarım genel bir değerlendirmedir. Gazetemize gelince, dokuz yıldır ne iktidar ne de muhalefet milletvekili ve siyasi parti gazetemize abone olmamıştır. Bu dokuz yıllık zaman zarfında sadece iki siyasi parti birer sene abone olmuş, ödedikleri parada bir baskı bedeli bile değildir. Gazetemiz bugüne kadar yayın hayatını sürdürmüşse, halkımızın gazeteyi sahiplenmesi, bir elin parmaklarını geçmeyen duyarlı birkaç yürekli insan ve kendi bütçemizle bugüne gelmiştir.
Yukarıda “parasız haber yapmıyorlar” diye şikâyet edenler kısmen haklı olsalar da, resmin tamamına baktığımızda bu muhteremlerin bedavadan kendi reklam ve tanıtımını yapmak istediklerini görüyoruz. Birazda madalyonun diğer tarafına bakmalarında fayda var.
Basın susarsa herkes susar..
Sonuç olarak medya, Yasama, Yürütme ve Yargı’ dan sonra 4.Kuvvettir. Bu kuvvet bağımsız ve bağlantısız olmalıdır, birtakım güçlerin boyunduruğunda olmamalıdır. Bir yerde özgür medya varsa orada çok seslilik vardır, demokrasi vardır. Özgür medya yoksa herkes suskundur.
Unutmayalım ki, gazeteci susarsa herkes susar!
Sağlıcakla kalın