Hırsızın Ahlakı, Ahlaklının Suçu
R. Ferhat VURAL 26.10.2025 09:29:26
Bir zamanlar parmakla gösterilen kötüler, bugün alkışlanıyor. Ahlakın, vicdanın ve utanma duygusunun erozyona uğradığı bu çağda, hırsıza hırsız demek bile cesaret istiyor.
Eskiden hırsızlar, tefeciler, ırz düşmanları parmakla gösterilirdi. Babalar çocuklarına nasihat ederken, “Aman oğlum, bu tip insanlardan uzak durun.” derlerdi.
Bugün ise durum tam tersine döndü; artık iyi insanlar parmakla gösteriliyor. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, ahlak dışı ne kadar fiil varsa hepsi sıradanlaştı, hepsi normalleşti. Bir kişinin hırsız mı, ahlaksız mı olduğu; gücüne, partisine ya da ait olduğu cemaate göre değerlendiriliyor.
Öyle ki, herkes kendi hırsızını temize çıkarmak için kılı kırk yarıyor, adeta kendini paralıyor. “O mu dünyanın en temiz insanı? Hizmet adamı o! Kıskanıyorlar, iftira atıyorlar!” gibi akıl almaz savunmalarla, tescilli hırsızlar bile kahraman ilan ediliyor.
Kendilerinin bile inanmadığı bu saçmalıklara, bizim de inanmamız için psikolojik baskı kuruyorlar.
Toplumun nabzını tutan bir gazeteci olarak söylüyorum; bir siyasetçi hakkında ortaya atılan iddialar genellikle buzdağının sadece görünen yüzüdür. Çünkü çoğu etik dışı olay, yalnızca birkaç kişi arasında geçtiği için belgelenmesi zordur. Ancak çıkarlar çatıştığında, gizlenen tüm pislikler ortaya saçılır.
Ama ne zaman hırsıza “hırsız” desen, hedef sen olursun!
İster siyasetçi ister bürokrat olsun, devletin makamını ve milletin verdiği yetkiyi kötüye kullanan nice isim hakkında haber yaptık.
Ne yazık ki toplumumuz bu konularda duyarsız. Bu yüzden, bu haramilerle mücadelede çoğu zaman yalnız kaldık. Çünkü insanımız —istisnalar hariç— zarar doğrudan kendisine dokunmadıkça tepki göstermez. Üç maymunu oynamakta üzerimize yok.
Ama biz mücadele ettiğimiz için zerre kadar pişman değiliz. Allah ömür verdiği sürece, bu mücadeleye devam edeceğiz.
Öyle olaylarla karşılaştık ki; suçüstü yakalananlar, kendi pisliğini bize bulaştırmaya kalktı. Hırsız değil, hırsızı yakalayan suçlu ilan edildi.
Konfüçyüs’ün dediği gibi:
“Arsız güçlü olunca, haklı suçlu olur.”
Aşağıdaki hikâye yaşadıklarımızın özetidir:
Bir pazar günü, İsevi bir vatandaş kiliseye gider. Daha içeri adımını atar atmaz, papaz ile rahibenin uygunsuz hâlde olduğunu görür. Öfkeyle bağırır:
“Tü size utanmazlar! Başka yer mi bulamadınız da burada bu rezilliği yapıyorsunuz?”
Papaz hiç istifini bozmadan cevap verir:
“Sen bekle, şu işi bitireyim; kutsal mekâna tükürmenin ne demek olduğunu sana göstereceğim.”
Bu haftaki yazımızı Albert Einstein şu özlü sözüyle noktalayalım. “Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil; kötülük yapanlara sessiz kalanlar yüzünden kötü bir yerdir.”
Sağlıcakla kalınız


.png)











