Deprem değil, ihmal öldürür: Sayıların dilinden bir felaketler tarihi!
Doç. Dr. M. Sadık BEKTAŞ 21.12.2025 09:59:54
Türkiye, coğrafyası gereği deprem ülkesi. Bu bilimsel bir gerçek. Ancak gerçek deprem değil, hazırlıksızlık, denetimsizlik, plansızlık ve rant odaklı politikalar öldürüyor. Rakamlar, bu acı gerçeği yüzümüze vuruyor.
- Çarpıcı İstatistikler: Rakamlar Ne Diyor?
- 1999 Gölcük Depremi (7.4 Mw): Resmi kayıplar ~17.500 kişi. Japonya'da 1995'te benzer büyüklükteki Kobe Depremi (7.2 Mw) ölüm sayısı ~6.400.
- 2023 Kahramanmaraş Depremleri (7.7 & 7.6 Mw): Resmi ölüm sayısı 50.783 kişi. Aynı büyüklükteki 2015 Nepal Depremi (7.8 Mw) ölüm sayısı ~9.000. Boyut benzer, sonuç kat kat farklı.
- Yapı Stoğu ve Denetim Gerçeği
- İstanbul'da yaklaşık 1.200.000 binanın %70'i 1999 deprem öncesi yapılmış, yani eski yönetmeliğe göre inşa edilmiş.
- 2023 deprem bölgesindeki 11 ilde yaklaşık 4.5 milyon konutun %40'tan fazlası ya çökme ya da ağır hasar aldı.
- İnşaat Mühendisleri Odası verilerine göre: Türkiye'deki binaların %60'ı kaçak veya ruhsatsız.
- 2021'de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı denetimlerinde, denetlenen binaların %38'inde ciddi uygunsuzluk tespit edildi.
- "Deprem Vergisi" ve Kullanımı
- 1999'dan bu yana toplanan Özel İletişim Vergisi (deprem vergisi) tutarı yaklaşık 130 milyar TL. Bu kaynağın ne kadarının deprem hazırlığına harcandığına dair şeffaf bir hesap verilmedi.
- Deprem Sonrası Müdahale ve Kayıplar
- AFAD'ın 2022 Performans Raporu: Türkiye'de afet müdahale kapasitesi için ayrılan personel sayısı sınırlı. Deprem sonrası ilk 24 saat kritikken, birçok bölgeye ekipler 48-72 saat sonra ulaşabildi.
- DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) verileri: 2023 depremlerinde sigortalılık oranı bölgede %30'un altında. Sigortalı olanlar bile uzun süre tazminat bekledi.
Tarihsel Örnekler: Aynı Senaryo, Aynı Sonuç
1. 1999 Gölcük Depremi - "Çürük Binalar"
Denizli'de 1995'te yapılan bir araştırmada, denetimsiz beton nedeniyle binaların dayanıklılığının %30-40 daha az olduğu tespit edildi. Aynı sorun 1999'da on binlerce cana mal oldu.
2. 2011 Van Depremi (7.2 Mw) - "Toz Boyalı Binalar"
Van'da 2011'de yıkılan binaların çoğu 2000 sonrası yapılmıştı. Yeni yönetmeliğe rağmen, denetim eksikliği ve kalitesiz malzeme kullanımı nedeniyle 600'den fazla kişi hayatını kaybetti.
3. 2020 Elazığ Depremi (6.8 Mw) - "Müteahhit Firarileri"
Sivrice'de yıkılan binaların müteahhitleri tutuklandı, ancak birçoğu "cezasızlık" kültürü içinde serbest kaldı. Yargı süreçleri uzadıkça uzadı.
4. 2023 Kahramanmaraş Depremleri - "Toplu Mezara Dönen Siteler"
Hatay'daki Ronesans Rezidans gibi "yeni ve lüks" sitelerin çökmesi, denetim mekanizmalarının tamamen iflas ettiğini gösterdi. Bu bina 2013'te yapılmıştı ve "depreme dayanıklı" olarak pazarlanmıştı.
İhmalin Anatomisi: Nerede Hata Yapıyoruz?
1. Zemin İncelemesi Eksikliği:
2023 depreminde en ağır kayıpların yaşandığı Hatay'ın zemin yapısı alüvyon, yani deprem anında sıvılaşma riski yüksek. Buna rağmen bina yapımına izin verildi.
2. Yapı Denetim Şirketlerinin Rolü:
Yapı Denetim Şirketleri, müteahhitler tarafından seçiliyor ve ödeniyor. Bu, çıkar çatışması yaratıyor. Örneğin, Çukurova'da 2022'de yapılan denetimlerde, denetim raporlarının %25'inde usulsüzlük tespit edildi.
3. İmar Barışı ve Kaçak Yapılaşma:
2018'de çıkarılan İmar Barışı ile yaklaşık 10 milyon kaçak yapıya "af" getirildi. Bu yapıların deprem güvenliği denetlenmedi, sadece para karşılığında ruhsatlandırıldı.
4. Kentsel Dönüşümün Yavaşlığı:
2012'de başlatılan Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında, 11 yılda 1.5 milyon konut dönüştürüldü. Ancak Türkiye'de 6.5 milyon acil dönüşmesi gereken riskli bina olduğu tahmin ediliyor. Yani her yıl 600.000 bina dönüşmeliydi, yıllık ortalama 136.000 bina dönüştürülebildi.
Çözüm Önerileri: Artık Rakamları Değiştirmek Zorundayız
- Bağımsız ve Şeffaf Denetim: Yapı denetim şirketleri müteahhitlerden bağımsız, devlet garantisi altında ve kamu denetiminde çalışmalı. Tüm denetim raporları kamuya açık olmalı.
- Zemin Haritalama ve Akıllı İmar: Tüm illerin detaylı mikro bölgeleme haritaları çıkarılmalı, riskli zeminlerde yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemeli.
- Cezaların Caydırıcılığı: Denetimde usulsüzlük yapan, kalitesiz malzeme kullanan müteahhit ve denetçilere ömür boyu meslekten men ve ağır hapis cezaları getirilmeli.
- Toplumsal Bilinç ve Hazırlık: Okullarda zorunlu afet eğitimi, her ilçede gönüllü arama-kurtarma ekipleri, düzenli tatbikatlar yapılmalı.
- Şeffaf Bütçe: Deprem vergileri ve afet fonları, bağımsız denetim kurulları tarafından izlenmeli, nereye harcandığı her vatandaşa açık şekilde duyurulmalı.
Deprem bir doğa olayıdır; felakete dönüşmesi ise insan eliyle olur. 1999'da 17.500, 2023'te 50.783 kayıp... Bu rakamlar, her depremde "ders alınmadığının" kanıtı. Bir sonraki depremde istatistikleri değiştirmek için, rant değil, insan odaklı politikaları hayata geçirmek zorundayız. Unutmayalım: Deprem öldürmez, bina öldürür. Bina değil ihmal öldürür.


.png)











