Endişeli Nesil


 Doç. Dr. M. Sadık BEKTAŞ    22.06.2025 13:49:40  


Sevgili dostlar, bugün size Jonathan Haidt'in (2024) The Anxious Generation: How the Great Rewiring of Childhood Is Cause an Epidemic of Mental Illness (Türkçe: Endişeli Nesil: Çocukluk Döneminin Büyük Yeniden Yapılanması Nasıl Bir Akıl Hastalığı Salgınına Yol Açıyor?)  adlı bir başka sosyal psikoloji kitabını özetleyeceğim. Bu kitap bize akıllı telefonlara ekonomik veya sosyal olarak neden dikkat etmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu kitap oldukça önemli çünkü son 5 yılın en önemli sosyal psikoloji kitaplarından biri seçildi. Umarım özetini okumaktan keyif alırsınız.

Büyük Yeniden Bağlanma ve Dijital Dönüşüm
Jonathan Haidt, The Anxious Generation adlı eserinde 2010’lu yılların başından itibaren çocukluk deneyiminin akıllı telefonlar ve sosyal medya aracılığıyla kökten değiştiğini vurgular. “Büyük Yeniden Bağlanma” olarak adlandırdığı bu süreçte gençler; yüz yüze oyun parklarından, sokak oyunlarından ve bedensel etkileşimden hızla uzaklaşarak, anında geri bildirim ve sürekli karşılaştırma döngüsüne mahkûm oldular. Haidt, teknoloji şirketlerinin algoritmalar aracılığıyla genç kullanıcıları daha uzun süre “ekran başında” tutmayı amaçladığını ve bu tasarımın çocukların gelişimsel ihtiyaçlarıyla çatıştığını ileri sürer.

Akıl Sağlığı Krizinin Boyutları
2012–2022 yılları arasında ergenlerde depresif atak raporlarında kızlarda %145, erkeklerde %161 oranında dramatik artış gözlenmiştir. Aynı dönemde acil servis ziyaretleri bağlamında öz yaralama kaynaklı başvurular, özellikle kız ergenlerde %188 oranında yükselmiş; intihar düşünceleri ve teşebbüsleri de kayda değer biçimde artmıştır.

Temel Zararlı Etkiler: Yalnızlaşma, Uyku ve Dikkat Dağınıklığı
Haidt dört temel zararlı etkiyi tanımlar: sosyal yoksunluk, uyku yoksunluğu, dikkat bölünmesi ve bağımlılık eğilimi. Örneğin, günlük ortalama ekran süresi 4 saatin üzerinde olan 12–17 yaş grubu gençlerin %27,1’i son iki haftada anksiyete, %25,9’u depresyon belirtileri yaşamış; bu oranlar 4 saatin altında kalanlardaki %12,3 ve %9,5 değerlerinin neredeyse iki mislidir. Ayrıca University of California, San Francisco tarafından yapılan bir çalışmada, 9–10 yaşındaki çocukların sosyal medya kullanımının 7 dakikadan 74 dakikaya çıkmasıyla depresyon semptomlarında %35’lik bir artış tespit edilmiştir.

Örnek Olaylar ve İstatistikler
Kanada, Birleşik Krallık ve İskandinav ülkelerinde yürütülen araştırmalar da, sosyal medya kullanımındaki artışla ergen ruh sağlığındaki bozulma eğilimini teyit eder niteliktedir. 2016’da ergenlerin %79’u akıllı telefon sahibi olurken, 2022’de ise gençlerin neredeyse yarısı kendilerini “neredeyse sürekli çevrimiçi” olarak tanımlamıştır. Ayrıca siber zorbalığa maruz kalan gençlerde intihar düşüncesi veya madde kullanım riski iki kattan fazla artmaktadır.
Çözüm Önerileri ve Reformlar
Haidt, ebeveynlere, eğitimcilere ve politika yapıcılara beş temel reform önerisi sunar:

1) 14 yaşından önce akıllı telefon yasağı,

2) 16 yaşından önce sosyal medya kullanımının engellenmesi,

3) okullarda tam telefon yasağı,

4) denetimsiz serbest oyun zamanının artırılması ve

5) teknoloji şirketlerinin genç kullanıcı tasarım sorumluluğunu üstlenmesi.

 Bu adımlar, çocukların hem dijital dünyaya erişimini sınırlandırarak hem de gerçek dünya deneyimlerini yeniden güçlendirerek ruh sağlıklarını iyileştirmeyi hedefler.
Haidt’ın vurguladığı en önemli gerçek, bu epideminin durdurulabilir ve tersine çevrilebilir olduğudur. Dijital detoks uygulamaları, aile medya planları, school-based screen breaks ve hükümetlerin alacağı düzenleyici tedbirler sayesinde, gençlerin hem dijital dünyayı keşfetmeleri hem de duygusal dirençlerini inşa etmeleri mümkün olabilir. Toplum, eğitim ve politika alanlarında atılacak kararlı adımlar, yeni neslin daha sağlıklı bir ruhsal gelişim süreci geçirmesini sağlayacaktır.

Sevgiyle kalın