Söyledik Ama Dinletemedik!…


 R. Ferhat VURAL    23.11.2025 09:02:37  


Sonuçlar üzerinden konuşmak kolay… Asıl mesele, zamanında uyarmak ve bunun bedelini ödemeyi göze almaktır. Biz o bedeli her defasında ödedik.

FETÖ

Fazla uzağa gitmeye gerek yok…

FETÖ’nün “asrı saadet” döneminde herkes “hocaefendilerine” el pençe divan dururken; biz onun CIA’nın kucağında oturduğunu, ülkeyi ateşe sürükleyeceğini, yapının kontrolden çıktığını ve serseri mayın gibi nerede patlayacağının belli olmadığını yazdık, söyledik.

Peki, ne oldu?

Bir anda topyekûn saldırıya geçtiler. Bugün “Reisçi” kesilen birçok kifayetsiz, “Hocaefendi’ye nasıl böyle yakıştırmalar yaparsınız?” diye üzerimize çullandı. Mobbing de gördük, hakaret de… Ötekileştirildik, dışlandık.

Sonra ne oldu?

15 Temmuz’da hepimiz acı sonu gördük. Ve bedeli ağır oldu; kurunun yanında nice yaş da yandı.

AK PARTİ

Aynı şekilde AK Parti içinde güç sarhoşluğuna kapılan milletvekillerini, belediye başkanlarını, bürokratları defalarca uyardık:

“Kul hakkına girmeyin. Adil olun. Merhametli olun. Emaneti eş dost, akrabalara pay etmeyin. Yerine getiremeyeceğiniz sözler vermeyin; kaybedersiniz.”

Yazdık, çizdik, manşetlere taşıdık ama dinlemediler. Hatalarıyla yüzleşmek yerine bize saldırmayı, itibar suikastını tercih ettiler.

Ve son yerel seçimler…

Birçok büyükşehirle birlikte Adıyaman gibi muhafazakâr bir kentte dahi seçim kaybedildi.

Kaybettiler de memleket kazandı mı?

Maalesef hayır.

CHP

AK Parti’nin kaybettiği koltukların çoğuna bu kez CHP’li başkanlar oturdu.

Muhalefette yıllarca eleştirdikleri ne varsa —yolsuzluk, nepotizm, kadrolaşma— kısa sürede hepsinin merkezine yerleştiler. Hizmetten çok bu iddialarla gündeme geldiler. Kibirleri gözlerini perdeledi.

40 yıl sonra Adıyaman Belediyesi koltuğuna oturan Sn. Tutdere’ye de aynı uyarıları yaptık:

“Halk sizi eskilerin hatalarını tekrarlayasınız diye değil; adil, eşit, şeffaf hizmet yapasınız diye seçti.”

İzmir’den getirilen ve adeta “Eşbaşkan” yetkileri verilen Ceyhan Kayhan’ı manşete taşıdık. Eski dönemlerin hatalarını tekrarlamaması gerektiğini defalarca yazdık.

Sonra ne oldu?

Bu kez çok daha örgütlü, çok daha saldırgan tepkilerle karşılaştık.

Savunmaları da hazırdı:

“Diğerleri de yapıyordu!”

İşte Türkiye siyaseti tam da bu cümle yüzünden ilerlemiyor.

Bugün tablo ortada. Yargı ne karar verirse versin, kamu vicdanı bulanmıştır artık.

“Rüşvet – İrtikap” iddiaları gölgede kalmaz.

Buradan bir kez daha uyarıyorum:

Belediyenin ihalelerinde —her ne kadar ‘kılıfına uydurulsa da’— özellikle Yörem A.Ş., Kültür ve Spor birimlerinde pis kokular geliyor. Hatta “her bir kardeşinizin bir birimi dizayn ettiği” yönündeki iddialar da yabana atılacak gibi değil.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar derler…

Biz onuncu köye doğru yol alıyoruz.

Sağlıcakla kalınız.