Duayenler şehri


 Ebzer EMMİ    20.04.2025 10:25:28  


Selamünaleyküm benim can dostlarım

Uzun süredir yazmıyorum diye biliyorum bana kırgınsınız hatta bazı dostlar küskündür. Vallahi yerden göğe kadar haklısınız.

Allah var, haklıya hakkını teslim lazım.  

Malumu aliniz bir felaket yaşadık, hepimiz bir yerlere dağıldık, canları kaybettik üzüntümüz dünkü gibi tazedir. Allah o günleri bir daha yaşatmasın. (AMİN)

Eskiden dostlarla ara sıra biraya gelir kazan kaynatır birkaç lafın belini kırardık, hele şehirde neler oluyor neler bitiyor diye bol bol dedikodu yapardık. Şimdi kim kaldı o duayen dedikoduculardan başka, değil mi ama?

Duayen derken geçenlerde çok sevdiğim sürekli bana şehirden kulis bilgileri aktaran bir dostumla karşılaştık.

“Yahu Emmi neredesin niye kendini özletıron? gel hele şurada bir çay kayfe içekte hasret giderek “dedi.

Tamam dedim, bir çay ocağında oturduk başladı anlatmaya, meğer doluymuş da beni bekliyormuş.

“Ya Emmi biliyorsun sosyal medyada herkes bir duayendir tutturmuş gidiyor. Falanca duayen gazetecidir, filan üstadı azamdır, öbürü kiloda daha ağır basar asıl duayenlik ona yakışır. Bazıları hızını alamayıp asıl duayen benim len deyip Cüneyt Arkın gibi esip gürlüyor. Bazıları da hayır hayır, asıl duayen çok kırıtan, çok zıplayan diksiyonu bozuk olan o şahıstır diyor. Biri de geçen yazmış kimin kimlerle daha çok fotoğrafı varsa odur duayen demesin mi, vallahi şaşırdım kaldım. Nedir Allah aşkına bunlar, her şeyimiz bitti de duayenimiz mi kaldı bu şehirde?” diyerek bana sordu. Birazda sanki bunları organize etmişim gibi ufaktan ufaktan bana da giydirdi. 

Dedim ki, Vallahi Mehmüd kardaş ben öyle anlamam duayen muayenden, bildiğim tek şey var o da bu insanlarda guines rekorlar kitabına girecek derecede bir aşağılık kompleksi olduğudur. Kim kendi kendine gelin güvey oluyorsa onda sıkıntı vardır. Bırakın sizdeki meziyeti başkaları anlatsın siz ne diye kendinizi övüp duruyorsunuz dedim.

“Haklısın” dedi.

Hele şükür bana da hak verdin ya diyerek espriyle karışık cevap verdim.

Devamında dedim ki, bak Mehmüd, kuyumcular hiçbir zaman “altın var, altın var, 22 ayar, 24 ayar altınlarım var, tam, yarım, çeyrek altınlarım var” diye bağırıp çağırmazlar, reklam yapmazlar. Ama hurdacı bağırır, eskici bağırır, “hurda alıyom, eskilerinizi alıyom, hadi hurdacı geldi, eskici geldi” diye mahalleyi ayağa kaldırırlar.

Öyle değil mi? “Evet öyledir” dedi.

Çayımızı kayfemizi içtikten sonra bana dönüp, “Emmi Allah aşkına hiç olmasa 10-15 günde bir görüşüp dertleşelim, araya fazla mesafe koymayalım” dedi. Başım üstüne dedim.

Bu haftalıkta bu kadar sevgili can cağızlarım. Siz siz olun suya sabuna dokunun çünkü, “Temizlik İmandan Gelir.”

Allah’a Emanet Olun. Sevgi saygı ve hürmetler efendim.