MUHAMMED HÜSEYİN FADLULLAH VE İNSAN DEVLETİ-2
Mustafa ÇATLI 02-07-2017
Türkçeye çevrilen onlarca eserinin içerisinden M. Fadlullah özellikle iki eseriyle dikkati çeker: İslami Direniş ve Bir Medeniyet Projesi Olarak İslam. Fadlullah tasarladığı İslami Medeniyet Projesinde İslam Devleti idealinin bir ön aşaması olarak “İnsan Devleti” düşüncesini savunur.
İlkesel dayanakları İslam olan insan devleti fikrini söyle açıklar: Eğer Gayri Müslimler İslam Devletine İnanmıyorlarsa İslamcılarla İslam Devleti Şiarı altında birleşemezler. İnsan devleti düşüncesi onlarla Müslümanları, İnsan devletinin içerdiği İslami dairenin dışında olmaksızın birlikte yaşama imkanını sağlar. İnsan devleti, İslam’ında içerdiği evrensel insani değerleri temsil etmektedir: Özgürlük, Adalet, Eşitlik, Emeğe saygı vb.
Fadlullah büyük hedef olan İslam Devleti idealine ulaşmak için İnsan Devleti Projesini bu büyük hedefin bir mukaddimesi olarak öngörmektedir. Bu sayede İslam’ın teneffüs edildiği daha rahat bir iklim gerçekleşmiş olur. Bu tezine dayanak olarak da Habeşistan hicretlerinde Müslümanların sığınmış olduğu Adil Kral Necaşi örneği ile Peygamberimizin peygamberliğinden önce gerçekleştirmiş olduğu insan haklarını ve adaleti esas alan Hılful-Fudul çalışmasını örnek olarak verir. Fadlullah bu önerisi ile adalet ve kulluğun tam gerçekleşmese bile zulmün engellene bileceği bir merhale olduğu düşüncesindedir.
Demokrasi ile diktatörlük her ikisi de İslam düşüncesinden uzak olmalarına rağmen diktatörlük varlığımı ortadan kaldırmakta, demokrasi ise nispeten hareket imkanı sağlamaktadır. Demokrasiyi kullanmakla kendi düşünce mantığından uzaklaşmış olmuyorum der. Teşri (yasama) hakkını İslam halka vermiyor, yeni bir hüküm vaz etmelerine ancak boşluklar dairesinde izin veriyor. Kanun koyma yetkisi Allah ve Resulüne aittir. Boş bırakılan alanlarda hüküm çıkarmak ise ihtisas ehli olan müçtehitlere aittir. Tek parti düşüncesinin hükmettiği bir ülkede çok partili bir hayata geçirilmesi fikri ortaya atılabilir, siyasal baskı yerine siyasal özgürlük istenebilir. Siyasal hareket içerisindeki varlığımızı, halkı kendisine çekebilecek büyük başlıkları (İnsani Değerleri) kullanmak suretiyle sağlamlaştırabiliriz.
Tasarladığı İslami Medeniyet Projesinde Fadlullah İslami Hareketin çıkış noktasını şöyle tanımlar: “Evrensel İslami hareketin, İslam’ın bütün fikri, içtimai, siyasi, iktisadi, konularına hareket çalışmasında sayılan siyasi düzlemleri kuşatacak şekilde girmesi gerekmektedir.
İslami hareket sadece kültürel ve sosyal bir hareket olmadığı gibi kültürel öncülleri olan bir siyasal harekette değildir. İslami hareket, İslam da ümmeti, ümmetten İslam’ı üretme çabasında olan ve dünya önderliğine doğru ümmeti hareket ettiren bir özellik taşımalıdır. İnancımıza göre mevcut olan İslam’ı hareketler halen bu özelliklerden uzaktır. Çünkü İslam’ı hareketlere hükmeden zihniyet mahalli ayrıntılara boğulmakta ve dünya için bir medeniyet projesi gerçekleştirmekten uzak durmaktadır.
Fadlullah medeniyet projesinin diğer medeniyet projeleri ile bir karışım olmadığı, bu durumun İslam’a zarar vereceği gibi gelecekte de hiçbir yararı olmayacağı düşüncesindedir. Diğer projelerle CEHALET, FAKİRLİK, ADALET, ÖZGÜRLÜK vb. gibi genel başlıklar altında buluşabiliriz.