11. Yıla Girerken
R. Ferhat VURAL 31.08.2025 10:13:24
Tam 10 yıl önce şu çağrıyla yereldeki gazetecilik serüvenimize başladık:
“Bir gazete çıkarmak istiyoruz. Sahibinin sesi olmayan, hiçbir parti ya da camianın güdümüne girmeyen, yalnızca hakkın ve halkın sesi olacak bir gazete… Hırsıza hırsız, katile katil, zalime zalim diyecek cesareti gösterecek bir gazete… Dizgiden baskıya, yerelden ulusala araştırmacı gazetecilik haberleriyle farkını hissettirecek bir gazete… Dürüst ve erdemli herkesin kendinden bir parça bulacağı; insanları ideolojilerine göre değil, ahlak ve erdem ölçüsüyle değerlendirecek bir gazete… Mazlumun ümidi, zalimin korkulu rüyası olacak bir gazete…
Evet dostlar, bu ilkelerle Adıyaman’da haftalık bir gazete çıkarmayı düşünüyoruz. Bu kutsal yolda hiçbir çıkar gözetmeden bizimle yürüyecek yürekli insanlara ihtiyacımız var. Yorumlarınız bize yol gösterici olacaktır…”
O gün koyduğumuz ilkelerle çıktığımız yolda 10 yılı geride bıraktık, 11. yılımıza girdik. Şükürler olsun, bu ilkelerimizden asla taviz vermedik. Kalemimizi satmadık, kimsenin güdümüne girmedik. Ezildik, dışlandık, hırpalandık ama dik duruşumuzu bozmadık.
Bu süreçte birçok cephede savaştık. İktidarıyla muhalefetiyle, kibirli ve şımarık bazı vekiller, belediye başkanları ve bürokratlarla karşı karşıya geldik. Kimi zaman küçümsendik, kimi zaman görmezden gelindik; iftiralara, hakaretlere uğradık, haksız cezalarla susturulmak istendik. Ancak tüm bu iftiralar, adaletin duvarına çarpıp sahiplerine geri döndü. Açılan 50’den fazla davanın sonuçlananlarının tamamını kazandık.
Gördük ki kimsenin zerre kadar eleştiriye tahammülü yok. Onların tercihi daha çok yıkama–yağlama. Basın özgürlüğü sadece lafta…
Bir diğer mücadele alanımız ise gazetecilik mesleğini bireysel çıkarları için kullanan, halk arasında “dürümcü/tırşikçi” diye anılan şahıslar oldu. Bugün gazeteciliğin itibarı yerlerdeyse, en büyük sebebi bu tiplerdir. Ne mesleki birikimleri ne de ahlaki duruşları vardır. Bir kuruma ayak atabilmek için siyasilerin etrafında döner dururlar. 3–5 kuruş karşılığında yapmadıkları pespayelik kalmaz. İşte bu yüzden, pek çok onurlu insan “Ben gazeteciyim” demeye utanır hale geldi.
Dostlar, bu 10 yılda yaşadıklarımız elbette bu yazıya sığmaz. Görüp de yazamadıklarımız, bilip de dile getiremediklerimiz, belgelendiremediklerimiz çok oldu. Bazen kaynak izin vermedi, bazen anlatılanlar “yazılmamak kaydıyla” paylaşıldı. Bir şeye daha şahit olduk: Hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Sonuç olarak; Allah ömür verirse, ilk gün söylediğimiz gibi, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan Hakk’ın ve halkın sesi olmaya devam edeceğiz. Bu zorlu süreçte yanımızda duran, bir elin parmaklarını geçmeyen koca yürekli dostlara teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
Bizi takip etmeye devam edin; haramileri rahatsız edecek daha çoook haberlerimiz olacak…
Sevgiyle ve haberle kalın.