İSRAİL YAYILMACILIĞI VE SİYONİZM


 Mustafa ÇATLI    14-01-2018  


       Tarihte olan ve bugünde devam eden Yahudi emperyalizminin ve yayılmacılığının dini motivasyonu Siyonizm ideolojisinden kaynaklanır. Siyonizm adını, Kudüs’ün en yüksek tepesi olan Siyon’dan  alır. Yahudi kutsal kitabı Tevrat (Talmud)’ta kimi zaman Kudüs’e ve genel olarak da İsrail oğullarına vaat edilen topraklara Siyon  denmektedir. Siyonizm hakkında en çok konuşulan ve çeşitli yorumlar yapılan bir ideolojidir. Kimi yorumlara göre Siyonizm, dünyayı ele geçirme projesidir. Siyon önderlerinin protokolleri bunun mastır planıdır. Kimi yorumlara göre Siyonizm, emperyalizmin bir oyunudur. Kimi yorumlara göre de  Yahudi ırkçılığıdır.  Genel Yahudi yorumuna göre ise Siyonizm: Yahudilerin vaat edilen topraklara dönmesini ve Yahudi yaşamını orada yeniden canlanmasını savunan Yahudi milliyetçilik ideolojisini ifade etmektedir. (1)  Kısacası Siyonizm Yahudileri Filistin’e yerleştirmek amacını güden ve üyelerinin Yahudilerden oluştuğu bir dünya Yahudi siyasal akımıdır. Bu siyasal akımın taraftarları ise Siyonist olarak tanımlanır.

        Siyasi, kültürel ve dini olmak üzere üç versiyonu bulunan bu ideoloji, ilk olarak Rus İmparatorluğunun sınır bölgelerinde ortaya çıkmıştır. İlk Siyonistlerin hemen hemen tamamı laikti. Bunlar kutsal topraklara topluca dönüşü savunuyorlardı. Bu ise geleneksel Yahudi inancına tersti. Çünkü Talmud’a  göre Mesih gelmeden önce kutsal topraklara toplu halde dönüş yapılmayacağı konusunda tanrı Yahudilerden söz almıştır. Yahudiler, Mesih gelene kadar diasporada (sürgünde) yabancı idareyi kabul edecekler ve isyan çıkarmayacaklardır. Yahudi din otoriteleri 19.y.y’ın başlarına kadar bu konuyu tartışmış, kimileri sürgünün işlenen günahlara kefaret olduğunu, bu kefaretin Mesih’in gelişiyle tamamlanacağını belirtmişlerdir. Bundan dolayı Mesih gelmeden yapılacak toplu göçün tanrının gazabına yol açacağı söylenmiştir. Bu konuda farklı görüşü savunan tek Yahudi otorite R. M. Nachmanides’tir. Bu kişi Yahudilerin Filistin’e göç etmelerinin yeterli olmayacağını orayı mutlaka tamamen fethetmeleri gerektiğini söylemiştir. Böylece Yahudilerin kutsal topraklara yerleşmesi ve orada kendilerine göre bir siyasi düzen kurması açısından geleneksel Mesih inancı yeniden yoruma tabi tutulmuştur. Daha sonraları bu yorum bütün Yahudilerce ortak bir inanç olarak kabul görmüştür. 

      Yahudilikteki Mesih inancı konusunda İngiliz mandası döneminde Filistin’in ilk Aşkenaz Baş hahamı olan Rabbi Kook iki türlü Mesih’in bulunduğunu ileri sürmüştür. Bunlardan biri Yusuf’un oğlu olarak tanımlanan Militarist Mesih, diğeri Hz. Davud soyundan gelecek olan kurtarıcı Mesih’tir. Militarist Mesih kurtuluş için gerekli olan ön koşulları hazırlayacak, kurtarıcı Mesih’te göz alıcı mucizeleriyle dünyayı kurtaracak ve egemen olacaktır. Militarist Mesih bir şahıs değil kolektif Yahudi ruhudur.

        Rabbi Kook kutsal topraklarda Yahudi yerleşimini sağlayabilmek için her Yahudi’nin savaş ile yükümlü olduğunu bu nedenle savaş sanatını öğrenmesinin gerektiğini ileri sürmüştür. Bu şekilde o, 19.y.y’ın ikinci yarısından başlayarak Yahudi dünyasının büyük bölümünde etkili olan milliyetçi uyanışa uyarlanabilecek dini Siyonizm’in temellerini atmış oluyordu. Daha sonraki yıllarda dini Siyonizm Yahudiler arasında genel kabul gördü. 1967’deki Altı Gün Savaşlarında vaat edilen kutsal toprakların Siyonistler tarafından ele geçirilmesi tanrının gerçekten Siyonizm’in başarılı olmasını istediği şeklinde yorumlandı. Bundan sonra dini Siyonizm güç kazandı. Önceleri laik Siyonistlerin girişimlerini tanrının elini zorlamak olarak yorumlanan ve bu nedenle karşı çıkan dindarlar, işgal edilen Filistin topraklarından barış adına geri çekilme teşebbüslerine aynı gerekçe ile karşı çıkmaya başladılar.

         Arzı Me’vud bir Yahudi için, tanrının vaat ettiği toprakların merkezi Kudüs çevresi ise başta Filistin olmak üzere Nil’den Fırat’a kadar uzanan topraklardır. İşte İsrail’in günümüzde durmak bilmeyen işgal ve yayılmacılığı  bizzat tanrı tarafından buyrulduğuna inanılan bu inancı gerçekleştirmeye yöneliktir. Bütün dünya Yahudilerinin ve evanjeliklerin İsrail’i desteklemeleri bu dini inançtan kaynaklanmaktadır. (1: bu yazıda Yaşayan Dünya Dinleri D.İ.B adlı eserden yararlanılmıştır)