Suyu Kuruyan Şehir, Umudu da Kurutuyor!


 R. Ferhat VURAL    03.08.2025 09:07:40  


Adıyaman, 6 Şubat depremlerinde büyük bir yıkım yaşadı. Bu tarihten sonra da bu yıkımın getirdiği devasa sorunlarla mücadele ediyor.

Bir insanın bu hayattaki temel hedefi nedir? Başını sokacağı bir ev, geçimini sağlayacağı bir iş ve huzurlu bir çevrede yaşamak... Ömrü boyunca bu üç temel ihtiyaç için çabalar. İşte bizim "devasa sorunlar" dediğimiz şey tam da budur. Depremle birlikte insanlar sadece canlarını değil, evlerini, işlerini, çevrelerini ve huzurlarını da kaybetti.

Bu deprem hepimizde farklı izler bıraktı. Kimi daha merhametli oldu, kimi daha öfkeli, kimi içine kapandı. Topluma ve bu şehrin insanına bakışımız bile değişti. Ancak bu travmayı, bu derin izleri bir günde atlatmak ve kayıpları kısa sürede telafi etmek mümkün değil. Uzun soluklu, sabırlı ve samimi bir mücadele gerekiyor.

Sorunlar büyük, peki çözüm kimde?

Bu kadar büyük sorunlar nasıl çözülecek, kim çözecek?

Tabii ki öncelikle seçtiklerimiz: Yani milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımız.

Milletvekili genel seçimlerinde AK Parti listelerine ciddi bir tepki vardı. Buna rağmen sandıktan 4 milletvekili çıkarmayı başardılar. Yerel seçimlerde ise hem milletvekili aday listelerine duyulan öfke, hem de deprem sürecine dair tepkiler ve aday üzerindeki kara propaganda, AK Parti’nin kaybetmesine neden oldu. 40 yıl sonra CHP’li bir aday belediyeyi kazandı.

Milletvekillerine ayna tutarsak...

Milletvekillerine toplumun bakışı pek de iç açıcı değil. Birkaç trolün yıkama-yağlama mesajlarını saymazsak –ki her vekilin çevresinde böyle bir grup mevcut– halkın genel görüşü oldukça net:

“Vekiller sadece kurumları ziyaret edip fotoğraf paylaşır. Şehrin derdine, suyuna, tozuna, toprağına, acısına bir gram derman olmazlar. Ancak kadrolaşmaya çalışır, kurumlara kendi adamlarını yerleştirmeye bakarlar. Kendi aralarında küs oldukları halde sosyal medyada birlik-beraberlik pozları verirler.”

Bu tablo bize şunu gösteriyor: Seçilmişler, atanmışlar kadar bile halkın yanında değil.

Atanmışlar mı daha duyarlı?

Bir gazeteci olarak diyorum ki, keşke seçtiklerimiz en az atanmışlarımız kadar duyarlı olsaydı. Örneğin Sayın Valimiz... Vatandaşla görüşme günlerinin dışında bile her gün bir ilçede, bir köyde, bir mezrada halkın sorunlarını çözmeye çalışıyor.

Su sorunu: Fotoğraflarla çözülemeyen gerçeklik

Adıyaman’ın su sorunu yeni değil ama her geçen gün büyüyor. Peki şimdiye kadar ne yapıldı dersiniz?

Koca bir hiç.

Yıllardır yapılan tek şey, devasa borularla poz verip “Havşeri suyuyla Adıyaman’ın 50 yıllık su sorunu çözüldü” demek oldu. Oysa Adıyaman su kaynaklarının tam üstünde yer alıyor. Merkezde bile 2 metre kazsanız yer altı suyu fışkırır. Ama buna rağmen musluklardan su akmıyor.

Mevcut belediye başkanını hedef alıp su sorununu ona mal etmek ise en hafif tabiriyle ayıptır, haksızlıktır, insafsızlıktır. Eğer belediye eleştirilecekse, AK Parti'nin eski dönemlerini kötü taklit ettikleri için eleştirilmeli.

Belediyenin karnesi de parlak değil

Ancak mevcut belediye yönetiminin de karnesi ne yazık ki parlak değil. İktidar nimetlerinden yıllarca uzak kalmış seçmen kitlesi şimdi “bizden” diyerek iş, ihale, makam talebinde bulunuyor. Yönetim, bu taleplere yetişmekten şehirdeki gerçek sorunlara zaman ayıramıyor.

Çalışıyormuş gibi görünmek için sosyal medya trolleriyle algı operasyonu yürütülüyor ama bu görüntü gerçeğin üzerini örtemiyor.

Son söz: Toplum olarak da sorumluyuz

Tüm bu manzaranın altında yatan bir başka gerçek daha var:
Toplum olarak çoğunlukla bencil davranıyoruz. Bireysel çıkarı, toplumsal menfaatin önüne koyuyoruz. Bu yüzden herkes biraz da hak ettiğini yaşıyor.

Sağılacakla kalın