Meğer ‘Tarih Tekerrürden İbaretmiş’


 R. Ferhat VURAL    01.04.2024 03:50:25  


Sevgili dostlar, bugün biraz daha gerilere giderek hem CHP, hem de AK Parti’nin belediyelerdeki başarı veya başarısızlıklarını irdeleyeceğiz. Aynı zamanda bu başarının partileri nasıl iktidara taşıdığını veya iktidardan uzaklaştırdığını ve tabi dünkü seçim sonuçlarını da.

Yaklaşık 25 yıl İstanbul’ da kaldım. Özet olarak yazacağım olaylar o dönemde cereyan eden, yakinen takip ettiğim ve şahit olduğum gelişmelerdi.

 Yıl 1993. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Nurettin Sözen. İSKİ skandalı patlak vermişti. İSKİ Skandalı; 1993 yılında İSKİ genel müdürü Ergun Göknel İSKİ ihalelerini paravan olarak kurduğu şirketlere vermesi ve bu ihalelerde büyük yolsuzluklar yapması olayıdır.

Ankara’da ise ASKİ skandalı patlak vermişti. CHP’li Murat Karayalçın’ın Büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemde büyük yolsuzluklar aylarca Türkiye’nin gündemini meşgul etmişti.

O yolsuzluklardan sonra millet CHP’ye adeta kırmızı kart göstermiş, yıllarca CHP’yi belediyelerden de iktidardan da uzak tutmuştu. Aynı zamanda Refah Partisinin de önünü açmıştı. 1994 yılında yapılan mahalli idareler genel seçimlerinde Sn. Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Melih Gökçek’de Ankara Büyükşehir belediye başkanı seçilmişti. Sayın Erdoğan’ın belediyedeki başarısı kendisini Cumhurbaşkanlığı makamına kadar yükseltti…

Bugünkü tabloya baktığımızda o dönemi hatırlatan çok büyük benzerlikler görüyoruz. Bugün Türkiye genelinde CHP büyük bir başarıya imza atmışsa, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarının çok büyük payı olduğuna inanıyorum. Onlar başarısız olsaydı emin olun bugün bu tablo oluşmazdı.

Nasıl ki İSKİ VE ASKİ skandalları o dönem CHP’ye kaybettirmişse, bundan önceki dönemde de ve bugün de “Ankara’yı parsel parsel sattınız ve İstanbul’a ihanet” iddiaları AK Parti’ye kaybettirdi.

Her ne kadar ''Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür'' deseler de, insanlar unutmuş gibi yapsalar da yolsuzluk ve hırsızlığı affetmiyor. Sadece zamanını bekliyor…

Biraz da Adıyaman özeline gelirsek. Seçimlerle ilgili fal tutmayı pek sevmem. Şahsen AK Parti’nin Adıyaman’da oy kaybedeceğini biliyordum ama seçimi kaybetmesi benim için de sürpriz oldu. Peki AK Partinin kalesi olan Adıyaman’da AK Parti neden kaybetti?

 Birincisi dayatmalar. Parti içinde yüksek sesle bu konuda homurdanmalar başlamıştı. “Ben yaptım oldu, ceketimi de koysam seçilir” mantığına AK Partili seçmen dur dedi. İkincisi birer kibir abidesine dönen milletvekilleri ve başkanlar, halkın taleplerini gözardı etmeleri. Üçüncüsü son dönemde Filistin’de israil’in Gazze’de yaptığı soykırım ve bu soykırıma İktidarın tepki vereceği yerde gemilerle israil’e ihracat yapması. Bu konu özellikle AK Partili “dindar” seçmende çok büyük sıkıntı yaratmıştı. Bu seçmen kitlesi ya sandığa gitmeyerek tepkisini gösterdi yâda sandığa giderek CHP veya YRP’ye oy vererek AK Parti’ye bir ders vermek istedi ve verdi de.

Peki, CHP’nin adayı sn. Abdurrahman Tutdere çok mu başarılıydı da seçimi kazandı deseniz elbet hayır. Tutdere’nin seçilmesinde yukarı da saydığım faktörlerin yanı sıra DEM parti seçmeninin çok büyük etkisi oldu. Neredeyse bu partinin tüm oyları CHP’ye kaydı.

Sonuç olarak, AK Parti kaybetti CHP de kazandı. Eğer Sn. Tutdere her zaman söylediği gibi, sadece belli bir zümrenin değil, tüm Adıyamanlıların başkanı olursa, hem kendisi hem Adıyaman hem de partisi kazanır ve iktidara bir adım daha yaklaşır. Tersini de yaparsa, bu millet herşeyi affeder ama kibri, yolsuzluğu ve hırsızlığı affetmez. İnanmayan bu iddialarla anılan partilere baksın…