24 NİSAN VE ERMENİ MESELESİ 3
Mustafa ÇATLI
13-05-2018
TEHCİR(SÜRGÜN) Genelgesi: Bir taraftan doğu Anadolu’yu işgal etmiş, Rus ordusu “ki Rus ordusuna bazı Ermeniler gönüllü tugaylar olarak katılmışlardı.” ve ermeni çeteleri ile mücadele diğer taraftan Çanakkale de dünyanın en güçlü donanmalarına karşı savaş sürerken Anadolu’daki ermeni isyanları ittihat ve terakki iktidarını zorunlu olarak bazı tedbirler almaya sevk etti. Sonunda dahiliye nezareti (içişleri bakanlığı) 24Nisan1915'de14vilayete Adana,Ankara,Aydın,Bitlis,Halep,Hüdegandivar,Diyarbakır,Sivas,Trabzon,Konya,Van ve Elazığ) ile 10 mutasarrıflığa (Urfa,İzmit,Bolu,Çanik,Kayseri,Karesi,Niğde,Eskişehir,Karahisarısahip ve Maraş) hitaben acil ve gizli bir genelge yayınladı. Genelge gereğince çete liderlerine yönelik tutuklama ve bunların başka şehirlere zorunlu ikamete tabi tutulma gibi tedbirlere başvurulabileceği, bildiriliyordu. İşte bu genelgenin tarihi Ermeniler için bir soykırım günü olarak kabul edilmiş ve kendilerince soykırımın başlangıç tarihi olmuştur.
Ermenilerin Suriye ve ırak bölgesine sevk ve iskanları 30 Mayıs, 10 Haziran ve 7 Ekim 1915 tarihlerinde çıkartılan ayrıntılı yönetmeliklerle yapılmış ve göçmenlerin her türlü ihtiyacı temin edilerek sevk ve iskan yerlerine salimen gidebilmeleri için gerekli önlemler alınmıştır.
Tehcire tabi tutulan ermeni sayısı: Britannica ansiklopedisine göre bir milyon ile bir milyon iki yüz bin arasında ermeni sürgün edilmiş bunlardan altı yüz bini sürgün yerine kavuşmadan ölmüştür. ABD resmi kaynaklarına göre 486 bin, Catholic ansiklopedisine göre 600 bin, ermeni araştırmacı Salahi Sonyel'e göre 700 bin kişi tehcire tabi tutulmuştur. Osmanlı arşivlerine göre ise (Yusuf Hallaçoğlu) 438 bin 758 kişi sürgün edilmiş, bunlardan 382 bin 148'i iskan sahasına kavuşmuş, 56 bin 610 kişi ise yolda ölmüştür. 14 Haziran 1915 Erzurum’dan Diyarbekir, Mamuretülaziz (Elazığ)ve Bitlis vilayetlerine gönderilen 500 kişilik bir ermeni kafilesi Erzincan ile Erzurum arasında bölgede yaşayan Kürtlerin saldırısına uğrayıp katledilmiştir. Sürgün esnasında görevlilerce bazı suistimaller, yol güzergâhındaki yöre halkı tarafından yapılan saldırılar, yağma ve soygun girişimleri, salgın hastalıklar ve iklim şartları sebebiyle ölümler yaşandı. Bu sebeple hükümet 15 Mart 1916 tarihinden itibaren vilayet ve mutasarrıflıklara gönderdiği bir talimatla tehciri (sürgünü) durdurmuştur.
Olaylara karışan sorumluların yargılanmaları: hükümetin oluşturduğu heyeti Tahkikiye reisliğince tehcir sırasında divanı harbe sevk edilen 1673 kişi: öldürme, yaralama, ermeni malına zarar verme, çalma, zorla para ve eşya gasp etme, rüşvet, yağma ve yan kesicilik, ermeni kızları ile izinsiz evlilik, tecavüz ve vazifeyi suiistimal suçlarından yargılanmışlardır. Bunlardan 67 idam, 524 hapis , 68 kürek çekme, para, pranga ve sürgün cezası almış, 227 beraat etmiş, 4 kişi ise yaşı küçük olduğundan velisine teslim edilmiş, 109'unun mahkemesi devam etmiş 674 kişi hakkında ise işlem yapılmamıştır. Hakkında idam kararı verilenlerden biri de Kahta kaymakamı Hakkı beydir.
Soykırım tartışmaları: Osmanlılar ve Ermeniler adlı kitabın yazarı Amerikalı tarihçi Edvard J.Ericsonn'a göre tehcirin arka planında şu nedenler yatmaktadır:
1-Anadolunun etnik bakımdan tek türleştirilmesi: bu anlayış yeni Cumhuriyetin fikir babası olan Ziya Gökalp ve jön Türklere ait anlayıştır. Ayrıca Taner Akçam, Uğur Umut Güngör ve Fuat Dündar gibi yazarlarda bu tezi savunmaktadırlar. Elbette tehcirde Anadolu’nun tek tipleştirilmesi anlayışı etkili olmuştur. Ancak bu tezi savunanlar tehcirin neden 1916 da durduğunu izah etmekte başarısızdırlar.
2- İmha niyeti : Vahkan Darian- Raymond Kevorkian gibi Ermenilerin tezidir. Buna göre jön Türkler Ermenileri tamamen imha etme niyetiyle bu sürgüne kalkışmışlardır.