Nudge: Kararlarımıza Yön Veren Zarif Dokunuş


 Doç. Dr. M. Sadık BEKTAŞ    28.09.2025 09:32:15  


Sevgili dostlar, bugün sizlere okumaktan keyif alacağınız ve belki de gündelik hayatınızda da uygulayabileceğiniz bir kitaptaki bilgileri ve alışkanlıkları yazmak istedim. Bu kitap, sosyal psikoloji alanında yazılmış en önemli eserlerden biri. Kitabın orijinal adı ve Türkçe tercümesi aşağıdaki gibidir;

Richard H. Thaler ve Cass R. Sunstein'ın "Nudge: Improving Decisions About Health, Wealth, and Happiness" (Dürtme: Sağlık, Servet ve Mutluluk Hakkında Kararları İyileştirmek). Bu kitabın önemli bulduğum alanları 3 başlık altında topladım. Bunlardan ilki;

1- Hata Yapmaya Programlıyız: İnsan ve Ekonomi

Geleneksel iktisat teorisi, insanların her zaman rasyonel ve kendi çıkarlarını en iyi şekilde değerlendirebilen varlıklar olduğunu varsayar. Ancak, Richard Thaler ve Cass Sunstein'ın "Nudge" kitabı, bu varsayımın gerçeklerle örtüşmediğini ortaya koyuyor. Yazarlar, davranışsal iktisat alanındaki çalışmalardan yola çıkarak, hepimizin aslında "Homo Economicus" (Ekonomik İnsan) değil, sevimli kusurları olan "Homo Sapiens" olduğumuzu savunuyor.

Bizler, kararlarımızı çoğu zaman otomatik pilotta, sezgisel ve duygusal bir sistemle (yazarların tabiriyle "Dürtü Sistemi" ile) alırız. Analitik ve yavaş çalışan "Yansıma Sistemi’mizi” ise daha az kullanırız. Bu durum, önyargılarımızın (cognitive biases) kurbanı olmamıza yol açar. Kitabın temelini oluşturan birkaç kritik önyargı şunlardır:

· Durum Quo Önyargısı (Atalet): Mevcut durumu değiştirmekten kaçınırız. Seçenek ne kadar karmaşıksa, hareketsiz kalma eğilimimiz o kadar artar.

· Çapa Etkisi: İlk duyduğumuz bir bilgi, sonraki kararlarımızı etkiler.

· Toplumsal Kanıt: İnsanların çoğunun yaptığını yapmanın "doğru" olduğunu düşünürüz.

· Kayıptan Kaçınma: Kaybetmekten duyduğumuz acı, kazanmaktan duyduğumuz hazdan daha güçlüdür.

İşte bu noktada "Seçim Mimarlığı" kavramı devreye girer. Yazarlar, insanların bu önyargılarını anlayarak, onların hayatlarını daha iyi, daha sağlıklı ve daha zengin hale getirebilecek şekilde karar verme ortamlarını düzenlemenin mümkün olduğunu söylüyor.

2- Dürtme (Nudge) Nedir ve Nasıl Çalışır?

Thaler ve Sunstein, bir "dürtme"yi, bir kişinin davranışını öngörülebilir bir şekilde değiştiren, onun seçeneklerinden herhangi birini yasaklamayan veya ekonomik teşviklerini önemli ölçüde değiştirmeyen herhangi bir müdahale olarak tanımlar. Kilit nokta özgürlükçü paternalizmdir.

· Paternalisttir çünkü insanların refahını artırmayı hedefler.

· Özgürlükçüdür çünkü bireyin seçim özgürlüğüne saygı duyar; hiç kimse bir şeyi yapmaya zorlanmaz.

En meşhur örneklerinden biri, çalışanların emeklilik planına otomatik olarak kaydolduğu, ancak istedikleri zaman çıkma veya katkı paylarını değiştirme özgürlüğünü koruduğu "Otomatik Kayıt" sistemidir. Durum quo önyargısı sayesinde, insanlar tasarruf etmeye başlar (çünkü çıkmak için bir eylem gereklidir), ancak özgürlükleri kısıtlanmaz.

 

Bir başka güçlü dürtme tekniği ise "Çerçevelemedir.” Örneğin, bir gıda ürününün üzerine "%90 yağsız" yazmak, "%10 yağlı" yazmaktan çok daha cazip gelir. Bilgi sunuş şeklimiz, kararı derinden etkiler.

Diğer dürtme örnekleri:

· Toplumsal Kanıtun Kullanımı: Faturalarda, "Komşularınız enerjisini sizden daha verimli kullanıyor" gibi mesajlar.

· Basit Uyarılar: Havalimanlarındaki tuvaletlerde, pisuarlara işenen bir sinek resmi koymak (hedefi "vurma" isteği uyandırarak temizliği artırmak)

· Zor Seçimleri Kolaylaştırmak: Karmaşık bir form yerine, anlaşılır ve adım adım ilerleyen bir rehber sunmak.

Bu yöntemler, insanları bir yöne "itmek" yerine, onlara doğru yönü gösteren bir "dürtme" sunar.

 3- "Hayatın Her Alanında Dürtmeler: Etik ve Sorumlu Kullanım"

"Nudge" teorisi, sadece devlet politikalarında değil, iş dünyasında, aile içinde ve kişisel hayatımızda da uygulanabilir.

· Sağlık: Organ bağışını "varsayılan seçenek" haline getirmek (izin vermemek için formu işaretlemek gerekir) bağış oranlarını muazzam artırabilir.

· Finans: Tasarruf planları, borç geri ödeme hatırlatıcıları.

· Çevre: Evsel atık geri dönüşüm kutularını çöp kutularından daha erişilebilir yapmak.

Ancak, bu kadar güçlü bir araç beraberinde etik sorular da getirir: "Doğru" olanı kim belirliyor? Dürtmeler manipülasyona dönüşebilir mi? Thaler ve Sunstein bu endişeleri ciddiye alır ve ideal dürtmelerin şu üç ilkeye uyması gerektiğini vurgular:

1. Şeffaflık: Dürtmeler gizli olmamalıdır.

2. Kolayca Geri Çevrilebilirlik: Birey, dürtülmüş seçimi reddedebilmelidir.

3. Bireyin Kendi Refahını İyileştirmek: Dürtmenin amacı, dürtülen kişinin iyiliği olmalıdır.

Sonuç olarak “Nudge”, bize insan doğasının kusurlarını kabul ederek, bu kusurlarla savaşmak yerine onları anlayıp, daha iyi kararlar almamıza yardımcı olacak bir çerçeve sunuyor. İnsanları zorlamadan, onların hayatlarını iyileştirebileceğimizi gösteriyor.  Sizce toplum olarak daha iyi seçimler yapmamız için bize 'dürtülmeye' ihtiyacımız var mı? Cevap, büyük ihtimalle "Evet" olacaktır. Çünkü hepimiz, sonuçta sadece insanız.

Sevgiyle kalın