TÜRKİYE’DE İLETİŞİM FAKÜLTELERİNİN SORUNLARI-1
Dr. Zehra ÇOLAK 26-03-2017
Yaklaşık 55 yıldır gazetecilik ve sonrasında iletişimin diğer alanlarında eğitim
verilmekte olan ülkemizde, iletişim eğitimi veren kuruluşlar özellikle son
dönemlerde bir kısım zorluklarla karşı karşıya kalmış bulunmaktadır. Bu sıkıntı,
özellikle 1990’ların başlarından itibaren, Türkiye’de radyo ve televizyon
yayıncılığında devlet tekelinin ortadan kalkmasını izleyen dönemde daha fazla
hissedilir olmuştur. 1980’lerin sonlarından itibaren basın kuruluşlarında yaşanan
bir kısım değişikliklerin, ki özellikle bu değişiklikler imtiyaz sahipliği alanında
yaşanmıştır, basın sektörü dışından gelen ve yüklü sermayelerle bu sektöre giriş
yapan yeni patronlarla birlikte basın kuruluşları her alanda bu yeni gelişimden
etkilenmiştir. Basın alanına ve sonrasında televizyon, radyo ve elektronik medya
alanına çok büyük meblağlar tutan yatırımlar yapılmış, sektör genişlemiş ve bu
genişleme çok kısa bir süre içerisinde gerçekleşmiştir. Bu durum, iletişim
sektöründe yeni istihdam olanakları yaratmıştır.
Gereğinden Fazla İletişim Fakültesinin Varlığı
Medya sektöründe yaşanan bu yeni gelişme doğrultusunda pek çok üniversite,
iletişim eğitimi veren yeni birimler oluşturmuştur. Halbuki, bu istihdam imkanı kısa
sürede kapanmıştır, buna karşın halen birbiri ardına yeni iletişim fakülteleri
açılmakta ve bunlar halen binlerce iletişimci yetiştirmektedir. Daha fazla yeni
iletişim fakültesinin kurulmasına devletçe müsaade edilmemelidir, Türkiye’nin
ihtiyaç hissettiği alanlarda eleman yetiştirecek fakülteler açılmalı veya bölümler
devreye sokulmalıdır. Türkiye’de mevcut iletişim fakültesi sayısı 27’yi bulmuştur.
Ayrıca altı Güzel Sanatlar Fakültesinde iletişim eğitimi verilmektedir. Dolayısıyla
sayı 33’ü bulmaktadır. Bu kurumlardan mezun olacak binlerce yeni iletişimci,
ülkede faaliyet göstermekte olan ve zaten pek çoğunun kadro açığı bulunmayan
medya kuruluşları veya halkla ilişkiler şirketlerinde nasıl istihdam olanağı
bulacaktır?
devam edecek..